64 sivil toplum kuruluşu barış için bir araya geldi
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Şırnak Barosu öncülüğünde 64 sivil toplum kuruluşu, Cumhuriyet Meydanı’nda toplanarak ortak basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasına sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, vatandaşlar ve Şırnak Barosu yönetimi katıldı.

Grup adına basın açıklamasını okuyan Şırnak Barosu Başkanı Abdullah Fındık, barışın hep birlikte kucaklanması gerektiğini ifade ederek, “Yıllarca zihinlerde, sokaklarda, sofralarda, masalarda ve dualarda aranan barışın artık kapımıza kadar geldiğini görüyor ve hissediyoruz. Yapılacak en insani ve en doğru şey; barışa sarılmaktır. Unutmamalıyız ki ancak dostluk ve kardeşlik tohumları ekerek, sevgi ve huzur meyvelerini toplayabiliriz. Barış; yalnızca silahların susması değildir. Barış, aynı zamanda adaletin yeniden yeşermesi, ekonominin canlanması, emeğin değerinin artması, toplumsal ilişkilerin onarılması ve herkesin kendini özgürce ifade edebilmesidir. Beraber yürüdüğümüz bu yolda, kardeşlik bağıyla barışı hep birlikte kucaklamalıyız. Bu yürüyüşün önünü açmak, onun taşıyıcısı olmak ve dilini yaygınlaştırmak hepimizin tarihî sorumluluğudur. Bu çerçevede; süreci başlatan, yöneten, emek ve katkı veren tüm aktörlerin barışçıl ve çözüm odaklı açıklamalarını umutla karşılıyor, sürecin en üst düzeyde sahiplenilmesini değerli buluyoruz” dedi.
Bahçeli istedi İmralı Süreci için türkü yazıldı! "Kardeşlik türkümüz çalsın dağlarda"
Şırnak Barosu Başkanı Fındık, barış iklimine zarar verecek, kutuplaştırmayı körükleyecek söylem ve eylemlerden kaçınılması gerektiğini belirterek, “Bu irade; toplumsal desteği güçlendirecek, sürece güven duyan kesimlerin sesini daha da yükseltecektir. Bilinmelidir ki; böylesine tarihî fırsatlar nadiren gelir. Bu noktada herkesin sorumluluğu büyüktür. Herhangi bir provokasyona mahal vermemek adına, toplumun tüm kesimlerini diline, üslubuna ve davranışlarına özen göstermeye davet ediyoruz. Barış iklimine zarar verecek, kutuplaştırmayı körükleyecek söylem ve eylemlerden kaçınılması; bu sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için elzemdir. Sabır ve metanet, zor ama onurlu bir yürüyüşün temelidir. Toplumun feraseti, bu tarihi kavşağı aşabilecek güçtedir. Unutmamalıyız ki; savaş ve çatışma, bu topraklarda yalnızca fiziki yıkıma değil; güvensizliğe, kırılganlığa ve karanlık bir toplumsal iklime de neden olmuştur. Bu ortamın oluşmasında, barışı savunanların ya da çözüm arayışına mesafeli duranların bireysel bir günahı yoktur. Bunun farkındayız. Ancak bugün, ülkenin huzura ermesini ve insanların eşit, özgür bir biçimde bir arada yaşamasını istememek; artık tarihsel bir vebal olacaktır. Çünkü barışa karşı çıkmak; sadece bugünü değil, gelecek kuşakların yaşam hakkını da tehdit etmektir” diye konuştu.


