12 Eylül ün 45. yılında ortak açıklama: Darbe zihniyeti halen iş başında
Halktv sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
İHD İstanbul Şube Başkanı Jiyan Tosun tarafından okunan ortak basın açıklamasında, Türkiye'nin halen 12 Eylül darbecileri tarafından yapılan 1982 Anayasası ile yönetildiği ifade edildi.
Tosun, şu ifadelere yer verdi:
"12 Eylül darbesinin üzerinden tam 45 yıl geçti ancak; 12 Eylül darbecileri tarafından yapılan 1982 tarihli darbe anayasası ile yönetiliyoruz. Darbe anayasası ile hayatımıza sokulan kurumlar yanında, insan hakları normlarının, demokrasi ilkelerinin ve yürürlükteki hukukun dahi yok sayılması, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkı gibi temel hak ve özgürlükleri kullanılamaz hale getiren yasak ve baskılar, nefret saldırılarının ve ırkçılığın desteklenmesi, tüm itirazların susturulması amacıyla işkence ve kötü muamelenin yaygınlaştırılması, hukuki dayanaktan yoksun tutuklama ve cezalar, her yıl yenileri eklenen yüzlerce hapishane, sistematik tecrit, ağırlaştırılmış müebbet, infaz yakma, işkence ve kötü muamele ve benzeri infaz uygulamaları ile ölüme terk edilen mahpuslar, güvenlik soruşturması bahanesi ya da asılsız suçlamalarla muhaliflerin iş akitlerinin feshi ve benzeri devasa sorunlar ile, 12 Eylül zihniyeti halen iş başında."
"KÜRT MESELESİ GÜNDEMDEKİ YERİNİ KORUMAKTADIR"Açıklamada, 12 Eylül darbesinin Türkiye'nin en temel sorunlarından biri olan Kürt meselesi üzerindeki etkisine de değinildi. Darbenin, meselenin demokratik siyaset zemininde tartışıldığı bir dönemde gerçekleştiği belirtilerek, "12 Eylül 1980 Askeri Darbesi başta Diyarbakır Hapishanesi olmak üzere, siyasi mahpusların tutulduğu pek çok hapishanede insanlık dışı işkenceler ve idam tehditleriyle Türkiye’nin en temel meselesi olan Kürt meselesini şiddet ve güvenlik sorunu haline getirmiştir. Darbeden sonra altmış yedi kez kurulan hükümetler döneminde de ne yazık ki bu politikada ısrar edilmiş ve halen Kürt meselesi bu coğrafyanın en temel demokrasi ve insan hakları sorunu olarak gündemdeki yerini korumaktadır" denildi.
Açıklamada, son yıllarda Türkiye'nin hızla otoriterleştiği ve hukuk normlarının bağlayıcılığının yok sayıldığı savunuldu. Anayasa Mahkemesi'nin Cumartesi Anneleri ve Can Atalay hakkındaki ihlal kararları ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Osman Kavala, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ için verdiği derhal tahliye kararlarının uygulanmamasına dikkat çekilerek, "Anayasa ve yasalar dahil, hukuk normlarının bağlayıcılığı yok sayılmıştır" ifadeleri kullanıldı.
CHP İL BAŞKANLIĞI'NA KAYYUM ATANMASIHukukun siyasallaşmasının 19 Mart 2025'te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın tutuklanmasıyla zirveye çıktığı belirtilen açıklamada, son olarak CHP İstanbul İl Başkanlığı'na Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla kayyım atanmasının Siyasal Partiler Kanunu, Seçim Kanunu ve Yüksek Seçim Kurulu Kanunu'nun askıya alınması anlamına geldiği kaydedildi.
Açıklama, "Otoriterleşme yolundaki ısrarına rağmen, darbe karşıtı olduğunu söylemekten vazgeçmeyen hükümeti; 12 Eylül’le ve sonrasında yaşanan darbelerle hesaplaşmaya çağırıyoruz" sözleriyle sona erdi.


