14 yıl önce kanun çıkarıldığı unutuldu mu? Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, siyasi parti gruplarına 25 Temmuz’da gönderdiği yazı geçmişte uygulanmaya çalışılan “Çözüm süreci”nin bu kez isim değiştirmiş hali olan “Terörsüz Türkiye” için TBMM’de kurulacak 51 kişilik komisyon için partilerden isim bildirilmesini istedi. Komisyona da “Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu” adı verildi. Siyasi partilerin temsilci sayıları da farklı. Örneğin AKP 21, CHP 10, DEM Parti ve MHP 4’er, İYİ Parti ve Yeni Yol 3’er, TBMM’de grubu bulunmayan HÜDA PAR, Yeniden Refah Partisi, TİP, EMEP, DSP, DP 1’er milletvekili ile temsil edileceği bildirildi. İsimlerin 31 Temmuz saat 17:00’ye kadar bildirilmesi istendi.
Komisyonun gündeminin nasıl belirleneceği, hangi yöntemle çalışacağı ve süresine ilişkin açıklayıcı bir ifade yok. Komisyonun alınacak kararları oy çokluğu ile mi yoksa nitelikli çoğunlukla mı alacağı da belirsiz. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, komisyon çalışmalarına katılmayacaklarını açıkladı. CHP’nin durumu belirsizliğini koruyor.
HER DÖNEMDE HAZIRLIKLIYDI
CHP, Güneydoğu’da yaşanan olumsuzluklara karşı her dönemde hazırlıklıydı. Buna göre değişik yıllarda çalışmalar yapmıştı. Örneğin 1989’da “Doğu ve Güneydoğu Sorunlarına Bakış ve Çözüm Önerileri”, 1991’de “Türkçeden Farklı Dillerin Kullanılması Hakkında Kanun Teklifi”, 2008’de CHP Programı’nda “Doğu ve Güneydoğu Sorunları Hakkında Bölümler” sorunları ve çözüm önerilerini ortaya koyuyordu.
CHP, eğer komisyona temsilci vermeyecekse, haklı gerekçeleri de olacaktır. Komisyonda üye dağılımı önemli. Orada kararlar oy sayısına göre alınacaksa, muhalefet partilerinin hemen hiçbir önerisi dikkate alınmayacak demektir.
ÖRGÜTLERDEN, MAFYADAN KURTARILMALI
Sorunlara bakış ve çözüm önerileriyle bölgedeki gençlere çok farklı bir gelecek umudu verilmeli, Türkiye’nin geleceğinde hakları olan yerlere ulaşabilecekleri düşüncesi zihinlere, yüreklere yerleştirilmeli. Gençlerimiz, terör örgütüne, yeraltındaki dini örgütlenmelere ya da mafyaya mahkum olmaktan kurtarılmalı. Bunun için de büyük bir eğitim projesi hazırlanmalı. Gençler Türkiye’nin bütünlüğü içinde kendilerine bir gelecek bulabileceklerini görebilmeli.
Yalnız gençler değil. İnsanların çalışarak para kazanabilecekleri, çocuklarına, ailelerine bakabilecekleri istihdam projeleri, genç kızları ve kadınları yeni saygın kimlikleriyle destekleyecek kadın projeleri, tarım, hayvancılık ve sulama projeleri, komşu ülkelerle yeni ekonomik ve ticari kanalların açılmasını öngören projeleri de devreye sokmak gerekiyor.
TBMM, İRADESİNİ 14 YIL ÖNCE ORTAYA KOYDU
Bazı konular çabuk unutuluyor, gündemden kalkıyor. Şimdi “Terörsüz Türkiye” deniliyor, TBMM’de komisyon kurulmaya çalışılıyor 14 yıl önce çıkarılan kanunu hatırlayanımız da az. 6551 sayılı Kanunun adı: “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun.” Bu kanun TBMM’de 1 Temmuz 2014 tarihinde kabul edildi. 16 Temmuz 2014 tarihinde Resmi Gazetede yayımlandı. Kanunun özetini aktarıyorum:
-Amaç (Madde 1): Çözüm süreci kapsamında terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesine yönelik usul ve esasları belirlemek.
-Uygulama, İzleme ve Koordinasyon (Madde 2): Hükümete; siyasi, hukuki, sosyo-ekonomik, psikolojik, kültürel, insan hakları, güvenlik ve silahsızlandırma gibi alanlarda adımlar atma, kamuoyunu bilgilendirme ve koordinasyon sağlama görevleri verilir.
-Yetki ve Sekretarya (Madde 3): Cumhurbaşkanı karar alır; sekretarya işleri Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı (KGK) tarafından yürütülür.
-Koruma (Madde 4): Kanun kapsamında görevli kişiler hukuki, idari ya da cezai sorumluluk taşımaz.
-Yürürlük (Madde 5): Yayım tarihinde yürürlüğe girer; bu kanun Bakanlar Kurulu tarafından yürütülür.”
Ayrıca 2018’de çıkarılan 700 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile “Bakanlar Kurulu” ibaresi “Cumhurbaşkanı” olarak değiştirildi.

CUMHURBAŞKANINA HER YETKİ VERİLDİ
Yasayı ve kararnameyi incelediğimizde, terörün bitirilmesi, gerek terörün bitirilmesine paralel yapılması gerekenler için TBMM iradesini ortaya koymuş, çerçeveyi çizmiş, yetkiyi de o gün için Bakanlar Kurulu’na bugün içinde cumhurbaşkanına vermiş.
Cumhurbaşkanı bu yetkiyi kullanarak yapılması gerektiğini düşündüğü her şeyi yapabilir. İlave olarak çıkarılmasınI istediği bir kanun varsa onu da TBMM’den talep edebilir. Anlaşılan sayın cumhurbaşkanı, bu yetkiyi tek başına kullanmak istemiyor, “konunun hassasiyeti dolayısıyla geniş bir tabana yaymak istiyor” diyor.
Bu köşede, CHP’nin 6. Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı mektuptan bir bölüm aktarmıştım. Eski Milletvekili Emin Şirin, parlamentodan uzak kalsa da gelişmeleri ve geçmişte yapılanları gündeme getiriyor, yorumluyor. Şirin “Gidişatın pek iyi olmadığını” öne sürüyor ve şunları ekliyor:
“Aynen merhum Baykal‘ın 2009’da işaret ettiği risklerle karşı karşıyayız. Mektubun içeriği harfiyen geçerli. Özellikle dış konjektörün empoze ettiği bu sürecin gerçek hedefinin Kürt kökenli vatandaşlarımızın temel sorunlarının çözümü olmadığı, milli bir ayrışma peşinde koşan terör örgütünün siyasi uzantısının, siyasal amaçlarına yönelik bir açılımla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor”
CHP’nin, “Terörsüz Türkiye”ye karşı çıkacağını kimse beklemez. Ama, CHP ilkelerinden de vazgeçmez.


