ABD ve İsrail’in Büyük Ortadoğu Projesi için oluşacak olan senaryoları Emekli Tümamiral Cihat Yaycı anlattı: Asıl amaç İran’ı parçalamak Gündem Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
İsrail'in İran'ın nükleer programını hedef alarak 13 Haziran Cuma günü başlattığı saldırılarda bölgedeki kriz tekrar alevlendi. İsrail tarafından İran'ın Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami'nin de içerisinde bulunduğu üst düzey isimlerin evleri nokta atışı ile bombaladı. Saldırı sonrası üst düzey isimlerin nasıl açık hedef olduğu tartışılırken 'İsrail istihbaratının İran'a nüfuz ettiği yorumları' tekrar gündeme geldi.
Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, İsrail’in İran’a saldırmasının ardından oluşabilecek senaryoları Yeni Şafak’a değerlendirdi. Yaycının ifadeleri şöyle;
İran ve İsrail arasındaki çatışmalar, aslında çok daha önceden planlanmış olan ve "Büyük Ortadoğu Projesi" olarak bilinen, gerçekte ise "Büyük İsrail Projesi"nin bir parçasıdır.
2002 yılında dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Ortadoğu’da haritaların yeniden çizileceğini açıkça ifade etmişti. Bu süreç de o dönem başlamıştı. ABD’nin Ortadoğu’daki üç temel hedefi bulunmaktadır:
İsrail'in güvenliği ve bekası,
Petrolün Batı’ya kesintisiz akışı,
ABD dışındaki herhangi bir aktörün bölgede etkinlik kazanmasının engellenmesi.
Her ne kadar medyada çelişkili haberler yer alsa da, ABD bu çatışmalarda İsrail’in yanında durmaktadır.
Müzakere süreci bahane mi edildi?
Asıl mesele, ABD’nin İran’la yürüttüğü müzakerelere meşruiyet kazandırma çabasıdır. Bu süreçte, İran'ın nükleer silaha sahip olmasını engellemek adına 60 günlük bir müzakere sürecinden söz edilmişti. Ancak bu sürenin sonunda, müzakereler devam ederken İsrail İran'a saldırdı. Bu saldırı sırasında Trump’ın da bilgi sahibi olduğu açıktı. Trump, saldırıdan hemen önce füzelerin fırlatılacağından ve bölgedeki gerginlikten bahsederek, bu müzakerelerin aslında bir tiyatro olduğunu ortaya koymuş oldu.
İran rejimi, bilindiği gibi Batı destekli bir yapıdır. 1979’daki İran Devrimi, Paris’ten yönetilmiş; Humeyni, Fransız Hava Yolları’yla Tahran’a dönmüştür. Bu nedenle, Batıya düşman görünen İran rejimi aslında Batının bilgisi ve desteğiyle kurulmuştur.
ABD Irak'taki senaryosunu İran için kullanacak mı?
İran rejimi bugüne kadar İsrail'e dolaylı olarak alan açmıştır. Büyük İsrail Projesi'nin taşeronlarından biri haline gelmiş; önce Irak’a saldırmış, 8 yıl süren bir savaş sonucunda Irak’ın parçalanmasına neden olmuş, ardından Suriye’nin parçalanmasına zemin hazırlamıştır.
İran, desteklediği gruplar aracılığıyla İsrail’e tehdit oluşturduğu bahanesiyle bölgedeki diğer ülkelere yapılan müdahalelere zemin hazırlamıştır. Bugün gelinen noktada ise İran rejimi miadını doldurmuştur. Büyük Ortadoğu Projesi’nin hayata geçebilmesi için İran’daki rejimin değişmesi ve ülkenin parçalanması öngörülmektedir.
“İran’da iç karışıklık çıkarılacak”
Bu projenin en önemli adımlarından biri sözde bir Kürdistan devletinin kurulmasıdır. İran’ın kuzeybatısındaki bölgelerden bu devlete bir parça çıkarılmaya çalışılacaktır. İran doğrudan askeri olarak işgal edilmeyecek; ancak içeriden bir ayaklanma, karışıklık çıkartılarak zayıflatılacaktır.
Rejime karşı ayaklanma çağrısı
İsrail’in İran’a saldırmasının ardından çatışmasının tekrar alevlenmesiyle PKK’nın İran kolu olan Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK) yazılı bir açıklama yayımlayarak, İran rejimine karşı harekete geçmeye hazır olduklarını duyurmuştu. Bu gelişmeye de dikkat çeken Yaycı, “Bu talep öngörülerin doğruluğunu ortaya koymaktadır. Bu noktada Türkiye'nin tutumu son derece önemlidir. Güney Azerbaycan dahil, İran’daki yaklaşık 40-45 milyon Türk nüfusa Türkiye sahip çıkmalı, gerekirse garantör ülke olmalıdır. Bu, Türkiye’nin ulusal güvenliği açısından da stratejik bir gerekliliktir” vurgusu yaptı.
“İran’da İsrail’in güçlü istihbarat ağı var”
İsrail'in İran'ın nükleer programını hedef alarak başlattığı saldırılarda İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami ve ülkenin askeri operasyon kararlarının alındığı ve koordine edildiği Hatam el-Anbiya Karargahı'nın komutanı Gülam Ali Reşid dahil olmak üzere üst düzey isimlerin yaşadığı evler nokta atışı ile vuruldu.
(Solda) İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, (ortada) Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami, (sonda) Hatam el-Anbiya Karargahı'nın komutanı Gülam Ali Reşid
İran’ın en üst düzey üç komutanı hayatını kaybettiği saldırıyı değerlendiren Yaycı, “Bu durum İran’da İsrail’in güçlü bir istihbarat ağına ve İHA üslerine sahip olduğunu göstermektedir” ifadelerini kullandı.


