ABF talebini yineledi: Alevi Bektaşi Başkanlığı nın asimilasyon siyasetinin önüne geçilmeli
Halktv sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Alevi Bektaşi Federasyonu, 11. Olağan Genel Kurulu’nu 24-25 Mayıs tarihlerinde Ankara Yunus Emre Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdi. Genel Kurul'da 29 Mayıs 2022'de gerçekleştirilen 10. Olağan Genel Kurul'da Genel Başkanlığa seçilen Mustafa Aslan'ın görevine devam etmesi kararı alındı.
ABF'nin sosyal medya hesabından bugün yapılan açıklamayla Genel Kurul'un sonuç bildirgesi kamuoyuyla paylaşıldı. Genel Kurul'un başat gündemi Alevi Bektaşi Federasyonu'nun politikaları oldu.
ABF, Alevi köylerindeki ziyaretlerin özellikle maden sahalarına tahsis edildiğini belirterek "AKP-MHP hükümeti döneminde hız kazanan rant odaklı doğa talanlarına, Alevi ziyaret yerleri ve köylerine yönelik maden sahaları tehditlerine, su kaynaklarının maden odaklarına tahsis edilerek ekolojik dengenin katledilmesine, Alevilerce kutsal sayılan canlıların avlanmasına yönelik yapılan saldırıların önüne durmaya" devam edeceklerine ilişkin açıklamada bulundu.
"Cumhuriyet öncesi ve sonrası iktidarlar değişmiş, partiler değişmiş ancak Alevilere yönelik inkar politikası değişmemiştir" ifadelerini kullanan Federasyon, AKP-MHP hükümetinin eliyle yasal, anayasal demokratik her türlü hakkın üzerinden silindir gibi geçildiğini belirtti. ABF açıklamasına şu ifadelerle devam etti:
KHK'LAR, KAYYUMLAR, BASKI, GÖZALTI VE TUTUKLAMALAR"Kanun hükmünde kararnameler, belediyelere kayyum atanması, gençlere, kadınlara, işçilere, emek mücadelesi verenlere baskı, gözaltı ve tutuklama furyası ve yargı sopası ile gelecek dizayn ediliyor. Belediye başkanlarının, aydınların, yazarların, sanatçıların, gençlerin ve devrimcilerin şafak operasyonlarıyla evlerinden alınması, tutuklanması, yargı süreçlerinin uzatılması bir insan hakkı ihlalidir. Bugün bir yandan barış görüşmeleri, demokrasi söylemleri ile kamuoyu oluşturulurken diğer yandan Alevilerin katliam tarihlerini kardeşlik referansı olarak almak barış söylemlerine gölge düşürmektedir. Alevi Bektaşi Federasyonu her gün toplu gözaltı, tutuklama operasyonları olduğu gerçekliğine gözünü kapatmadan birlik içinde olacak, hak ihlallerine karşı toplumsal tepki verilmesinde sorumluluk alacaktır.
"ALEVİLİĞİN ÖZÜ BOZULMAYA ÇALIŞILMAKTADIR"Egemenler Alevileri, tekçi politikalar ile tarihten bugüne süregelen çeşitliliğini, 72 millete aynı nazarda bakma gerçekliğini yok etmek adına her dönem kıyımdan, katliamdan geçirilmiş, zorunlu göçlere tabi tutulmuştur. Bugün bu saldırı Alevileri katliamlarla yok edemedik diyerek Aleviliği yok etme aşamasına evirilmiş, daha içeriden hareketle Aleviliğin özü bozulmaya çalışılmaktadır. Bu nedenle açılan Alevi Bektaşi Cemevi Başkanlığı'na karşı durmak ve bu sürece karşı daha etkin mücadeleyi genel kurulumuzca görev olarak önüne koymuştur.
"SELEFİ HTŞ ÇETELERİ VE ONUN KORUYUCULARI TARAFINDAN ALEVİLERE KERBELA YAŞATILIYOR"Ortadoğu'da Suriye yönetimini ele geçiren katil HTŞ çeteleri, Suriye'de Alevilere soykırım uyguluyor. Şeriat, Ortadoğu halklarına katliam olarak dönüyor. Selefi HTŞ çeteleri ve onun koruyucuları tarafından Suriye'de Alevilere, kadınlara, çocuklara ve diğer inançtan halklara adeta Kerbela yaşatılıyor. Eski İŞİD militanı HTŞ lideri Colani, Türkiye ve dünya devletleri nezdinde devlet erkanlarıyla karşılanıp bir lider olarak kabul edilebilir ancak biz Aleviler ve dünya kamuoyu nezdinde bir soykırımcı katildir. Katil Colani ve çetesi derhal yönetimden el çektirilmeli ve savaş ve soykırım suçlusu olarak yargılanmalıdır.
Zorunlu din dersleri eğitim yaşlarında ana sınıflara kadar indirilirken, ÇEDES benzeri projeler ile Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görevlendirdiği imamlar okullara eğitmen olarak yerleştirilmiş ve kendilerinin tarif ettiği din anlayışını, Alevilere ve farklı inançlardaki çocuklara dayatmaktadır. Bu anlayış neredeyse şeriat rejiminin eğitim müfredatı ile aynı noktaya getirilmiştir. Dindar ve kindar nesiller yaratarak Aleviliği ve farklı inançların bu topraklardan silinmesi hedeflenmektedir. Alevi - Bektaşi çocuklarına ve gençlerine yönelik devam eden bu asimilasyon saldırılarına dur demek, Alevi Bektaşi Federasyonun asli görevidir.
Dersim, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi, 1 Mayıs katliamları ile yüzleşilmesi için mücadelemiz sürecektir. 2 Temmuz Sivas Madımak katliamı başta insanlığa karşı işlenmiş suçlarda zaman aşımı olamaz, katiller serbest bırakılamaz. Unutmayacağız, unutturmayacağız, affetmeyeceğiz, helalleşmeyeceğiz. Biz Aleviler yolumuz erkânımız gereği, barıştan ve yaşam hakkından yana olmuşuzdur. 72 millete aynı nazarla bakan bir inancının sahipleri olarak birlikte yaşadığımız topluluklar için eşit yurttaşlık ve özgürlükçü bir Anayasa mücadelesi verdik ve vermeye devam edeceğiz. Dün olduğu gibi bugünün anti demokratik koşullarında, laik demokratik bir hukuk devleti mücadelemiz sürecek.
"TALEPLERİMİZDEN VAZGEÇMİYORUZ"Alevi Bektaşi Federasyonu'nu oluşturan kurumların bir ahenkte hareket etmesine vurgu yapılarak inanç kurulunun eksikliğinin giderilmesi konusunda görevler verilmiştir. Oluşturulacak Yol Erkan Kurulu ile devletin kurduğu Alevi Bektaşi Cemevi Başkanlığı'nın asimilasyon siyasetiyle Aleviliğin kadimden bugüne gelen Yol Erkan çizgisini değiştirme amacının önüne geçmeli, Alevi süreklerinin çeşitliliğine zeval vermeden Yol Erkan hizmetlerinde öze dönüşü sağlanmalıdır. Ayrıca dışarıdan gelen asimilasyonun yanı sıra, içeriden gelen Aleviliği dönüştürme çabalarına da karşı durmak zorundadır. Alevi olup da Aleviliği şekilsel ve tek tip inanca dönüştürmeye çalışanlara da geçit vermez.
Alevilerin en temel talepleri olan; eşit yurttaşlık hakkı, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kapatılması, zorunlu din derslerinin kaldırılması, Madımak otelinin utanç müzesi olması, Cemevleri'nin Anayasa'da ibadethane olarak tanımlanması, Alevi-Bektaşi dergahlarının Alevilere iade edilmesi, Alevi köylerine cami yapılmaması gibi geçmişte ortaklaşılan ve mücadele yürüttüğümüz taleplerimizden vazgeçmedik, devam eden yok sayma, inkar ve asimilasyon politikalarıyla dayatılan Alevi Bektaşi Cemevi Başkanlığı, eğitim sistemindeki Türk-İslam referanslı ÇEDES ve benzeri projeler, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli eğitim sistemini tanımıyoruz ve buna karşı ortak mücadelemizi her alanda sürdüreceğiz."


