ABB operasyonunda bilirkişiye işaret edildi: Raporların hep aynı kişiler tarafından yazıldığını, kapatılan dosyalardaki şüphelilerin siyasi kimliklerini paylaşacağız
T24 sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
T24 Haber Merkezi
ABB'den bu sabah yapılan ve 13 kişinin gözaltına alındığı operasyona ilişkin yapılan açıklamada kültür dairesinin daha önce Sayıştay tarafından denetlendiği ve herhangi bir bulguya rastlanmadığı belirtildi. Belediyeden yapılan açıklamada Melih Gökçek dönemindeki dosyalar hakkında şikayette de bulunulduğu vurgulanarak; "Yaptığımız şikâyetlerle ilgili hazırlanan bilirkişi raporlarının hep aynı kişiler tarafından yazıldığı, bu kişilerin hazırladığı raporlarla kapatılan dosyalar ve bu dosyalardaki şüphelilerin siyasi kimlikleri kamuoyu ile paylaşılacaktır. 4 bin bilirkişi arasından hep aynı kişilerin görevlendirilmesi ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Asıl kendisi soruşturulması gereken bu kişinin bu durumu haber vermesini de kamuoyunun takdirine bırakıyoruz" denildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından "2021–2024 yılları arasında düzenlenen konserlere ilişkin harcamalarda kamu zararına yol açıldığı" iddiaları üzerine soruşturma başlattı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Mali Şube ekipleri tarafından yapıldığı belirtilen operasyonda, ABB Başkanı Mansur Yavaş'ın, konserlere ilişkin soruşturma tamamlanıncaya kadar geçici olarak görevden aldığı Kültür ve Sosyal İşleri Dairesi Başkanı Haluk Erdemir ve Kültür ve Sosyal İşleri Dairesi Koordinatörü Hacı Ali Bozkurt da dâhil 13 kişi gözaltına alındı.
ABB'den konuya ilişkin yapılan açıklamada eski Belediye Başkanı Melih Gökçek dönemindeki şikayet edilen dosyalar işaret edildi. ABB'den yapılan açıklama şöyle:
"Konserlere yönelik yapılan harcamaların kamu zararına sebebiyet verdiği iddiaları adı altında bir takım gözaltılar olduğu kamuoyuna yansımıştır. Bu olayla ilgili daha önce 11.11.2014 tarihinde yaptığımız açıklamada olay ayrıntıları ile izah edilmiştir.
Olay derhal Belediyemiz Teftiş Kuruluna bildirilmiş, konu ayrıntılı bir şekilde incelenmiş ve yapılan incelemede herhangi bir usulsüzlük ve kamu zararı olmadığına dair rapor düzenlenmiştir. Daha sonra Mülkiye Müfettişleri konuyu incelemiş, ardından 9 kişi hakkında soruşturma açılmış ve 6 kişi için soruşturma izni verilmiştir.
İlgililer ve savcılığın itirazı üzerine 9 kişi hakkında soruşturma izni verilmiştir. Bu arada savcılığın dosyayı bilirkişiye gönderdiğini öğrenmiş bulunuyoruz.
Normal şartlarda, halen Belediye’de görev yapan çalışanlarımız emniyete davet edilerek ifadeleri alınabilirdi. Ancak alışıldığı üzere olay farklı bir boyuta çekilmek istenmiş “Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne operasyon” adı altında kamuoyuna yansıtılmıştır. Oysa bu bahse konu kişiler davet edilseler hepsi de gidip ifade verebilecek durumdadır.
Oysa daha önce kültür dairemizin tüm işlemleri Sayıştay tarafından denetlenmiş herhangi bir bulguya rastlanmamıştır.
Ayrıca Mülkiye Müfettişlerince 2021-2022 yılları arasında geriye doğru 10 yıllık teftiş yapılmış, ihale usulüyle ilgili herhangi bir tenkit ya da bulguya rastlanmamıştır. Dolayısıyla Kültür Dairesi ihalelerinde herhangi bir usulsüzlüğe rastlanmamıştır.
Konserlerde en büyük masraf sanatçı ücretlerinden değil, sahne kurulumu ve ses sisteminden kaynaklanmaktadır. Sahnenin nasıl kurulacağı da konser alanının büyüklüğüne göre değişmektedir.
Nitekim idaremiz teftiş kurulu başkanlığı tarafından yapılan soruşturmada kamuoyuna yansıyan konserleri tahkik ettiğinde, bu çapta iş yapabilen bir başka firmadan teklif almış ve aynı çapta konser için 56 milyon TL bedel bildirilmiştir. Yapılacak yargılama sırasında muadili konserlerle ilgili özel veya Kültür Bakanlığının yaptığı Kültür Yolu festivali ve resmi kurumların gerçekleştirdiği konser bedelleri dosyaya intikal ettiğinde, kamu zararı olup olmadığı netleşecektir.
Harcama boyutlarına gelince; AK Parti döneminde 2014-2019 arasında yapılan 80 etkinliğe 33 milyon dolar harcanmış, 2019’dan itibaren 29 Ekim 2024’e kadar ise 426 etkinliğe 30 milyon dolar harcanmıştır.
Olay, kamuoyuna 154 milyon TL kamu zararı olarak yansıtılmıştır. Öncelikle belirtmek isteriz ki ABB bugüne kadar eski döneme ait yaklaşık 100 dosyada, “ihaleye fesat” ve “kamu zararı” iddiasıyla Melih Gökçek ve dönemin yetkilileri hakkında şikâyette bulunmuştur. Bu dosyalardan:
55 tanesinde bilirkişi raporu alınarak takipsizlik kararı verilmiştir.
11 tanesinde bilirkişi raporu alınmadan takipsizlik kararı verilmiştir.
11 tanesinde ise iddianame düzenlenmiştir.
Ancak hiçbir dosyada adli yaptırım veya tutuklama kararı olmamıştır.
Hâlen 5 dosya derdesttir.
Bunlardan ikisi bizzat Melih Gökçek’in tarafı olduğu dosyalardır ve 5 dosya 6 yıldır hiçbir işlem yapılmadan bekletilmektedir. Beklentimiz; soruşturmaların herkese ayrıcalık tanınmadan eşit şekilde yürütülmesi ve adaletin sağlanmasıdır."
Bilirkişi detayıÖte yandan; açıklamada 'bilirkişi' olarak atanan isimlere ve kapatılan dosyalara dikkat çekilerek şöyle devam edildi:
"YAKIN ZAMANDA BİR BASIN TOPLANTISIYLA AÇIKLAYACAĞIMIZ üzere, yaptığımız şikâyetlerle ilgili hazırlanan bilirkişi raporlarının hep aynı kişiler tarafından yazıldığı, bu kişilerin hazırladığı raporlarla kapatılan dosyalar ve bu dosyalardaki şüphelilerin siyasi kimlikleri kamuoyu ile paylaşılacaktır. 4 bin bilirkişi arasından hep aynı kişilerin görevlendirilmesi ciddi bir sorun teşkil etmektedir.
Örneğin AKP İl Başkan Yardımcısına verilen teleferik ihalesinden kaynaklanan güncel zarar yaklaşık 58 milyon dolar (2,4 milyar TL) olmasına rağmen hiçbir işlem yapılmamıştır.
Yine aynı bilirkişiler; Melih Gökçek’in imzasının bulunduğu makam oluru olmasına rağmen “imzası yok” diyerek bilirkişi raporu hazırlanmış akabinde savcılıkça takipsizlik kararı verilmiştir.
Bir başka örneği de 2015’te Seymen su ile yapılan sözleşme kapsamında hiçbir hizmet alınmadan milyonlarca lira kamu zararı oluşmuştur. İlgililer hakkında suç duyurusunda bulunulmuş, dosyada 16 kez savcı değişmiş, halen iddianame düzenlenmemiştir.
Bizim beklentimiz; bekletilen bu dosyalarla ilgili soruşturmaların derhal yapılması, şahıslar hakkında gözaltı, ev araması ve tutuklama tedbirlerinin uygulanmasıdır.
Son olarak; operasyondan önce Melih Gökçek’in sosyal medya hesabından bunu duyurması bile olayın siyasi boyutunu gözler önüne sermektedir. Asıl kendisi soruşturulması gereken bu kişinin bu durumu haber vermesini de kamuoyunun takdirine bırakıyoruz."


