Bölgede ana aktör Türkiye: Türkiye’nin tezlerini savunuyor Ortadoğu Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Güvenlik kaynakları Barrack'ın Ortadoğu turunu Yeni Şafak'a değerlendirdi. Türkiye’nin Irak ve Suriye’de yürüttüğü normalleşme adımları, Doğu Akdeniz’de atılan yeni adımlar, Körfez ülkeleriyle geliştirilen stratejik ilişkiler bir bütünün parçaları olarak görülüyor. Tüm bu adımların eşgüdüm halinde ilerlediğini belirten kaynaklar, bölgede istikrarlı bir yapı kurmak için Türkiye'nin bölgesinde merkez ülke olarak görülmesinin bir parçası olduğunu ifade ediyor.

BARRACK’IN ÇİFT ŞAPKASI TESADÜF DEĞİL
Tom Barrack’ın hem Ankara Büyükelçisi hem de Suriye Özel Temsilcisi olarak görevlendirilmesi de bu stratejinin bir parçası olarak görülüyor. Güvenlik kaynakları, bu görevlendirmenin sembolik değil, bilinçli bir tercih olduğunun altını çiziyor. Barrack’ın, Suriye’de Türkiye’nin tezlerine yakın bir tutum sergilediği ve bölgedeki dengeyi bozacak “özerk yapı” modellerine karşı mesafeli durduğu bildiriliyor.

AYRILIKÇI YAPILARIN ÖNÜ KESİLİYOR
Bölgedeki tansiyonun düşürülmesi için Barrack’ın yalnızca Ankara-Şam hattında değil, Tel Aviv ile de aktif temasta. İsrail'in güvenliğini merkeze alan ABD politikasının, aynı zamanda Suriye'de ayrılıkçı yapıların önünü keserek daha merkezi ve bütünleşik bir çözüm modelini öne çıkardığına vurgu yapıyor.
ABD’NİN ASIL HEDEFİ ÇİN
Güvenlik kaynaklarına göre ABD’nin Orta Doğu'daki son hamleleri yalnızca bölgesel istikrar ya da İsrail’in güvenliğiyle sınırlı değil. Uzun vadeli stratejik planda Washington’un asıl hedefi Çin’in yükselişini sınırlamak. Bu bağlamda Türkiye, hem coğrafi konumu hem de bölgesel etkisiyle ABD açısından kritik bir "dengeleyici güç" olarak öne çıkıyor. Güvenlik kaynaklarına göre ABD’nin Ortadoğu’da attığı adımlar yalnızca bölgesel denge arayışı değil, aynı zamanda küresel bir stratejinin parçası. Bu stratejideki asıl hedef ise Çin. Washington, Pekin’in artan ekonomik nüfuzu ve savunma alanındaki yatırımlarını sınırlamaya yönelik adımlarını genişletiyor.
Çin’in son yıllarda sadece Ortadoğu’da değil, Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada yaptığı altyapı yatırımları, enerji anlaşmaları ve savunma iş birlikleri ABD tarafından dikkatle izleniyor. Kuşak ve Yol Girişimi ile ekonomik etki alanını genişleten Pekin, aynı zamanda gelişmiş silah sistemleri ve askeri üs projeleriyle güvenlik alanında da giderek daha iddialı bir aktör hâline geliyor.

"Özgür bir SDG devleti olmayacak"
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, yaptığı açıklamada Türkiye’nin hassasiyetlerine yakın ifadeler kullandı. SDG’nin, YPG ve PKK ile doğrudan ilişkili olduğunu vurgulayan Barrack, “Onlara bağımsız devlet kurma borcumuz yok. Özgür bir Kürdistan olmayacak, özgür bir SDG devleti olmayacak” dedi.
Barrack, “Biz kimseye hiçbir şey dikte etmiyoruz. SDG dediğiniz YPG’dir, YPG de PKK’dır. PKK bugün silah bırakmaya başladı. Bu Türkiye için büyük bir mesele. YPG, PKK’dan türemiş ve bizim IŞİD’e karşı birlikte hareket ettiğimiz bir yapıdır" ifadelerini kullandı.
ABD kamuoyunda SDG’ye karşı bir "borç duygusu" geliştiğini kabul eden Barrack, bu borcun bağımsızlık değil, siyasi entegrasyon sürecine katkı olduğunu vurguladı. Barrack, “Onlara bir devlet içinde bağımsız devlet kurma hakkı borçlu değiliz. Borçlu olduğumuz şey; makul bir geçiş süreci sunmak. Bu yeni rejimde, tek Suriye ile nasıl bütünleşecekleri konusunda makul olunması gerekiyor" şeklinde konuştu. Suriye’nin üniter yapısının korunması gerektiğini ifade eden Barrack, "Suriye'de Kürt Kürt gibi, Dürzi Dürzi gibi giyinerek bir ordu kurulamaz. Tek yapı olacak" diyerek ayrılıkçı modellere kapıyı kapattı.


