Manisa’da bir annenin azmi: Toplum dışladı… O yılmadı, çocuklarını hayata kazandırdı
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Manisa’nın Yunusemre ilçesinde yaşayan 3 çocuk annesi Saadet Şerenoğlu , otizmli ikiz oğullarıyla 25 yılı aşan zorlu bir mücadeleye imza attı. Eşinden ayrı olarak çocuklarını tek başına büyüten Şerenoğlu, tüm engellere rağmen hem annelik hem babalık yaptı. Otizm konusunda farkındalık yaratmak için Manisa Otizm Derneği’ni kurarak yüzlerce aileye de rehberlik etti.

Şerenoğlu, 1995 yılında Diyarbakır’dan Manisa’ya gelin geldi. 1996’da ilk çocuğunu sağlıklı bir şekilde dünyaya getirdi. 2000 yılında doğan ikizleri Ozan ve Oğuz’un gelişiminde farklılıklar olduğunu 18. aydan itibaren fark etti. Büyük oğluyla karşılaştırınca durumun sıradan olmadığını anladı. Manisa Rehberlik ve Araştırma Merkezi’ne başvurduğunda ilk kez “otizm” kelimesiyle tanıştı. İkizlerine ağır otizm teşhisi konuldu.

Zorlu süreçte yalnız kalan Şerenoğlu, çocuklarının eğitimi ve gelişimi için her türlü imkânsızlığa rağmen yılmadan çalıştı. Maddi yetersizlikler, toplumsal ön yargılar ve 8 kez ev değiştirmesine neden olan sorunlara rağmen geri adım atmadı. Manisa Otizm Derneği’ni kurarak yalnızca kendi çocukları için değil, benzer durumdaki yüzlerce çocuk için de mücadele etti.

Şerenoğlu, teşhis sürecinde yaşadığı duyguları şöyle anlattı:

“2000'li yıllarda otizmle tanıştığımda inanın kelimeyi dahi bilmiyordum. Şartlar çok farklıydı, bilgiye ulaşmak zordu. İlk oğlum sağlıklıydı, tepkiler veriyordu. Ama ikizlerde bir terslik vardı. Sesime tepki vermiyorlardı ama televizyondan gelen sesleri duyunca koşarak geliyorlardı. Göz teması kurmuyorlardı. Manisa'daki Rehberlik Araştırma Merkezi'ne gittim. Orada ilk kez 'otizm' kelimesini duydum. Ne olduğunu sordum. 'Ege Üniversitesi'ne gidin' dediler. O an ilk yolculuğum başladı."
if (!$ISMOBILE) : ?>include(__DIR__.'/320x100.php');?>

Karşılaştığı zorlukların kendisini olgunlaştırdığını belirten Şerenoğlu:

"Şimdiki ailelerle konuştuğumda görüyorum ki çok zorlu bir süreç geçirmişim. O dönem Manisa'da sadece bir rehabilitasyon merkezi vardı, o da bir apartmanın alt katındaydı. Ama ben hiç vazgeçmedim. Her bilgiyi dinledim. Sonradan anladım ki kitapta yazanla yaşadığımız çok farklıymış. Aynı anneden doğan iki çocuk, aynı şartlarda büyüdü ama gelişimleri çok farklıydı. Bu süreçte çok düştüm, yaralandım, yalnız kaldım. Ama o çaresizlikler beni olgunlaştırdı. Annelikten daha çok keyif almamı sağladı."

Toplumla sık sık çatıştığını söyleyen Şerenoğlu, zamanla iç huzurunun çocuklarına da yansıdığını ifade etti:

"Yıllarca toplumla, insanlarla, yetkililerle çatıştım. Hep, 'Bu çocuklar daha iyisini hak ediyor' dedim. Ama sonra fark ettim ki mutsuzluğum çocuklara yansıyor. Çocuklar mutlu bir ortam istiyor. Bu sadece otizmli çocuklar için değil, tüm çocuklar için geçerli. Oğuz daha çok öfke nöbeti geçirirdi, eşyalara zarar verirdi. Bu yüzden Manisa'da 8 ev değiştirdim. Ama mücadele etmeden hiçbir şey olmuyor. Şimdi sosyal medyada birçok aileyle tanışıyorum. 'Bu aşamaya nasıl geldiniz' diye soruyorlar. Kolay olmadı. Ama şimdi meyvesini topluyorum. Sen huzurluysan, çocuk da huzurlu oluyor. Okula gidip, sosyalleşiyorlar."


