Vergi polisiye tedbirlerle toplanır Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçen hafta yaptığı bir konuşmada, hem devletin “vergi gelirlerini artırmak” hem de “vergide adaleti sağlamak” için mevcut 184 Organize Sanayi Bölgesi ile tüm hallerin kapılarında ve şehir giriş-çıkışlarında vergi denetçilerinin sürekli olarak bulunacaklarını söyledi. Bu denetçiler mal taşıyan kamyonlarda fatura ve irsaliye kontrolleri yaparak “kayıt dışı” ticari faaliyetin “kayıt içine” girmesini sağlayacaktır. Mehmet Şimşek’in yapıldığını ve yapılacağını söylediği denetimler yeni icat değildir. Bildim bileli bunlar vardır. E-5 Tuzla kavşağı bu denetim noktalarının en ünlüsüdür. Yeni olan, denetçilerin OSB ve hal kapılarında konuşlandırılacak olmalarıdır. Maliye Bakanları, zaman zaman gevşeyen denetimleri sıkılaştırmak için böyle çıkışlar yapar. Bakanın bu konuşması üzerine, özel sektörcü AKP’nin gözdesi ve TOBB’un süper kıdemli başkanı Rifat Hisarcıklıoğu “Her işletmenin, her fabrikanın kapısına vergi memuru koyarak, polisiye tedbirler alarak vergi gelirleri artırılamaz. Hakkaniyet de sağlanamaz” diye üyelerini kollayan sözde “AKP’ye muhalif” bir şeyler söyledi. Pek tabii insan, TOBB Başkanı olunca böyle konuşmalıdır. Hisarcıklıoğlu, sureti haktan görünmek için de “Vergi denetimine karşı değiliz. Kayıt dışı ekonomiyle mücadeleyi destekliyoruz” diye söze girip ardından “Vergi sistemi girişimcilerin motivasyonunu bozmayacak şekilde tasarlanmalıdır” dedi. Bu ifadenin “bence” tercümesi şudur: Küçük ve orta boy işletmeler vergi kaçırmadan, kayıt içi çalışan marka ve teknoloji sahibi güçlü firmalarla rekabet edemez. Bu boy üyelerimizin vergi kaçaklarına, biraz göz yummak gerekir. Şunu hiç unutmayın. Türkiye’de 3. Selim’den beri çözülememiş çok sorun vardır. Ama ele alınıp üzerinde sayfalar dolusu raporlar yazılmamış tek bir konu yoktur. Kayıt dışılıkla mücadele de bunlardan biridir. Bu alanda özellikle “büyük patronlar kulübü” TÜSİAD çok çalışma yaptırmıştır.
KAYIT DIŞILIKLA MÜCADELE
OECD’de vergi gelirlerinin GSYH’ye oranı, ortalama %34’tür. Bizde ise %24’tür. Buradan kalkarak, kayıt dışılık önlenebilirse, ülkemizde de 1.2 trilyon dolara ulaşmış GSYH’nin %10’u kadar yani yılda 100 milyar dolardan fazla ilave vergi toplanabileceği söylenebilir. Kayıt dışılıkla mücadele “son alışveriş” noktasında damaya çıkar. En etkin ve en yaygın denetim, her gün alışverişe çıkan milyonlarca tüketicinin fiş almadan ödeme yapmamasıdır. Devletin yeterince vergi toplayamamasından en fazla zarar gören dar gelirliler, ceplerinden daha az para çıksın diye “fiş vermeyen” esnafı tercih eder. Bu suretle kayıt dışılığı teşvik eder, kayıt dışılık da vergi gelirlerini azaltır. Ne yaman bir çelişkidir bu.
POLİS, DEVLET DEMEKTİR
Polis kadim Yunancada şehir devleti daha doğrusu düpedüz “devlet” demektir. Silahlı kuvvetleri olmayan devlet yoktur. Costa Rica gibi ordusuz devlet olur ama polissiz devlet olmaz. Devlet, halktan zorla para toplama tekeline sahip kamusal örgüttür. Adalet, mülki idarenin; vergide adalet rekabete dayalı serbest piyasa sisteminin temelidir. Vergide adalet sadece, çok kazanandan, çok harcayandan, çok serveti olandan çok vergi almak değil, herkesten gücüne göre vergi alabilmektir.
SON SÖZ: Alınamayan vergiyle adalet olmaz.


