ABD nin son oyunları

Terörsüz Türkiye Komisyonu konuşulup duruyor ya! Asıl konuşulması gerekenler başka.
O komisyonun “hangi mecliste” konuşulacağı sorusu mesela.
Biraz daha açayım: Acaba adres ABD Kongresi mi olmalı diye düşünüyor insan.
Nedenini anlatacağım.
Milletvekili değil. AKP içinde ya da Saray’da bir görevi yok.
Ama hem Erdoğan’ın en eski yol arkadaşlarından hem de satışı ile orantısız bir güce sahip Yeni Şafak Gazetesi’nin yazarlarından: Mehmet Metiner.
Bugünkü yazısında aynen şu satırlara yer verdi:

“Dün SDG diye anılan bu yapı, Türkiye için bir tehditti. Düşmandı. Ama bugün şartlar değişti. Süreç bütünüyle tamamlandığında bu yapı tıpkı Irak'takine benzer biçimde Türkiye'nin dostu ve müttefiki olacaktır. Türkiye bu entegrasyonu sağlayabilecek kudrete sahip bir ülkedir. Başkaca kaygılara gerek yoktur.”

“Dün” dediği, sahiden “DÜN”. Hangi ara düşmanlık sona ermiş.. Hangi şartlar nasıl değişmiş.. Bilemedim.

Dahası da var. Diyor ki:

“Suriye'nin kuzeyindeki yapı fiilen küçük bir devlet gibi. Güçlü askeri yapısıyla ve idari birimleriyle yeni Suriye'nin gücüne Öcalan'ın çağrısına uyarak dönüşmek istiyor. O entegrasyonu sağlamak istiyor. Ama bu entegrasyon konusunda güven temelinde adımlar atılamıyor. Türkiye bu süreci tamamlayan bir misyon üstlenmeli. Bu bütünleşme süreci için atılması gereken adımlar var. Türkiye ne kendisi ne de Suriye için tehdit oluşturmayacak olan bir yerinden yönetim modelini hayata geçirmeli.”

Buram buram Beyaz Saray / Pentagon kokan.. Hatta ABD Ankara Büyükelçisi Barrack’ın imzasını attığına yemin edebileceğiniz bir ifade.

“YERİNDEN YÖNETİM” dendiği zaman anında kendinizi cezaevinde bulduğunuz günler geride kalmış, belli. Şimdi bunu savunmak bölücülük değilmiş. Tam aksine Türkiye Yüzyılı’nın gereğiymiş.

* * *

Biliyorum, Mehmet Metiner’in görüşleri iktidarı temsil etmiyor. Ama çok uzun zamandır şahidim, o ve birkaç isim daha “öncü / ulak” gibidir. Söyler, yazarlar.. Bir bakmışsınız ki oluvermiştir.

Zaten onun yazmasına bile gerek yok. Hadise apaçık ortada.

* Trump yönetimi bölgeyi yeniden dizayn ederken Türkiye’ye “ulus devlet takıntısından vazgeç” diye telkinde bulunuyor.

* Bu arada Suriye yönetimine katılması beklenen SDG silah bırakmayı ve kazandığı otonomiden vazgeçmeyi reddediyor.

* Hazır PKK -KCK çatısı altına girse de- silah bırakma sözü verince, Trump’ın yüzünde güller açıyor.

* AKP’nin eli kalem tutanları birden SDG dostu ve yerinden yönetim savunucusu oluyor.

* * *

Bakın, bu maddelerin her biri konuşulabilir, tartışılabilir. Bir ülkenin paradigması baştan ele alınabilir.

Ama bu, kapalı kapılar ardında… Tamamı Erdoğan’ın siyasi ömrünü uzatmaya endeksli bir proje olarak yürütülemez.

Günlerdir Meclis’te kurulacak Terörsüz Türkiye Komisyonu tartışılıyor. Özellikle CHP’de “hayır” diyenler tartışmanın ateşini yükseltiyor.

Erdoğan’ın beklentisi de “hayır” yönünde belki. Zira, baştan beri kendisine ait olmayan ve bir anda kucağında bulduğu proje, asıl AKP’de büyük rahatsızlık yarattı. Muhtemelen Erdoğan bu ateşten topu kucağından atmaya çalışacak… Bu yüzden de uygun bir sorumlu / suçlu aranacak..

Mesela…

Bildiniz! Orman yangınlarından bile sorumlu olan CHP!

Neticede CHP’nin kararı ne olur, komisyon ne işe yarar bilemem. Ancak gördüğüm kadarını özetleyebilirim.

Açın Google’ı “10 maddede Terörsüz Türkiye Komisyonu” yazın. Karşınıza sahiden de 10 madde çıkacak. Aşama aşama nasıl ilerleneceğini, neler yapılacağını anlatan 10 madde!!

Ne anlama mı geliyor bu?

MİT ile PKK, elbette Erdoğan ile Öcalan’ın her anında devrede olduğu uzun bir süreçte, 10 maddede uzlaşmış. Muhalefete en ufak bir bilgi verilmediği gibi, İBB operasyonlarıyla CHP’nin canına okunduğu bir süreçten söz ediyorum.

Bir metinde mutabakata varılmış. Şimdi, CHP de altına imza atsın diye bir komisyona çağırıyorlar.

Ama bir şeyi unutuyorlar. Erdoğan ve ekibi nasıl saklı gündemlerle kapı arkalarında iş görüyorsa.. Özgür Özel ve ekibi de her şeyi şeffaflıkla yürütüyor.

Ne Erdoğan’ın ne de Trump’ın oyunları gizli kalmıyor yani.

Kalmamalı!!!!