ABD nin karanlık yüzü: Epstein davası 11 Ağustos ta kasırgaya dönüşebilir
SonTurkHaber.com, Haber7 kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
GİRİŞ 01.08.2025 12:25 GÜNCELLEME 01.08.2025 13:11
Bu Habere 12 Yorum Yapılmış
Facebook'ta Paylaş X'te Paylaş
Jeffrey Epstein; finans dünyasında yükselip, zenginlik ve nüfuzunu kullanarak reşit olmayan kızlara yönelik sistematik bir cinsel istismar ağı kuran, karanlık bağlantılarla çevrili bir suçluydu.
Malikaneler, özel jetler, Karayipler’de kendine ait 72 dönümlük Küçük St. James adası ve "fuhuşa zorlanan" reşit olmayan yüzlerce çocuk. Epstein, artık Amerika için yalnızca bir bireysel suç faili değil; etik çöküşün kolektif sembolü haline geldi.
Bu dava artık yalnızca bir cinsel istismar dosyası değil; “elit” suç ortaklığının anatomisi, kurumsal çürümenin haritası ve ahlaki iflasın zirvesi niteliğinde.
Epstein’in intiharıyla kapandığı sanılan dosya bir adamın karanlık geçmişi değil; sistemin çürümüş yapılarının, adalet ve siyasetin karanlık taraflarının en çarpıcı haritası.
Epstein skandalı, siyasetle, finans çevreleriyle, istihbaratla ve medya kartelleriyle örülü bir yapı olarak Amerikan sisteminin kalbine kızgın bir mızrak gibi saplandı.
"Epstein intihar mı etti susturuldu mu?"Skandalın baş aktörü Jeffrey Epstein’in, 10 Ağustos 2019’da New York’taki Metropolitan Cezaevi’nde hücresinde asılı halde bulundu.
Resmi otopsi intiharı işaret etse de, hücredeki kamera arızaları, gözetim eksiklikleri ve çelişkili raporlar hâlâ ciddi soru işaretleri yaratıyor:
Nöbetçi gardiyanların Epstein’i sekiz saat boyunca kontrol etmemesi. Önceki intihar girişimi nedeniyle gözlem altında olması gerekirken yalnız bırakılması. Adli Tıp Uzmanı Doktor Michael Baden Fox News röportajında, "Bence kanıtlar intihardan çok cinayete işaret ediyor." dedi.Bu şüphelere ek olarak, davayla bağlantılı isimlerin peş peşe hayatlarını kaybetmesi, “susturulma” iddialarını sürdürüyor.
Karanlık Davada Şüpheli Ölümler Zinciri Epstein’ın yakın iş ortağı ve model ajansı sahibi Jean-Luc Brunel, 19 Şubat 2022’de Paris’teki hücresinde asılı bulundu. Prens Andrew tarafından 17 yaşındayken cinsel ilişkiye zorlanan ve birlikte fotoğrafı ortaya çıkan davanın en önemli mağdurlarından Virginia Giuffre, 25 Nisan 2025’te Avustralya’da intihar etti. Epstein’ın cinsel istismar mağdurlarından biri olarak Ghislaine Maxwell davasında tanıklık yapan Carolyn Andriano, 2023’te Florida’da aşırı doz ilaç ve uyuşturucu karışımı nedeniyle hayatını kaybetti. Diğer bir mağdur Leigh Skye Patrick, 2017’de yine Florida’da benzer şekilde yaşamını yitirdi. Kirli Skandal Amerika’nın "Kırmızı Pazartesi" GibiEpstein’in defterleri, jet kayıtları, kamera görüntüleri ve malikânelerindeki müşteri listeleri… Hepsi "bilinmesine rağmen açıklanmayan" dev bir sır yığını.
Kraliyet mensuplarından politikacılara, milyarder fon yöneticilerinden, bilim insanlarına medya baronlarından sanatçılara kadar yüzlerce isim bu ağda yer aldı.
Amerika’nın eski başkanlarından Bill Clinton’dan mevcut ABD Başkanı Trump’a, İngiliz kraliyet ailesinden Prens Andrew’dan eski İsrail Başbakanı Ehud Barak’a, aktör Kevin Spacey’den Epstein’ın avukatlığını yapmış anayasa hukukçusu Alan Dershowitz’e, Fransız model ajansı sahibi Jean-Luc Brunel, Victoria’s Secret’ın sahibi Les Wexner’e, dünyaca ünlü fizikçi Stephen Hawking’ten ünlü sihirbaz David Copperfield’e, Michael Jackson’dan manken Naomi Campbell’a kadar 200’e yakın isimin mahkeme belgelerinde geçtiği belirtiliyor.
Ayrıca Epistein’in “kara kitabı” (black book) olarak bilinen iletişim defterinde ise yaklaşık 2000 kişinin bilgileri yer alıyor. Bu isimlerden bazılarının Epistein’in özel uçağı “Lolita Express”le Karayipler’deki pedofili adasına (Little St.James) seyahat ettikleri belirtiliyor. Ancak bu isimlerin çoğu hakkında hukuki süreç bulunmuyor.
Görünmez Suç Ortakları KorunuyorAslında Amerikan tarihinin belki de en kirli pedofili şebekelerinden biri olan Epistein istismar ağında kendisinden başka sadece sevgilisi Maxwell ceza aldı.
Jeffrey Epstein skandalı, yalnızca bir adamın değil, onun çevresinde sinsice işleyen bir suç makinesinin utanç verici hikâyesi.
Sarah Kellen, Nadia Marcinkova, Adriana Ross ve Lesley Groff bu dört kadın kirli sistemin sessiz ama aktif taşlarıydı. Yıllarca Epstein’in sağ kolu gibi çalışan bu isimler, onlarca mağdurun ifadesinde tekrar tekrar geçti.
Hepsi, kurbanları istismarın kucağına taşıyan “günlük operasyonun” parçasıydı. Ama 2007’de Adalet Bakanlığı ve Güney Florida Savcılığıyla imzalanan ve hukuk tarihine kara bir leke olarak geçen “kovuşturmama anlaşması” sayesinde, Epstein’in suçlarına doğrudan hizmet etmiş olmalarına rağmen, federal yargıdan muaf tutuldular. Yoğun eleştirilere neden olan bu anlaşmanın mimarı Trump’ın ilk döneminde Çalışma Bakanı olarak da görev yapmış olan Başsavcı Alexander Acosta’ydı.
Bu anlaşma sayesinde Epistein’in pedofili çarkının dişlileri olan isimlerin hepsi özgür. Kimisi başka işlerde çalışıyor, kimisi sessizliğe gömülmüş durumda. Kurbanlar ise hâlâ seslerini duyurmaya çalışıyor. Epstein öldü, Maxwell hapse girdi ama ağın diğer taşları yerinde duruyor.
Bu dava, Amerikan adalet sisteminin en karanlık sınavlarından biri oldu. Onlarca kız çocuğunun istismara uğradığı bir şebekede, yalnızca iki kişinin ceza alması, gerçek bir hesaplaşmadan çok, göstermelik bir sonuçtu. Gerçek faillerin ve ortaklarının özgürce dolaştığı bir düzende adalet, yalnızca bir illüzyon haline geldi.
Skandal birçok yönüyle Gabriel Garcia Marquez’in unutulmaz romanı "Kırmızı Pazartesi"ne benziyor. Bu skandal, bilinen ve içinde olunan bir karanlığa, görmezden gelinen bir ahlaki ve hukuki çürümeye işaret ediyor.
Epstein ve Maxwell davaları aslında Amerika’da "paranın ve gücün adaletin önünde olduğunu" en çarpıcı örneği.
Bu tuhaf durum artık yalnızca adalet düzenini sorgulamakla kalmayıp; sistemin kimin için çalıştığına, "zenginleri nasıl koruduğuna" dair bir infial oluşturuyor.
Amerikan kamuoyu ve mağdurlar, dava kapsamında Adalet Bakanlığı ile Federal Soruşturma Bürosu (FBI) arşivinde saklandığı belirtilen 100 bin sayfalık belge havuzunun, 300 GB dijital verinin, 40 bilgisayardan çıkanların, binlerce fotoğraf, görüntü ve dokümanın açıklanması isteniyor.
Kirli Skandal, Trump’ın Etrafındaki Duvarları İnceltiyorKirli davayla ilgili ABD gündeminde en çok eleştirilen isimlerin başında Trump geliyor. ABD Başkanı Trump’ın Epstein’le samimi geçmişi artık sır değil. Palm Beach günlerinden kalan görüntüler, samimi açıklamalar ve Mar-a-Lago partileri çoktan kamuoyuna yansıdı. Ancak esas kırılma, Trump’ın seçim öncesi "Epstein dosyasındaki tüm gerçekleri açıklayacağı" vaadinden sonra tabanını tatmin edecek adımları atmamasıyla yaşandı.
Adalet Bakanlığı ve FBI'ın Temmuz ayı başlarında yayınladıkları raporla davayla ilgili incelenen belgelerin suçlayacak başka kimseye işaret etmediğini açıkladı.
Trump'ın destekçileri, bu rapora ve Epstein'a ait olduğu iddia edilen "müşteri listesinin" teslim edilmemesine ve yönetimin konuyu ele alış biçimine tepki gösterdi.
Wall Street gazetesinin Adalet Bakanı Pam Bondi'nin Mayıs ayında, Başkan Trump'ı, adının yüzlerce başka kişiyle birlikte Epstein dosyalarında geçtiği konusunda bilgilendirdiğini iddia etmesi de krizi tırmandırdı. Gazete Trump’ın Epstein'in 50. doğum günü nedeniyle içinde çıplak kadın çizimi olan bir mektup yazdığı iddialarına yer verdi.
Beyaz Saray, Trump'ın adının Epstein'ın dosyalarında geçtiğine dair haberlerin doğru olmadığını savundu. Trump, haber nedeniyle, gazetenin çatı şirketi Dow Jones ve sahibi Rupert Murdoch hakkında 10 milyar dolarlık dava açtı.
Adalet Bakanlığı’nın davayla ilgili isteksizliği Trump’ın belgelerde geçmesinin açıklama yapmayı politik olarak imkânsız hale getirdiği yorumlarına neden oldu. Bu sadece adalet sistemine değil, hukukun siyasete kurban edilip edilmediğine yönelik daha temel bir sorgulamanın fitilini ateşledi.
Tüm bu yaşananlar Trump’ı yalnızca dışarıdan değil; içeriden de sarstı.
Cumhuriyetçi Parti içindeki bazı isimler dahi belgelerin açıklanması gerektiğini dile getirirken, Trump cephesi hem savunma hem kaçınma refleksi gösterdi.
Bu tutum, Trump’ın en güçlü destekçileri olan Amerika’yı Yeniden Güçlü Kıl (MAGA) hareketinin içini de parçaladı.
MAGA hareketi içinde sadakatle bağlı kitle hâlâ onu savunurken; genç ve ılımlı muhafazakârlar Trump’ın Epistein skandalı karşısındaki tutumunu sorguluyor.
Trump, tabanında artan baskı, partisinden ve kamuoyundan yükselen sesler karşısında Epistein dosyasını demokratların ve liberal medyanın uydurduğunu ileri sürüyor.
Ayrıca son yaptığı açıklamayla da Epistein’in istismar adasına davetini reddettiği ancak Clinton’un 28 kez gittiğini belirterek kendisini hedef olmaktan çıkarmaya çalışıyor.
Bu yalnızca bireysel bir güven kaybı değil; Cumhuriyetçi Parti’nin gelecek vizyonunun çatlayabileceği bir fay hattı. Skandal, Trump için yalnızca bir medya krizi değil; ahlaki meşruiyetini test eden en sert sınavlardan biri haline geldi.
Musk, Trump’ı Epistein Dosyasıyla Vurarak Kasırganın İçine ÇektiSeçimlerde Trump’ı güçlü şekilde destekleyen, sonrasında yeni kurulan Hükümet Verimliliği Departmanı’nın başına getirilen Musk, vergi yasası nedeniyle arasının açıldığı Trump’a Epistein dosyaları üzerinden saldırdı.
Elon Musk, sahibi olduğu Twitter (X) üzerinden yaptığı açıklamalarda Trump’ı doğrudan hedef alarak, "gerçeği açıklamaya çağırdı".
Musk paylaşımlarıyla "örtbas", "kamuya açıklanmayan dosyalar" gibi ifadelerle doğrudan Trump’ı hedef alarak onu kamuoyuna hesap vermeye davet etti.
Amerika Adalet Bakanlığı’nı (DOJ) ve Trump’ı hedef alan Musk’ın alaycı sorusu, aslında temel meseleyi özetliyor:
Maxwell hapis cezası aldı ama ‘müşteriler’ nerede?
Bu, artık hem Amerikan halkının hem kongrenin yanıt beklediği bir soru.
Musk’ın çıkışı, yalnızca Trump’ı değil; ABD Adalet Bakanlığı’nı (DOJ) da hedefe koydu.
Adalet Bakanlığı’nın büyük jüri belgelerini kamuoyuna sunmaması, Kongre’nin çağrılarına yeterince yanıt vermemesi ve federal mahkemelerin gizlilik kararı; kamuoyunda sistematik bir koruma şüphesi yarattı.
Konuyla ilgili yapılan anketler de büyük çoğunluk, adalet sisteminin bu dosyayı kasıtlı olarak kapatmaya çalıştığına inanıyor. Trump’ın bu konuyu çözmede yetersiz kaldığı algısı güçleniyor.
Quinnipiac Üniversitesi’ne göre, seçmenlerin %63’ü Trump yönetiminin Epstein belgelerini ele alış biçiminden memnun değil; yalnızca %17 onaylıyor. Reuters / Ipsos anketi, Amerikalıların %69’unun Trump yönetiminin Epstein hakkındaki kritik bilgileri sakladığına inandığını ortaya koyuyor; sadece %6’sı inanmıyor. Wall Street Journal (16–20 Temmuz 2025) anketine göre, Epistein skandalında halkın %76’sı önemli bilgilerin saklandığı inancında.Epistein’in davasının Musk gibi güçlü bir figür tarafından tekrar gündeme getirilmesi de adeta bir fırtına etkisi oluşturdu ve Trump’ı iyice içine çekmeye başladı.
Gözler Karanlık Ağın Kirli Kraliçesi Maxwell’deAmerikan adalet sisteminin duvarlarında yankılanan en uğursuz isimlerden biri: Jeffrey Epstein. Onun baş rolde olduğu skandal ise, suskunluğu korunan tanıklar, açıklanmayan belgeler ve beklenen ifşalarla uzayan bir kabus hâline geldi.
Epstein’in karanlık yapısındaki sağ kolu, "istismar ağına genç kızları temin eden kişi" kişi olarak mahkûm edilen Ghislaine Maxwell, 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Davanın üzerinden geçen bunca zaman sonra şimdi, istismar ve pedofil ağın kilit ismi Maxwell’in konuşabileceği iddiaları gündeme oturdu.
Maxwell, 24–25 Temmuz’da ABD Adalet Bakanlığı (DOJ) İkinci Adamı Todd Blanche ile Florida kaldığı Tallahassee Cezaevinde görüşme gerçekleştirdi. Bu, Maxwell’in federal makamlarla yaptığı ilk resmi görüşme olarak dikkati çekiyor.
Bu görüşmelerde Maxwell’in tanıklarla ilgili yeni kanıtlar sunduğu ve soruşturmaya katkı sağladığı gündeme geldi. Bazı yorumlara göre Maxwell, soruşturmada işbirliği yaparak ceza indirimi alma peşinde olabilir.
Temsilciler Meclisi Gözetim ve Kamu Reformu Komitesi iki kritik adım atarak Adalet Bakanlığı’ndan Epistein hakkında yürütülen tüm federal soruşturma kayıtlarını talep eden celp gönderdi ve davanın en önemli ismi olan Ghislaine Maxwell’i dinleme kararı aldı.
Adalet Bakanlığı’nın (DOJ) büyük jüri belgelerini açmak için yaptığı başvuru Florida’da Yargıç Robin Rosenberg tarafından reddedildi. New York’taki başvuru ise hala değerlendiriliyor.
Dolayısıyla dosyanın tam açılması şimdilik hukuken engellenmiş durumda. Ancak Maxwell’in ifadesi davayı yeniden hareketlenebilir.
Yani, 11 Ağustos 2025, Amerikan demokrasisinin en önemli yüzleşme günlerinden biri olabilir.
Maxwell sadece bir suç ortağı değil kimilerine göre uluslararası bir istihbarat şebekesinin kilit taşı. Babası Robert Maxwell’in Mossad’la bağlantıları, bu şüpheyi daha da büyütüyor.
Eğer Maxwell konuşursa, yalnızca siyasetten kraliyete, finans dünyasından sanatçılara, kadar isimler değil; uluslararası diplomasi, istihbarat ağları ve lobi düzeni de etkilenebilir.
Maxwell’in ifadesi Adalet Bakanlığı ile Kongre arasında yaşanacak gerginlikler, yeni delil ve tanık beyanları, farklı soruşturmalar doğurabilir.
Kongre baskısı, uygun şekilde kullanılırsa hem siyasi hem hukuki zemini zayıflatabilir. Trump yönetimi bu süreçte adli inisiyatifi kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilir.
11 Ağustos Hesap Günü Olabilir mi?2025 yazı, Amerikan siyasetini, elit çevrelerini ve adalet sistemini sarsacak bir kırılma anına doğru ilerliyor.
Maxwell’in ABD Adalet Bakanlığı yetkilileriyle yaptığı iki günlük toplantı adeta prova niteliğindeydi. Ama tutuklu bulunduğu Tallahassee Cezaevi’nde kongreye yeminli ifade vermesi çok daha güçlü bir aşama olabilir.
Maxwell’in ifade vermesi halinde yargı süreci sonrası ilk kamuya açık değerlendirmesi olma özelliğini taşıyacak.
Epstein davası artık kapatılmış bir skandal değil; aksine büyüyen ve sistemin tüm katmanlarını sarsan bir kara delik haline dönüşebilir.
Maxwell’in 11 Ağustos ifadesi, yalnızca bireysel suçların değil; sistemik çürümenin ifşası olabilir.
Maxwell konuşursa, içerisinde bir çok güçlü isimin yer aldığı bu karanlık ve kirli sistemin maskesi düşebilir.
Eğer konuşursa:
Clinton’dan Trump’a kadar bir çok elit figürü zorlayan süreçler yaşanabilir. Epstein’in ağına dair daha fazla isim verebilir. İstismar adalarına uçuş kayıtlarını, davetli listeleri, görsel ve dijital arşivlere dair yeni açıklamalar yapabilir. Epistein’in kirli ilişkileri ve kara kitabında yer alan isimlerin mağdurlarla bağlantıları ortaya dökülebilir. CIA ve FBI gibi kurumların bu ağı “bildiği hâlde sustuğu” iddiaları derinleşebilir. Amerikan halkı, sadece “isimleri” değil; sistemin çürüyen doğasını sorgulayabilir. Trump için politik kıyamet günü olabilirDonald Trump’ın Epstein’la ilişkisi yıllardır sorgulanıyor. Aralarındaki ilişkilere dair görseller, Mar-a-Lago’daki partiler ve Epstein’ın "VIP defterinde" geçen kayıtlar yeniden gündemde. Kamuoyu, yüzde 80’e yakın oranlarda belgelerin tam açıklanmasını istiyor; bu, Trump’ın üzerindeki siyasi baskıyı artırıyor.
Eğer Maxwell, Trump’la ilişkilere dair yeni detaylar ve isimler vermeye başlarsa, Trump için bu, politik bir kıyamet günü olabilir.
Epistein’in kara kitabında geçen isimler yalnızca Trump çevresinden değil. Bill Clinton, Alan Dershowitz, Obama döneminden bazı iş insanları ve bağışçılar da bu listenin içinde. Dolayısıyla Maxwell’in açıklamaları iki partiye de zarar verebilecek nitelikte.
Jeffrey Epstein, tek başına suçlu bir adam değil; onu kollayan, koruyan, zenginleştiren ve belki de yok eden sistemin kara kutusuydu.
Şimdi o kutunun kilidi Ghislaine Maxwell’in ellerinde.
Amerikan kamuoyu "dokunulamayanlar" kadar sistemin kendisini de sorgulama noktasına geliyor. Maxwell’in ifadesi hiç olmadığı kadar “adalet arzusunu” sembolize ediyor.
Maxwell’in iş birliği, kongre baskısı ve Trump’ın tavrı, önümüzdeki aylarda bu dosyanın ne kadar derine ineceğini belirleyecek.
Yazar Ertuğrul Cingil hakkında bilgi: 2015- 2018 yılları arasında Anadolu Ajansı Amerika Temsilcisi olarak ABD gündemi ve Türkiye ilişkileriyle haberlerin yanı sıra FETÖ terör örgütünün kirli ilişki ağı, elebaşlarının lüks yaşamları ve Türkiye aleyhine yürüttükleri faaliyetlere yönelik çok sayıda referans niteliğinde araştırma dosyası hazırlamıştır.
Erkan Talu Haber7.com - Editör

Editör Hakkında Elazığ'da doğdu; ilk, orta ve lise öğrenimini Ayvalık'ta tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi "Sanat Tarihi" bölümünden mezun oldu. Üniversite yıllarında gazetecilik üzerine eğitimler aldı. Haberciliğe "muhabir" olarak Kanal 7'de başladı; daha sonra Haber 7'ye geçti. Kariyerine, Haber7'de "editör" olarak devam ediyor.
YORUMLAR 12
Bir Yorum YapınGÖNDER
Hyr 36 dakika önce Şikayet Et
İblis dünyayı ele geçirmis ama onun eli de kolunu da tüm masalarını da kıracağız
Beğen Cevapla Toplam 4 beğeni
Misafir 41 dakika önce Şikayet Et
Sapık ruhlular
Beğen Cevapla Toplam 1 beğeni
Misafir 46 dakika önce Şikayet Et
inşallah
Beğen Cevapla
Tek 53 dakika önce Şikayet Et
Bosuna mı pedofil Trump İsraile köpeklik yapmıyor İsrail elinde koz var
Beğen Cevapla Toplam 2 beğeni
Doğrucu Davud 55 dakika önce Şikayet Et
abd bin bir surattır, hepsi de karanlık ve kanlıdır.
Beğen Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle

