ABD Kafkasya’ya mı yerleşecek? Agos
Agos sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
Bu teklif önce Paşinyan’ın sözcüsü Bağdasaryan tarafından net ifadelerle reddedildi. Paşinyan ise 16 Temmuz’da düzenlediği basın toplantısında daha kapsamlı ve sanki biraz bu teklife kapı açan ifadeler kullandı. Paşinyan, yabancı güçlerin Ermenistan'dan geçen bölgesel ulaşım güzergahlarının kontrolünü ele geçirebileceği yönündeki endişeleri reddederek, ülkede yönetimde dış kaynak kullanımı uygulansa da tüm altyapının Ermenistan'ın mülkiyetinde kaldığını söyledi.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın açıklamaları gündemde önemli bir yer işgal etti. Suriye ve Lübnan konusundaki beyanatları zaten basına yansımıştı. Ancak Ermenistan-Azerbaycan ihtilafıyla ilgili sözleri Türkiye basınında pek yer bulmamıştı. Geçtiğimiz günlerde Ermenistan Başbakanı Sözcüsü Bağdasaryan’a yöneltilen bir soruyla bu açıklamadan haberdar olduk. Öğrendik ki Barrack Ermenistan, Azerbaycan ve Türkiye arasında bir türlü anlaşmaya varılamayan meşhur “koridor” konusunda da konuşmuş.
Türkiye uzun süredir Ermenistan topraklarından geçecek bir koridor konusunda ısrarlı. Türkiye ve Azerbaycan buna “Zengezur Koridoru” ismini veriyor. Ermenistan ise kendi topraklarından geçecek ancak kendi kontrolünde olmayacak bu projeye doğal olarak karşı çıkıyor ve tüm bölge ülkelerine devreye katacak “Barış Kavşağı” projesini gündemde tutuyor.
Bu konu Ermenistan-Azerbaycan arasındaki barış görüşmelerini de bir anlamda kilitlemiş durumda. Kilitlenmenin başka sebepleri de var ama Ankara ve Bakü’nün bu konudaki ısrarı belirleyici.
Barrack bir soru üzerine şu ifadeleri kullandı:
"32 kilometrelik yol konusunda tartışıyorlar, şaka değil yıllardır sürüncemede kaldı: 32 kilometrelik yol. Yani olan şu ki, Amerika devreye giriyor ve 'Tamam, biz devralacağız 32 kilometrelik yolu, bize yüz yıllık kira sözleşmesiyle verin, siz de paylaşabilirsiniz' diyor".
Bu teklif önce Paşinyan’ın sözcüsü Bağdasaryan tarafından net ifadelerle reddedildi. Paşinyan ise 16 Temmuz’da düzenlediği basın toplantısında daha kapsamlı ve sanki biraz bu teklife kapı açan ifadeler kullandı. Paşinyan, yabancı güçlerin Ermenistan'dan geçen bölgesel ulaşım güzergahlarının kontrolünü ele geçirebileceği yönündeki endişeleri reddederek, ülkede yönetimde dış kaynak kullanımı uygulansa da tüm altyapının Ermenistan'ın mülkiyetinde kaldığını söyledi.
Paşinyan Zvartnots havalimanı ve buna benzer örnekleri verdi ve “Bu altyapıların dış kaynaklı yönetim altında olmasına rağmen Ermenistan Cumhuriyeti'nin mülkiyetinde kaldığını” vurguladı, "Ermenistan'ın kendi demiryolu şirketinin, Zvartnots Havalimanı'nın mülkiyetinin kendisinde olduğunu vurgulamak önemlidir" dedi.
Bu konuda Paşinyan’a ülke içinde de muhalefet var. Egemenliğin başka bir ülkeye devredileceği yönündeki eleştirilere karşı bir argüman olarak ifade etti Paşinyan bu sözleri ancak muhalefet pek sakinleşmiş değil.
Beri yandan Barrack’ın az önce bahsettiğimiz açıklamalarının devamında Ermenistan’ı “kabileci/aşiretçi” bir devlet olarak suçlaması apayrı bir mesele ve sıkıntı.
Sonuçta ABD belli ki Rusya Ukrayna işgali nedeniyle bölgesel güç olarak gerilemeye başlamışken Kafkasya’ya bir şekilde yerleşmek istiyor.
Peki bu tablo içinde Türkiye-Ermenistan ilişkileri ne alemde? Paşinyan az önce bahsettiğimiz basın toplantısında geçtiğimiz haftalarda İstanbul’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmeye de değindi ve “Her iki tarafta da ciddi zorluklar ve kompleksler var. Ancak şüphem yok ki o noktaya ulaşacağız; sonunda diplomatik ilişkiler kurulacak ve sınırlar açılacak” dedi.
Paşinyan, “Şunu da kabul etmeliyiz ki, bizim egemenliğimizin ve bağımsızlığımızın psikolojik ya da pratik sınırlarının büyük bir kısmı, Türkiye’den algıladığımız tehdit ile doğrudan bağlantılıdır. Türkiye ile normal ilişkiler kurmak, bu tehdit algısını ve bizzat tehditleri yönetmek veya azaltmak anlamına gelir. Bu sayede daha geniş bir bağımsızlık alanı elde etmiş olacağız,” diye de konuştu.
Paşinyan’ın geçen hafta Abu Dhabi’de Aliyev ile 5 saatlik bir görüşme yaptığını da hatırlayalım.
Velhasıl Ermenistan kritik kararlar arifesinde. Herkesin içine sinecek çözümler bulmak mümkün olacak mı, göreceğiz.


