230 milyar dolarlık depolama hamlesi Ekonomi Haberleri

Enerji depolamada başvurular 160 gigavata, yatırım potansiyeli 230 milyar dolara ulaştı. Türkiye, yalnızca enerji arzını güvence altına almakla kalmıyor, yerli üretim, ihracat ve teknoloji yatırımlarıyla enerji depolama sektöründe bölgesel bir ekonomik güç merkezine dönüşüyor.

Türkiye, enerji politikalarında tarihi bir dönüşümün eşiğinde. Paris İklim Anlaşması taahhütlerinden Ulusal Enerji Planı hedeflerine, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) yeni lisans düzenlemelerinden özel sektör yatırımlarına kadar geniş bir yelpazede enerji depolama sistemleri stratejik bir kalkınma başlığı haline geldi. EPDK’nın Haziran 2025 verilerine göre toplam 33 GW kurulu güce sahip 673 depolamalı elektrik üretim projesine ön lisans verildi. Yatırım büyüklüğü yaklaşık 230 milyar dolara ulaştı.

2 BİN 700 BAŞVURU

Enerji depolamada adeta yatırım yağmuruna tutulduk. 2 bin 700’den fazla ön lisans başvurusu ile toplamda 160 GW’lık dev kapasite için süreç başlatıldı. EPDK verilerine göre, Haziran 2025 itibarıyla 33 GW’lık kurulu güce sahip 673 projeye ön lisans verildi. Bu projelerin 262’si yani 18,3 GW’ı rüzgar, 411’i yani 14,6 GW’ı ise güneş temelli. Depolamalı RES projelerinde 4 bin 349 megavat (MW) ile Tekirdağ, 2 bin 687 MW ile Kırklareli, 2 bin 685 MW ile Edirne olmak üzere Trakya bölgesi başı çekiyor. Depolamalı GES’lerde ise Ankara 2 bin 64 MW ve bin 230 MW ile Antalya öne çıkıyor. Türkiye’nin karbon azaltımı, arz güvenliği ve yenilenebilir entegrasyonu hedeflerinin merkezinde enerji depolama teknolojileri yer alıyor.

HEDEF 9,3 GİGAVAT

Ulusal Enerji Planı’na göre 2035’e kadar 7,5 GW’ı lisanslı üretim, 1,7 GW’ı talep tarafı katılımı olmak üzere toplam 9,3 GW enerji depolama kapasitesine ulaşılması hedefleniyor. 2030’a kadar ise 2,1 GW batarya sisteminin doğrudan şebekeye entegre edilmesi öngörülüyor. Hidroelektrik kurulu gücünün 35 GW’a çıkarılması, bu alanda stratejik bir kararlılık anlamına geliyor.

YERLİLEŞME ATAĞI

Depolamalı enerji santralleri yalnızca kağıt üzerinde değil, sahada da hayat buluyor. Türkiye’nin ilk lisanslı depolamalı GES’i 2025 yılında Konya/Kulu’da 10 MWh batarya sistemiyle devreye girecek. İlk rüzgâr+güneş hibrit santrali olan Geycek RES-Mucur’da ise 13,4 MWh’lik batarya ile entegre sistem kurulacak. İstanbul/Tuzla’da 5 GWh kapasiteli bir enerji depolama fabrikasının inşası sürüyor. Tesis, Türkiye’nin yanı sıra Avrupa, Türk cumhuriyetleri ve Afrika pazarına da hizmet verecek. Eti Maden tarafından Eskişehir/Kırka’da bor atıklarından lityum karbonat üretimi için 600 ton/yıl kapasiteli tesisin ihalesi 2025 içinde yapılacak.

Türkiye bölgesel merkeze dönüşebilir

Dünya Bankası ve Strategy\&PwC gibi uluslararası kuruluşların analizleri, Türkiye’nin enerji depolama alanında bölgesel bir üretim ve teknoloji üssüne dönüşebileceğine işaret ediyor. Dünya Bankası’nın projeksiyonuna göre Türkiye'nin elektrik kurulu gücü 2040’a kadar 175-225 GW seviyesine ulaşabilir. Strategy\&PwC ise 2032 itibarıyla Türkiye enerji depolama pazarının yıllık 400–500 milyon dolarlık satış hacmine ulaşabileceğini öngörüyor.

Ar-Ge süreçleri hızla gelişiyor

Türkiye, sadece lityum bazlı bataryalarla sınırlı kalmıyor. Aliağa RES gibi süperkapasitörler, Kızıldere Jeotermal gibi termal depolama, vanadyum redoks akış bataryaları ve bataryaların ikincil kullanımına yönelik Ar-Ge süreçleri de hızla gelişiyor. Henüz ticari ölçeğe ulaşmamış olsa da, vanadyum bataryalara yönelik 3 GWh üretim kapasiteli tesis için planlama çalışmaları sürüyor.