2100 yılına gelindiğinde su kaynaklarımız yüzde 25 azalacak Samsun Haberleri
Haberturk sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
TARIM ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Satuk Buğra Fındık, “Yaptığımız projeksiyon çalışmaları doğrultusunda, 2100 yılına gelindiğinde su kaynaklarımızın yüzde 25 oranında azalması öngörülüyor” dedi.
Kızılırmak Havza Su Kurulu 2025 Yılı Toplantısı, Samsun Valisi Orhan Tavlı'nın başkanlığında, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinasyonunda, Çorum Valisi Ali Çalgan ve 14 ilin kamu kurum ve kuruluş temsilcilerinin katılımıyla Şehit Ömer Halisdemir Çok Amaçlı Salon'da gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Su Yönetimi Müdür Yardımcısı Satuk Buğra Fındık, “Hepimizin bildiği gibi, dünyamızın 4'te 3'ü sudan oluşuyor. Ancak bu suyun yalnızca yüzde 2,5’i tatlı su. Bu tatlı suyun da sadece yaklaşık yüzde 1,2’sine erişebiliyoruz. Bu miktarın yaklaşık yüzde 30’unu yer altı sularından, geri kalan kısmını ise yüzey sularından sağlıyoruz. Tatlı suyun büyük bir bölümü buzullar gibi ulaşılması güç alanlarda bulunuyor. Yani bunu bir bardak suyla örneklendirecek olursak, elimizdeki bardaktaki sadece bir damla suyu kullanabiliyoruz” diye konuştu.
‘2030 YILINA DOĞRU SU KAYNAKLARININ YÜZDE 20 AZALMASI BEKLENİYOR’
Tarım ve Orman Bakanlığı olarak suyun hem kalitesini hem de miktarını korumaya yönelik çalışmalar yürütüldüğünü söyleyen Fındık, “Dünyada yaşayan 8,5 milyar insan, bu bir damla suyun hem miktarını hem de kalitesini korumak için büyük bir çaba sarf ediyor. Biz de Tarım ve Orman Bakanlığı olarak suyun hem kalitesini hem de miktarını korumaya yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Özellikle son yıllarda iklim değişikliğinin etkisiyle su kaynakları üzerindeki baskının arttığını hepimiz görüyoruz. Yaptığımız projeksiyon çalışmaları doğrultusunda, 2100 yılına gelindiğinde su kaynaklarımızın yüzde 25 oranında azalması öngörülüyor. Bu azalmanın en büyük nedenleri ise azalan yağışlar ve artan sıcaklıklar olacak. Geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiğimiz su-nüfus projeksiyonları kapsamında çok daha çarpıcı sonuçlarla karşılaştık. 2030 yılına doğru hem nüfus artışı hem de iklim değişikliğinin etkisiyle su kaynaklarımızın yüzde 20 oranında azalması bekleniyor. Şu an itibarıyla Türkiye, su stresi yaşayan bir ülke konumunda. Ancak eğer 2030 sonrasında da aynı şekilde devam edersek, herhangi bir önlem almazsak, su kıtlığı çeken ülkeler arasına girmemiz kaçınılmaz olacak. Bu nedenle suyu planlı ve programlı bir şekilde yönetmek zorundayız” dedi.
‘SUYUN VE VERİMLİ TOPRAĞIN ÖNEMİ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR’
Artan sıcaklıklar, düzensiz yağışlar ve insan kaynaklı kirliliğine dikkat edilmezse Kızılırmak’tan sadece birkaç güzel fotoğraf kalacağını söyleyen Samsun Valisi Orhan Tavlı, “Sivas’taki Kızıldağ’ın eteklerinden doğan Kızılırmak, Kayseri, Ankara, Çorum ve Samsun gibi 14 ilimizden geçerek geniş bir coğrafyaya hayat veriyor. Bu nehir, taşıdığı suyla tarımsal üretimin ve ekonomimizin temelini oluşturan pek çok ürünü desteklemektedir. Kızılırmak Havzası, yalnızca bölge ekonomisi için değil, aynı zamanda ülkemizin gıda güvenliği ve ihracat kapasitesi açısından da büyük öneme sahiptir. Bu verimli topraklarda en güzel sebzeyi, meyveyi ve tahılı yetiştiren çiftçilerimiz, ülkemizin kaliteli, temiz ve güvenli gıda ihtiyacını karşılamaya el birliğiyle devam etmektedir. Ancak hepimizin bildiği üzere, son yıllarda etkisini daha da artıran iklim değişikliği ve su kirliliği, bu kadim havzayı tehdit etmektedir. Artan sıcaklıklar, düzensiz yağışlar ve insan kaynaklı kirlilik, Kızılırmak’ın debisini düşürmekte ve su kalitesini olumsuz etkilemektedir. Eğer bugün bu tehditlere karşı hızlı ve etkin adımlar atmazsak, gelecek nesillerimize sadece nehir yatakları, verimsiz topraklar ve Kızılırmak’ın tertemiz günlerini gösteren birkaç fotoğraf bırakmak zorunda kalabiliriz. Bu süreçte suyun ve verimli toprağın önemi her geçen gün artıyor. Başta rızkını topraktan kazanan çiftçilerimiz olmak üzere hepimiz bu kaynakların kıymetini biliyoruz. Bireysel ve kurumsal çabalarla bu bilinç gün geçtikçe daha da yaygınlaşıyor. Ancak bu konuda daha etkili sonuçlar almak için el birliğiyle çalışmamız gerekiyor. Çünkü artık boşa harcanacak tek bir damla suyumuz, kaybedecek tek bir karış toprağımız yok” ifadelerini kullandı.


