50 dakikada 4 ceza Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Kurban Bayramı’nda tatile ya da memleketine gitmeye çalışan bir vatandaş,1 Haziran günü 50 dakikada tam dört kez radar cezası yedi. Denizli’den Afyon’a giderken kesilen cezaların toplamı 8 bin 668 TL’yi buldu.
Bir başkasıysa sosyal medyada bir tırın arkasına gizlenmiş radar fotoğrafı paylaşarak, “Tuzak değil mi şimdi bu?” diye sordu. İşte yeni trafik düzenlemesinin gündeme oturan yüzü.
★★★
Şu tabloya iyi bakın: Duble yolda 100 metre arayla hız sınırı 70 km, 50 km ve 30 km’ye düşüyorsa ve radarı 30 km hız eşiğine yerleştiriyorsanız, burada tedbir değil tuzak vardır. Üstelik radar yerleştirilen birçok yolda hız sınırı levhası da yok. Vatandaş ceza ödediği yolda hangi kurala uyması gerektiğinden bile habersiz.
★★★
Cezaların miktarı da dudak uçuklatıyor: Hız sınırını 6-10 km aşana 2 bin TL, 66 km üstü ihlale 30 bin TL. Şerit ihlaline 90 bin TL. Neye göre, kime göre bu rakamlar... Hadi bir mantığı var diyelim. Vatandaş 90 bin lirayı nasıl ödeyebilir?
★★★
Hiç ehliyeti olmayan yakalanırsa 18 bin lira ceza ödeyecek. Ehliyeti olup da evde unutana 40 bin lira ceza kesilecek. Biri bunu bana açıklasın...
★★★
Ama cezalar bizim için, çakarlı araçlar her daim muaf! Onlar vızır vızır! 30 kilometre hız sınırı olan yerde, 140’la gidebiliyorlar.
Üstelik bu denetimler tatil öncesi ışık hızıyla artırılıyor. 17 bin 645 ekip, 33 bin 943 personel, 1485 radar, üstüne dron ve helikopterler... Trafik canavarını değil, radar korkusunu büyütüyorsunuz.
★★★
Bu para cezaları, kazaları önlemekten çok, vatandaşın sırtına ek bir vergi gibi hissettiriyor. Sosyal medyada on binlerce kişi cezalara isyan ediyor.
★★★
Trafik kazalarının azalması elbette önemli. Ama bunun yolu dürüst ve şeffaf denetimden geçer, vatandaşı pusuya düşürmekten değil.
Meclis Genel Kurulu’na gelecek trafik cezaları düzenlemesinde bu uygulamalara bir çekidüzen verilmelidir. Millete çile çektirmeyin, vatandaşa tuzak kurmayın.
Boğaziçi sirke döndüBoğaziçi Üniversitesi’nde Survivor finali düzenleniyormuş... Hem de biletle!
Bu okul bilim yuvasıydı. Şimdi reality şov sahnesi...
Türkiye’nin en köklü üniversitelerinden birini reklam panosuna çevirmenin adı yönetim olamaz.
Hem de final sınavları haftasında, hâlâ kampüste yaşayan öğrenciler varken, Boğaziçi’nde Survivor finali düzenleniyor.
Üniversite, artık bilim değil bilet kesiyor.
Geçen hafta saygın Kennedy Lodge’ta, Bayburt, Malatya, Kars vs. Yöresel Lezzet Günleri düzenlendiğini yazmıştım.
Üniversitenin; bir akademik yuva olmaktan çıkıp, tandır salonuna, belediye kültür merkezine dönüştüğünden bahsetmiştim.
Şimdi ise final sınavları arasında ekran yüzleri yarışıyor.
Prof. Dr. Mine Eder’in dediği gibi: “Bu artık yeni bir zirve.”
★★★
Eğitimde son 6 yılda en fazla gerileyen okul Boğaziçi Üniversitesi... URAP’ın 2020 Türkiye sıralamasında 7’nci sırada yer alan üniversite, bu yıl 22’nci sıraya düşmüş.
Dünya üniversiteler sıralamasında da 139’unculuktan 600-800 bandına gerilemiş.
★★★
Ama belli ki yönetim, başka kulvarda çıtayı yükseltmeye gayret ediyor.
Bir okulun itibarını yerle bir etmek için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar.
Boğaziçi’nin bütçesi, kala kala Acun’un finaline mi kaldı?
“Survivor” maalesef Boğaziçi’nin çöküş maratonudur.
Boğaziçi; bilimin ve özgürlüğün alanıydı. Sirk değil!


