4 gün mesai masada
Hurriyet sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Avrupa ülkelerinde çeşitli boyutlarda uygulamaya giren haftada dört gün mesai uygulaması, Orta Vadeli Program’da (OVP) da yer aldı. Programda “İş-yaşam uyumunun ve çalışan verimliliğinin artırılması doğrultusunda çalışma günleri ayarlaması için pilot uygulama yapılacaktır” denildi.
Programda yer alan bu ifadeler, “Dört gün mesai” uygulamasının altyapısı olarak yorumlanıyor. Burada esas kriterin iş ve özel hayat dengesinin kurulması ve çalışan verimliliğinin artırılması olduğu vurgulanıyor. Eğer uygulamaya yönelik çalışmalar öngörüldüğü gibi 2026 yılında tamamlanırsa özel sektörle birlikte kamuda da dört gün çalışma uygulaması pilot olarak başlatılacak. Uygulama belli kurum ve kuruluşlarda denenecek, başarılı olması halinde ise diğer kurum ve kuruluşlara da genişletilecek.
DÜNYA UYGULAMAYA GEÇTİ
Dünyada dört günlük çalışma, farklı ülkelerde belli sektörlerde pilot olarak hayata geçirildi. Polonya’da 1 Temmuz 2025 itibarıyla ilk kez kısaltılmış bir çalışma haftası pilot uygulaması başlatıldı. Proje, haftada dört gün 32 saat ya da beş gün 35 saat çalışılabilmesini öngörüyor. İzlanda, Belçika, İspanya ve Japonya gibi ülkelerde daha kısa çalışma haftasına dair çeşitli modeller ya test edildi ya da hayata geçirildi. Almanya’da 45 şirket ve kuruluş haftada dört günlük çalışma sistemini geçtiğimiz yıl denedi. İngiltere’de Şubat 2023’te yapılan bir çalışmada, dört günlük uygulamanın çalışanların memnuniyetini artırdığı ve verimlilikte de bir düşüş yaratmadığı görüldü.
YUNANİSTAN SIRADA
Yunanistan Çalışma Bakanlığı’ndan da geçtiğimiz haftalarda çalışma düzeniyle ilgili dikkat çeken bir hamle geldi. Ülkede haftada dört gün 10’ar saatlik çalışmanın önünü açan bir taslak hazırlandı. “Herkes İçin Adil Çalışma” başlıklı 88 maddelik tasarı, 19 Eylül’e kadar kamuoyunun görüşüne açık olacak. Tasarı kabul edilirse dört günlük çalışma süreci başlayacak. 88 maddeden oluşan tasarı, yalnızca dört günlük çalışma düzeniyle sınırlı kalmıyor. İşçiler, isterlerse haftada dört gün 10’ar saat çalışabilecekler; ayrıca gönüllü olan çalışanlar günde 13 saate kadar mesai yapabilecek. Fazla mesai ücretleri saat başına yüzde 40 zamlı ödenecek ve günlük dört saat, yıllık ise 150 saatle sınırlı olacak. Tasarı, fazla mesaiye katılmayı reddedenlerin işten çıkarılamayacağını da güvence altına alıyor; bu da işveren-çalışan dengesinde yeni bir dönemin işareti olarak değerlendiriliyor.
NEDEN TERCİH EDİLİYOR?
Dört günlük çalışmanın en büyük avantajı olarak, iş-yaşam dengesinin iyileşmesi ve bu sayede genel refah seviyelerinin artması gösteriliyor. Haftada dört gün çalışmanın sonucu olarak çalışanların hobilerine ve ailelerine zaman ayırmasına olanak tanınırken, çalışanların işlerine daha motive bir şekilde geri dönmeleri sağlanıyor. Ayrıca ulaşımda trafik gerginliğinin azaltılması gibi olumlu etkiler de görülüyor. Özellikle Y ve Z kuşağı çalışanların da bu modele daha sıcak baktığı biliniyor. Bu modelin, beş gün çalışmak istemeyen ancak dört gün çalışmayı kabul edebilecek kalifiye elemanları istihdam piyasasına çekebileceği vurgulanıyor. Maaş düzenlemeleri konusunda ise şu anda dünyada tek bir uygulama bulunmuyor. Bu sistemin maaşlara yansıma modeli konusunda da bazı endişeler bulunuyor.


