Evde bitki yetiştir çocuğunu güçlendir
Sabah sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Geçtiğimiz hafta bilim insanı, mikrobiyata uzmanı Ali Rıza Akın ile bir araya geldik. Bağışıklık sistemimizin üst seviyede çalışabilmesi için en büyük görev mikrobiyatamıza düşüyor. Bu yüzden kendisinden aldığımız bilgiler altın değerinde! Özellikle bağırsaklarımızdaki bakterilerimizin doğru şekilde çalışması için onları sağlıklı beslememiz çok önemli. İşte bu yüzden bir anne de olduğum için kendimden önce çocuk sağlığı için sorularım oldu. "Hocam, yaz geldi, çocuklarımızın mikrobiyatasını çeşitlendirecek bir tatili onlara nasıl yaşatabiliriz?" diye sordum. "Ekran başından kaldırıp doğaya salacaksınız" dedi. "Şehir hayatında toprağa ulaşmak kolay mı hocam? Mecburen evlerde kalmak zorunda olan çocuklar için neler önerirsiniz" dedim. Aşağıda okuyacaklarınız, Ali Akın'ın konuyla ilgili cevapları... Biz annelere evimize, uygun olmasa bile, ne yapıp edip bir bitki köşesi kurmak düşüyor. Balkona, pencere önüne ya da evin bir köşesine... Böyle bir köşeniz varsa mail adresime lütfen fotoğraflarını atın. (pinar. [email protected]) Belki birbirimize ilham olup fikirler veririz.

"Eskiden özgürce çimenlere basan, çamurlara bulanan, doğayla iç içe büyüyen çocuklar, bugün doğaya dokunmanın bile mümkün olmadığı, sentetik oyun alanlarında büyümeye çalışıyor. Sentetik kimyasallarla temizlenmiş evlerde yaşayan, plastik zeminler üzerinde oynayan çocukların bağışıklık sistemleri daha ilk günden zayıflıyor ve hasarlı mikrobiyotanın tetiklediği kronik sağlık sorunları günbegün artıyor. Alerjilerden egzamaya, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna (ADHD), otizme, bağışıklık sistemi hastalıklarına ve sindirim sorunlarına kadar birçok rahatsızlık adeta sıradan hale geldi.

ÇOCUKLUK DÖNEMİ ÇOK ÖNEMLİ
Çocuklarımızın sağlıklı büyümesi için mikrobiyota kritik öneme sahip. Doğumdan itibaren, ilk nefesle birlikte bağışıklık sistemini eğiten, beyin gelişimini destekleyen, duygusal durumlarını bile etkileyen mikrobiyotaları gelişmeye başlar. Bu mikrobiyota, çocuğunuzun savunma sisteminin eğitimcisidir; onu güçlendiren, olgunlaştıran ve çevresel tehditlere karşı hazırlayan bir koruyucu kalkandır. İyi dengelenmiş ve zengin bir mikrobiyotaya sahip çocuklar, daha güçlü bağışıklık sistemine, daha iyi ruh sağlığına ve daha keskin bilişsel yeteneklere sahiptirler. Mikrobiyotanın eksikliği ise, çocuğunuzun yaşam boyu sürebilecek sağlık sorunlarına karşı savunmasız kalması demektir. Bu nedenle, çocuklarımızın mikrobiyotalarına ne kadar özen gösterirsek, aslında onların geleceğine de o kadar yatırım yapmış oluruz. Peki, doğayla bütünleşik yaşamın neredeyse lüks sayıldığı şehir hayatında bizler ne yapabiliriz? Birçoğumuzun hayalini süsleyen, yılın 2-3 ayını köylerde, doğayla iç içe geçirmek mümkün olmayabilir. Ancak, çaresiz de değiliz!

ELLERİYLE MEYVE TOPLASINLAR
İşte şehir yaşamında doğaya dönüş için size küçük ama etkili bir öneri: Evinizin içinde, balkonunuzda veya pencerenizin önünde organik toprak kullanarak domates, biber, salatalık gibi sebzeler ya da sevdiğiniz çiçekleri yetiştirin. Toprağa dokunun, bitkilerinizi sulayın, çocuklarınızla birlikte onların büyümesini izleyin. Bu basit eylem bile mikrobiyotayı zenginleştirecek, bağışıklık sistemlerini güçlendirecek bir adımdır.
Peki, bu aktiviteler çocuklarımızın mikrobiyotasını nasıl zenginleştirir? Çocuklarınız toprakla temas ettiğinde ellerine sayısız yararlı bakteri türü bulaşır. Bu bakteriler, çocuğunuzun cildinden bağırsaklarına kadar uzanan yolculuklarında mikrobiyotalarına katılarak bağışıklık sistemlerini eğitir ve destekler. Doğal ortamda yaşayan farklı türden mikroorganizmalarla etkileşime geçmek, çocuğunuzun bağırsak mikrobiyotasının çeşitliliğini artırır. Bu çeşitlilik, onların bağışıklık tepkilerini güçlendirerek, astım, egzama, alerji gibi kronik rahatsızlıkların ortaya çıkmasını önler, hatta bilişsel ve psikolojik gelişimlerine olumlu etki eder.
Ve unutmayın, kendi elleriyle büyüttüğü domatesleri ve biberleri toplayıp sofraya getiren çocuğunuz, yalnızca mikrobiyotasına değil, kendi emeğinin gücüne ve başarmanın eşsiz duygusuna da kavuşacaktır. Sofrasına gelen her gıdanın ardında yatan emeği anlayan, doğaya saygılı ve hayatın gerçek değerlerine sahip çıkan bir nesil yetiştirmek bizim elimizde!"

DOĞAYA DOKUNMAK TEDAVİ EDER
Bir bahçeniz varsa, doğayla bağınızı daha da güçlendirebilirsiniz. Bahçenizin toprağında yaşayan karıncaları, çekirgeleri ve diğer minik canlıları keşfedin. Çocuğunuzla birlikte bu canlıların anatomilerini gözlemleyip çizmeye çalışın. Bu etkinlik sayesinde sadece keyifli vakit geçirmekle kalmaz, doğanın mikrobiyotasıyla temas ederek bağışıklık sisteminizi ciddi anlamda güçlendirmiş olursunuz. Toprak ve bitkiler üzerinde yaşayan bu minik canlılar da sağlıklı mikrobiyota çeşitliliğini destekleyen önemli unsurlardır. Çocukların doğadaki böceklerle temas etmeleri, bağışıklık sistemlerini tetikleyerek kronik inflamasyonu azaltır ve uzun vadede hastalıklara karşı daha dirençli olmalarını sağlar.
Elbette gönül ister ki ahşap evlerde, ormanların içinde yaşayalım ve kendi besinlerimizi kendimiz yetiştirelim. Fakat günümüzün modern şehir hayatında bile yukarıda bahsettiğim küçük dokunuşlar, hem sizin hem de çocuğunuzun mikrobiyotasına süper bir probiyotik etkisi yapacaktır. Çünkü doğaya dokunmak, hayata dokunmaktır!
Unutmayın; çocuğunuzun mikrobiyotası, onun hayat yolculuğundaki en değerli miraslardan biridir. Onu koruyun, zenginleştirin ve güçlendirin. Mikrobiyotaya yapacağınız her yatırım, çocuğunuzun sağlıklı, güçlü ve mutlu bir geleceğe sahip olmasına atılmış paha biçilemez bir adımdır!


