Fransızlar başlattı biz hala yapıyoruz: Masada neden hep tuz ve karabiber var? Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Restorana oturduğunuzda, siparişinizi bile vermeden gözünüz hemen masada duran ikiliye takılır: tuz ve karabiber. Neredeyse tüm dünyada sessizce süren bu alışkanlık aslında rastgele bir seçim değil. Yüzyıllar öncesine, Fransa aristokrasisine kadar uzanan bir sofraya dayanıyor.
BİR SOFRA KURALI OLARAK BAŞLADI17. yüzyıl Fransa’sında sofra kuralları sadece görgüyle değil, zevk ve denge anlayışıyla da şekilleniyordu. O dönemde kullanılan baharatlar arasında en "nötr ve asil" kabul edilen karabiberdi. Ne tarçın kadar tatlıydı, ne zencefil kadar baskın. Karabiber, damak tadını bozmadan lezzeti tamamlıyordu.
Tuz ise zaten tarih boyunca “beyaz altın” olarak anılmış, hem gıda koruma hem de lezzet artırma aracı olmuştu. Bu iki ürün, şefin tarifine zarar vermeden yemeği "kişiselleştirme" imkanı sunuyordu. Böylece sofralarda sadece tuz ve karabiber yer almaya başladı. Diğer tüm baharatlar mutfağın kontrolünde kaldı.
Bu gelenek zamanla İngiltere’ye, oradan da dünyanın geri kalanına yayıldı. Bugün bile pek çok restoranda, masaya konulan tek şey tuz ve karabiberdir çünkü bu iki lezzet tamamlayıcı, yemeğe müdahale değil, dokunuş sağlar.
Ayrıca aşçılar için de bir tür sınırdır, Yemeği fazla değiştirmeyin, sadece kendinize göre ayarlayın.
GÜNÜMÜZDE NEYİ TEMSİL EDİYOR?Masadaki tuz ve karabiber artık sadece tat değil, alışkanlık, konfor ve güven duygusu da veriyor.
- “Her restoranda olması gereken şey” olarak görülüyor.
- Bir şey eksikse bile tuzla çözülebilir hissi yaratıyor.
- En önemlisi, bu sade ikiliyle dünya mutfakları aynı dili konuşuyor.


