65 yıllık sır açığa çıktı: Soğuk kıtanın derinliklerinden gelen keşif! Derin bir buz yarığına düşmüştü... ‘Bu sadece yıllardır süren bir gizemi çözmekle...
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
65 yıl önce, 25 yaşındaki Dennis ‘Tink’ Bell, (Buradaki ‘Tink’, Dennis Bell’in lakabı. Tink, büyük olasılıkla ‘Tinker’ yani tamircilik yapan, küçük şeylerle uğraşan kişinin kısaltması) Antarktika Yarımadası’ndaki Admiralty Körfezi yakınlarında, o dönemde İngilizlerin yürüttüğü bilimsel araştırma programı kapsamında sahadaydı.
Londralı bir radyo operatörü ve meteorolog olan Bell, ‘Ecology Glacier’ (Ekoloji Buzulu) isimli buzulda, meslektaşı Jeff Stokes ile birlikte veri topluyordu.
Ecology Glacier, Antarktika Yarımadası’nın kuzey ucuna yakın bir konumda, King George Adası üzerinde yer alan ve Admiralty Körfezi’ne doğru uzanan önemli bir buzul alanı. Bölge, çevresindeki bilimsel araştırma istasyonları nedeniyle uzun yıllardır iklim ve çevre bilimciler tarafından yakından inceleniyor. ‘Ecology’ (Ekoloji) adını taşıması, yalnızca coğrafi konumuyla değil, aynı zamanda buzul çevresindeki canlı yaşamı ve çevresel dinamiklerle ilgili yapılan araştırmalara da doğrudan gönderme yapıyor. Buzul, özellikle küresel iklim değişikliğinin etkilerini gözlemlemek açısından kritik bir öneme sahip. Yavaş ama sürekli hareket eden yapısı, erime süreçleri ve çatlak oluşumlarıyla hem bilimsel analizlerde hem de doğrudan sahada yapılan keşiflerde büyük rol oynuyor.
Ancak, bu görev Bell için bir daha dönmemek üzere çıktığı son yolculuk oldu. Husky köpeklerinin çektiği kızakla zorlu tırmanışın ortasında, köpeklerin yorgunluğu üzerine kayaklarını çıkararak yürümeye karar veren Bell, karla kaplı derin bir yarığa düştü. Yaklaşık 30 metrelik bu düşüş, ölümcül oldu. Arkadaşı Stokes’un tüm kurtarma çabalarına rağmen Bell’e ulaşılamadı. O gün, Antarktika'nın karla örtülü yüzeyinde bir hayat sessizce son buldu.
Bu gönderiyi Instagram'da gör
Revista El Periodista (@epelperiodista)'in paylaştığı bir gönderi
CESARETİYLE ANILAN BİR KARAKTER
Dennis Bell, çocukluğunu Londra’nın Harrow bölgesinde geçirmiş, Harrow County Erkek Okulu’nda eğitim almıştı. Genç yaşta okulu bırakmasının ardından Kraliyet Hava Kuvvetleri’nde telsiz operatörü olarak görev aldı. Teknolojiye ve keşfe duyduğu ilgi, onu 1958’de Falkland Adaları Bağımlılıklar Araştırması’na (Falkland Islands Dependencies Survey / FIDS) yönlendirdi; bu yapı, günümüzde İngiliz Antarktika Araştırmaları (British Antarctic Survey / BAS) olarak biliniyor.
Falkland Islands Dependencies Survey (FIDS) ve halefi olan British Antarctic Survey (BAS), Birleşik Krallık’ın Antarktika’daki bilimsel keşif ve araştırmalarını yürüten kurumlar. FIDS, 1940’lı yıllarda kurulmuş ve İngiltere’nin Güney Kutbu’ndaki toprak taleplerini desteklemek amacıyla hem bilimsel hem de stratejik gözlemler yapmıştır. Daha sonra 1962’de, bu kurumun bilimsel yönü güçlendirilerek British Antarctic Survey (BAS) adını almış ve bugüne kadar Antarktika’daki iklim değişikliği, jeoloji, biyoloji ve buzulbilim gibi alanlarda öncü araştırmalara imza atmıştır. Her iki kurum da özellikle zorlu kutup koşullarında görev yapan araştırmacılar aracılığıyla, dünyanın en ulaşılmaz bölgelerinde insan bilgisini genişletme misyonunu taşıyor.
Bell, Antarktika’ya bilimsel bir görevle gönderilen ilk nesil kâşiflerden biriydi. Kral George Adası’ndaki küçük İngiliz üssünde, yalnızca bir meteorolog değil; aynı zamanda mükemmel bir aşçı, tiyatro meraklısı ve ekip içinde neşesiyle tanınan bir dosttu. Onunla görev yapan arkadaşları, Bell’in şakacılığı ve canlı kişiliğiyle grubu moralde tuttuğunu defalarca dile getirdi.
Bu gönderiyi Instagram'da gör
KURTARMA ÇABALARI VE SONRASINDAKİ BELİRSİZLİK
Dennis Bell’in buzul yarığına düşmesinin ardından Jeff Stokes, onu kurtarmak için olağanüstü bir çaba gösterdi. Sesini duyduğu arkadaşına bir ip sarkıttı ve kendini bağlamasını istedi. Bell ipi beline doladı. Ancak yukarı çekildiği anda iskeleye çarpması sonucu belindeki kemer koptu ve tekrar derinliğe düştü.
Stokes bu kez cevap alamadı. Ekipteki diğer üyelerin yardımıyla yapılan ek kurtarma girişimleri de zorlu hava koşulları ve yarığın derinliği nedeniyle başarısız oldu. O tarihten itibaren Bell’in kalıntılarına ulaşmak mümkün olmadı. Fakat Antarktika’nın hareketli buzulları, yıllar sonra onun hikâyesini tekrar su yüzüne çıkardı.
65 YIL SONRA GELEN KEŞİF: BİLİM VE DNA İZLERİ
2025 yılının ocak ayında, Polonya’nın Henryk Arctowski Antarktika İstasyonu’ndan bir araştırma ekibi, Admiralty Körfezi yakınlarında inceleme yaparken, buzulların erimesiyle açığa çıkan kayalık bir alanda insan kalıntılarına ve eski dönemlere ait bazı eşyalara rastladı.
Kalıntılar ve eşyalar, BAS’a ait araştırma gemisi RRS Sir David Attenborough aracılığıyla Falkland Adaları’na, oradan da Londra’ya taşındı. İnsan kemikleri, King’s College London’daki DNA uzmanı Profesör Denise Syndercombe Court tarafından incelendi. Dennis Bell’in kardeşi David Bell ve kız kardeşi Valerie Kelly’den alınan örneklerle karşılaştırılan DNA, eşleşmeyi doğruladı: Kalıntılar, Dennis Bell’e aitti!
KİŞİSEL EŞYALAR DA GÜN YÜZÜNE ÇIKTI
BAS araştırmacıları sadece kalıntılarla değil, aynı zamanda Bell’e ait olduğu belirlenen 200’den fazla kişisel eşyayla karşılaştı. Bulunanlar arasında radyo ekipmanı parçaları, bir İsveç yapımı Mora bıçağı, yazılı bir Erguel kol saati, kayak sopaları, bir el feneri ve Bell’e ait olduğu teyit edilen pipo sapı yer alıyordu. Bu eşyalar, yalnızca bir dönemin değil; o dönemin ruhunu taşıyan bir hayatın da kanıtıydı.
AİLENİN 65 YILLIK BEKLEYİŞİ SONA ERDİ
Dennis’in kardeşi David Bell, Avustralya’dan yaptığı açıklamada yaşadıkları duyguları şu sözlerle dile getirdi:
“Şok içindeyiz ama bir yandan da huzurluyuz. O bizim kahramanımızdı. Onu eve getirmek, bu kayıpla başa çıkmamızda büyük bir adım oldu.”
Ne yazık ki, o trajik gün Dennis Bell ile birlikte sahada olan Jeff Stokes, bu gelişmeleri öğrenemeden beş hafta önce hayatını kaybetti. Ancak Dennis’in ailesi, yakın zamanda Londra’ya giderek onunla sembolik de olsa bir vedalaşma gerçekleştireceklerini duyurdu.
David, duygularını şöyle özetledi: “Kardeşimle yeniden buluşacağım. Artık bulundu, artık eve döndü.”
Bu gönderiyi Instagram'da gör
BİLİM DÜNYASINDAN ANISINA SAYGI
BAS Direktörü Profesör Dame Jane Francis, Dennis Bell’in yalnızca bir bilim insanı değil, Antarktika keşiflerinin tarihinde adı geçen cesur öncülerden biri olduğunu vurguladı:
“1959’da kaybolmasına rağmen, anısı meslektaşları arasında ve bilim camiasında yaşamaya devam etti. Bu keşif, yalnızca yıllardır süren bir gizemi çözmekle kalmadı; aynı zamanda Antarktika’nın insan hikâyelerini de hatırlattı.”
SESSİZ TANIKLAR: BUZULLAR
Dennis Bell’in hikâyesi, doğanın gücü ve tehlikesini bir kez daha gözler önüne seriyor. Buzullar, yavaş ama sürekli hareket eden, küresel iklimin düzenlenmesinde kritik rol oynayan dev yapılar olarak tanımlanıyor. Ancak aynı zamanda erişilmesi en tehlikeli doğa alanlarından biri olmalarıyla da biliniyorlar. Görünmeyen çatlaklar, karla örtülü derin yarıklar, Antarktika’da faaliyet gösteren bilim insanları için her zaman ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Bugün, iklim değişikliğinin etkisiyle buzullar hızla eriyor. Bu da yalnızca çevresel sonuçlar doğurmakla kalmıyor; yıllar önce karla kaplanmış geçmişi de gün yüzüne çıkarıyor. Tıpkı Dennis Bell’in hikâyesinde olduğu gibi.
Dennis ‘Tink’ Bell’in kalıntılarının bulunması, yalnızca ailesine değil, Antarktika’nın zorlu koşullarında çalışan bilim insanlarına da derin bir anlam ifade ediyor. O artık evinde, ait olduğu topraklarda. Ve geride bıraktığı iz, bilimle iç içe geçmiş insan ruhunun güçlü bir temsilcisi olarak yaşamaya devam ediyor.
Daily Mail’in ‘Remains of British researcher lost in Antarctica are FOUND after 66 years: DNA analysis confirms body under glacier belongs to Dennis 'Tink' Bell’ başlıklı haberinden faydalanılmıştır.


