48 yıl önce dünyayı ayağa kaldırmıştı, bir kez daha şoke etti! Bilim insanlarından tüyler ürperten açıklama geldi: Sinyalin kaynağı Güneş Sistemi nde değilmiş
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Takvimler 1977 yılını gösterirken bilim insanları uzaydan gelen gizemli bir sinyal keşfetti. Bu sinyal o kadar güçlüydü ki astronom Jerry Ehman teleskopun çıktısının kenarına "Wow!" (Vay canına!) yazmak zorunda kaldı. Sinyalin adı da böylece "Wow! sinyali" oldu.
Bilim insanları o günden bu yana Wow! sinyalinin uzak bir gezegende yaşayan uzaylılardan gelen bir iletişim girişimi olup olmadığını tartışıyor.
Geçtiğimiz günlerde, bir uzman ekibi verilerini modern tekniklerle yeniden incelediği sinyalin önceden düşünülenden daha da garip olabileceğini ortaya koydu.
Yeni analizle, Wow! sinyalinin önceki tahminlere kıyasla dört kat daha güçlü olduğu keşfedildi.
Daha da önemlisi sinyalin kaynağına dair bir dizi doğal veya insan kaynaklı ihtimal kesin olarak reddedildi. Araştırmacılar o zamanlar sinyali oluşturabilecek bir televizyon istasyonu bulunmadığını ve sinyalin algılandığı gözlemevinin üstünden geçen bir uydu olmadığını vurguladı.
Bilim insanları, Wow! sinyalinin muhtemelen doğal bir nedeni olduğuna inanmakla birlikte uzaylı kaynaklar ihtimalinin kesin olarak göz ardı edilemeyeceğini de vurguladı.
Araştırmanın yazarlarından Avrupa Güneş Teleskobu Vakfı direktörü Dr. Hector Socas-Navarro, Daily Mail'e yaptığı açıklamada, "Uzaylıları tamamen göz ardı edemiyoruz ama sinyal doğal bir astrofiziksel kaynaktan gelmiş gibi görünüyor. Şimdi hedefimiz bu kaynağı bulmak" dedi.
ABD'DEKİ GÖZLEMEVİNDE TESPİT EDİLMİŞTİ
Wow! sinyali, 1977 yılında ABD'nin Ohio eyaletinin Delaware şehrinde bulunan Big Ear (Koca Kulak) Gözlemevi'ndeki gökbilimciler tarafından tespit edildi.
Gözlemevindeki bilim insanları, uzaylıları aramak amacıyla gökyüzünü radyo dalgaları için tararken, teleskop olağanüstü bir sinyal yakaladı.
Olağanüstü güçlü olan bu ani radyo dalgası patlaması, aynı zamanda 72 saniye yani anormal denebilecek kadar uzun sürdü.
Bilim insanlarının dikkatini çeken bir diğer detay da sinyalin frekansının atomik hidrojen tarafından yayılan bir frekans bandı olan "hidrojen çizgisinde" olmasıydı.
Hidrojen evrende en bol bulunan maddelerden biri. Bu nedenle, başka gezegenlerde yaşayan varlıkların bu frekansı diğer zeki türlere sinyal vermek için bir araç olarak kullanıyor olabileceği öne sürüldü.
BİR DAHA TEKRARLANMADI
Garip bir şekilde, sinyal bir daha tekrarlanmadı ve bilim insanları o günden bu yana henüz aynı frekansta bu kadar yoğun başka bir patlama tespit edemedi.
Öte yandan Big Ear Gözlemevi'nden elde edilen tüm verilerin kâğıt çıktıları olması, ilerleyen zamanda Wow! sinyalinin yeniden incelenmesini zorlaştırdı.
Güncel makalenin yayımlanmasından önce bir araştırma ekibi ve gönüllüler, gözlemevinin arşivinde bulunan 75.000 sayfadan fazla veriyi titizlikle dijitalleştirdiler. Bu sayede, Wow! sinyali hakkındaki verilerin hesaplamalı analizi ilk kez gerçekleşti.
Dr. Hector Socas-Navarro, "Bu makale, Wow! sinyalinin temel istatistiklerini temelde yeniden yazıyor" dedi.
TAHMİN EDİLENDEN ÇOK DAHA HIZLI DÖNÜYORMUŞ
Araştırmacılar, sinyalin önceden düşünülenden daha güçlü olduğunu göstermenin yanı sıra, patlamayı çok daha doğru bir şekilde tanımladı.
Gökyüzünde sinyalin alındığı bölge, her biri sinyalin farklı bir bileşenini üreten iki küçük bölgeye ayrıldı. Araştırmacılar bu konumu öncekine kıyasla daha hassas bir biçimde belirlemeyi de başardı.
Bu yeni veriler sayesinde sinyalin frekansı revize edilerek 1420,4556 MHz'den yerine 1420,726 MHz'e güncellendi.
1420,726 MHz, sinyalin hidrojen çizgisinde olduğunu teyit ediyor ancak aradaki ufak fark, sinyali üreten şeyin önceden düşünülenden çok daha hızlı dönmüş olabileceğine işaret ediyor.
Daha önce kaynağın 30 km/s hızla döndüğü düşünülüyordu. Ancak yeni MHz değeri, kaynağın saniyede yaklaşık 74 km/s hızla yani önceki tahminin neredeyse iki katı hızla hareket ettiğini gösteriyor.
Dr. Socas-Navarro, "Tıpkı kalabalık bir grup içinde göze çarpan çok uzun boylu bir kişi gibi sinyalin olası kaynakları arasında bu kadar hızlı hareket eden bir cisim de dikkat çekecektir" dedi.
Ohio'da bulunan Big Ear Gözlemevi (Fotoğraf: Ivan Rokva)
BİRÇOK AÇIKLAMANIN İMKÂNSIZLIĞI KANITLANDI
Daha da önemlisi bu araştırma sayesinde olası açıklamalar olarak öne sürülen bazı doğal ihtimaller de ortadan kalkmış oldu.
Bu açıklamalardan biri insan yapımı bir sinyalin Ay'dan yansıyarak gözlemevi tarafından yanlışlıkla algılanmış olabileceğiydi. Ancak, bu yeni analiz, Ay'ın o sırada gezegenin diğer tarafında olduğunu ve bu nedenle hiçbir şeyin Ay'dan yansıyamayacağını açıkça ortaya koydu.
Aynı şekilde, 1977 yılında Güneş, Wow! sinyaline yakın yoğunlukta bir şey üretebilecek kadar aktif değildi. Bu da Wow! sinyalinin gerçekten Güneş Sistemi'nin dışından gelmiş olması gerektiği anlamına geliyor.
Ancak, bu gizemli radyo dalgasının kökeni hakkında hâlâ birçok soru işareti bulunuyor.
"UZAYLILARLA İLETİŞİM SİNYALİ OLDUĞUNU GÖZ ARDI EDEMEYİZ AMA…"
Araştırmanın Daily Mail'e konuşan baş yazarı Abel Mendez, "Wow! sinyalinin uzaylılarla iletişim sinyali olduğunu henüz göz ardı edemeyiz, ancak kanıtlar doğal bir kökeni işaret ediyor" dedi.
Arecibo'da bulunan Puerto Rico Üniversitesi'nde görev yapan Mendez, patlamanın, magnetar adı verilen ölmekte olan bir yıldızın enerjisinin, evrende yüzen soğuk hidrojen gazı bulutuna çarpmasıyla ortaya çıktığını öne sürdü.
Eğer bu gerçekleşmişse, çarpmanın gaz bulutuna enerji vererek dev bir mikrodalga lazeri gibi bir patlama yaratmış olması mümkün.
DAHA ZAYIFLARI DA TESPİT EDİLMİŞTİ
Geçmişte yapılan araştırmalarda, Wow! sinyaline oldukça benzeyen, ancak çok daha zayıf olan birkaç sinyal tespit edildi.
Bunlardan dördü, Dünya'dan sadece 12,5 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve saf hidrojen bulutlarıyla çevrili küçük kırmızı cüce yıldız Teegarden Yıldızı'ndan geliyordu.
Méndez sözlerini, "Wow! sinyalinin en olası kaynağı, nötr bir hidrojen bulutundan gelen bir maser parlaması veya süperradyans emisyonudur. Küçük bulutlar, Wow! sinyaline benzeyen ancak çok daha zayıf olan tutarlı dar bant sinyalleri yayar, bu nedenle bir bulut, bu süreçlerden herhangi biri nedeniyle geçici olarak çok daha parlak hale gelmiş olabilir" dedi.


