938 gün geçti ama Hatay hala enkaz Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Gülnur SAYDAM
TARİHİ Antakya 13 medeniyete hizmet etti ama bilimin bu kadar geliştiği bir yüzyılda paragöz müteahhitlere, rantçı siyasilere yenik düştü. Hatay’ı deprem değil yozlaşmış insanlık yıktı. Depremin 938. gününde o yıkım olduğu gibi duruyor... Öyle ki Bakanlığın görmezden geldiği sadece binalar değil nesilden nesile taşınan koca bir tarih ve anılar...
‘SARAY’IN İÇLER ACISI HALİ
Roma dönemine dayanan tarihi geçmişi ile kente gelen turistlerin ilk durağı olan Saray Caddesi’nde depremden önce antik kalıntılar ve restore edilmiş yapılar vardı. Yine antik yapılar içinde dükkânlar yer alıyordu. Depremde tarihi cadde yıkıldı. Arada yıkılmayan ama ağır hasar alan bazı tarihi binalar oldu. Ancak şu ana kadar o yapılar da restore edilmediği için her gün biraz daha çürüyerek yıkılıyor. Depremden sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı bazı yapıların etrafını “Restore edeceğiz” diye çevrelese de 938. günde tablo çok acı. Toz ve yıkım ilk günkü gibi duruyor.
TARİHİ SOKAKLAR SİLİNİYOR
Yaklaşık 300 yıllık bir geçmişe sahip tarihi Antakya evlerinin birçoğu yıkıldı ya da ağır hasarlı. İçlerinde süs havuzları bulunan bu taş evlerden bazıları kafe, restoran ve otel olarak kullanılıyordu. Kentin ekonomisine de büyük destek veriyordu.
Binlerce yıllık kültürü şarkılarıyla yaşatan Lübnanlı Fairuz’un en güzel şarkıları işte bu tarihi sokaklarda yankılanırdı. Şimdi o dar tarihi sokaklar, parçalanmış tarihi taşlarla dolu, tamamen sessizliğe büründü. Minik minik otlar insan boyunu geçecek kadar uzadı. Hasarlı evlerin kapıları kilitli, harabe durumda. Bakanlık tarihi yapılara da öncelik vermiş olsaydı bazıları bugün dimdik hayatta olabilirdi. Tarihi ile nefes alan kent halkı da ne yazık ki çaresiz. Yüzlerce kez Anıtlar Kurulu’ndan destek isteseler de sesleri hâlâ duyulmuyor.

FOTOĞRAFLAR: ALPER ŞENER
ASİ CAN ÇEKİŞİYOR
Asi Nehri kenti ikiye bölmesi ile bilinir. Depremde nehirdeki köprüler hasar aldı. Birkaç ay öncesinde başlayan ıslah çalışması kapsamında dört köprü de projeye dahil edildi. İş makineleri de nehirde çalıştığı için nehrin doğal yaşam formları da zarar görüyor.

HATAY MECLİSİ HÂLÂ BİTMEDİ
Fransız mimar Leon Benju tarafından tasarlanan ve ilk yıllarında Hatay Devleti Millet Meclisi olarak kullanılan bu tarihi yapı depremde yıkıldı. Taşeron firma çalışanları ücretlerini alamadıkları için işi bırakmış. İTarihi yapının ne zaman biteceği bilinmiyor.

YENİ YAPILAN TOKİ BİNALARI DÖKÜLÜYOR
Şehir TOKİ’den geçilmiyor. İşler taşeronun taşeronuna pas ediliyor. Çürük yapılan binalar nedeniyle birçok mühendis ve usta istifa etti. Hızla bitirilmeye çalışılan konutların bir sonraki depreme dayanabileceği meçhul. Üstünkörü tesisatlar nedeniyle depremzedeler sürekli sorun yaşıyor.
Rant neredeyse bakanlık gözünü oraya dikiyor. Sit alanı ya da zeytinlik, farketmiyor. Dikmece, Kırıkhan, Defne, Antakya ve son olarak Samandağ... Bir gün içinde hak sahiplerine haber dahi vermeden tapular düşürüldü. Asırlık zeytinlikler TOKİ için kesildi. Deprem konutları için yapılacak onlarca kamu arazisi varken...
Tarihi Uzun Çarşı’nın depremde bir kısmı hasar gördü. Valilik çarşının restore edileceğini belirterek, hasar görmeyen yerlerdeki esnafı da konteynerlere taşıdı. Esnaf şikayetçi, çarşının ne zaman biteceği belirsiz.
SOKAKLAR GÜVENSİZ
Çocukların bir çoğu ağır uyuşturucu madde batağına düşmüş durumda. Enkaza dönmüş sokaklarda kadınların ve çocukların yürümesi çok tehlikeli. Birçok kadın parasızlıktan fuhuşa sürüklendiğini söylüyor. Üstelik konteynerkentlerde yaşayanlar da korktukları için fuhuşa ses çıkaramıyor. Kadınların sığınabileceği bir kadın evi yok.

İLK KEZ BU KADAR KARANLIK
Deprem en ağır hasarlardan birini tarihi Kurtuluş Caddesi’ne verdi. Asi Nehri ile Habibi Neccar Dağı arasında kalan alanda boylu boyunca uzanan cadde, depremin 938. gününde hala harap halde. Tarihi yapılara Anıtlar Kurulu’nun acil bir çalışma yapması ve yürürlüğe geçirmesi gerekiyor. Sadece tek tük binalarda çalışma var. O da 3-5 yıl daha sürecek. Aralık ayı sonuna kadar caddeye tramvay yapılacağı bilgisi dışında riskli alanlar ile ilgili net bilgi yok. Özellikle hak sahipleri perişan. Ne kendi ceplerinden restore edebiliyorlar ne de bakanlıktan riskli alan için destek alabiliyorlar. Tarihi cadde toz bulutu içinde, hafriyat kamyonlarına teslim oldu.


