Acılı baba Hürriyet e konuştu... Mezarda geçen 7 yıl

İzmir Narlıdere’de 13 Mayıs 2018 akşamı Dorukhan Büyükışık (26) yürüyüş yapmak için çıktığı evine bir daha dönemedi. Cesedi evinin yakınlarındaki bir şantiyede bulundu. ‘Yüksekten düşme sonucu’ öldüğüne dair raporlar tutuldu, soruşturma dosyalarına da ölümü böyle geçti. Ancak babası emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık buna ikna olmadı. Oğlunun bir cinayete kurban gittiğine inanıyordu. Polis ve sağlık raporlarındaki çelişkileri, tutarsızlıkları en ince ayrıntılarına kadar tespit etti. Yılmadan, yorulmadan bir mücadele yürüttü. 7 yılın sonunda savcılık Dorukhan’ın katledildiğine dair iddianame hazırladı. Cesedin bulunduğu şantiyedeki 5 işçiye ‘iştirak halinde kasten öldürmek’ suçundan müebbet hapis cezası istendi. Öte yandan olayla ilgili, farklı rütbelerde 34 polis memuru hakkında idari ve adli soruşturma başlatıldı ve 8’i hakkında yargılama kararı çıktı. Onların ‘görevi kötüye kullanmak’ suçundan yargılanmalarına 21 Mayıs’ta İzmir’de başlanacak.

Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık 7 yıllık mücadelesini Hürriyet’e anlattı.

‘GÖRMEMESİ GEREKEN BİR SUÇU GÖRDÜ’

* 7 yıldan sonra ne hissediyorsunuz?

Çok meşakkatli bir süreçten geçtik. Görevi bilerek ve isteyerek yapmayan çok sayıda kamu görevlisinin engellemelerini aşma mücadelesi verdik. Cinayet failleriyle işbirliği içinde olanlar da vardı. Yaptıkları basit insani hatalar değildi; yargılanacaklar. Buralara kadar gelmemizde en büyük destek Adalet Bakanımızdan, Yargıtay’dan ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan geldi. Hukukun önünü açarak adaletin tecellisine yardım ettiler.

* Sizce nasıl ve neden öldürüldü?

Organize bir suç örgütü tarafından daha büyük bir suçu örtmek ve gizlemek için öldürüldü ve sonra da bütün deliller karartıldı.

* O şantiyeye niye gitti?

Orası evimize 500 metre mesafede. Orası sürekli yürüyüş alanımızın üzerinde. Şehrin göbeğinde bir yer. Dorukhan daha önce de oradan geçti, yürüyüş yaptı. Orası bizim tek yürüyüş alanımız. Biz de oradan geçerdik.

* Sizce Dorukhan orada görmemesi gereken bir şey mi gördü?

Bence orada organize bir suç örgütünün faaliyeti vardı. Ona şahit olduğu için öldürüldüğünü düşünüyorum. Bu süreçte tehditler de oldu. Yanlış yönlendirmeler, sahte raporlar da oldu.

* O zaman dava açılan bekçi ve işçiler dışında da failler var?

Var zaten, şantiyenin sahiplerinden de şüpheleniyoruz. Lüks bir konut projesi. Olay yerinde 19 şantiye kamerası vardı, iki ayrı bekçi kulübesinde de kamera kayıt cihazları vardı. O kayıtlar cinayet gecesi yok edildi.

* O gece sizin yanınızdan mı ayrılıp gitti?

İş dışında hep beraberdik zaten. Akşam bir komutanımızın oğlunun taziyesindeydik. Akşam döndük, biz istirahate çekildik. O da ‘Baba ben bir yürüyüş yapacağım’ dedi ve çıktı.

‘7 YILDIR BİR CEHENNEMİN İÇİNDEYİZ’

* Annesi nasıl şimdi?

Bir anne - baba ölen evladıyla beraber o mezarın içine giriyor ve oradan çıkamıyorsunuz. Tek çocuğumuzdu. Bir felaket içindeyiz.

* Kariyerinizde istihbaratçılık var mı?

Kariyerim devletin en mahrem yerlerinde geçti. Özel Kuvvetler ve komando personeliydim. 16 yıl Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinde terörle mücadele ettim. Sonraki yıllarım da yurtdışında diplomatik görevlerle geçti.

* Bu geçen 7 yılı nasıl özetlersiniz?

Evladını kaybeden her anne - baba yas tutar. Doğan boşluğu iyilikle doldurmaya çalışır, huzur arar. Bize bu fırsat verilmedi. Eşimle 7 yıldır bir cehennemin içindeyiz. Üzülmeye bile zamanımız olmadı. Evladımıza olduğu kadar üzüldüğümüz şey devletimizin içindeki çürümüş yapıların bu kadar cüretkârlığıydı. Bu mücadeleyi herkesin evlatlarının daha güvenli bir Türkiye’de yaşaması için verdim. Kendi acımı bastırıp bu tür çetelerin gelecekte başka çocuklara kıymasının ve daha büyük suçlarla canlarının yanmasının önüne geçmek için çabaladım.

BAŞSAVCILIK: SERT BİR CİSİMLE VURULARAK ÖLDÜRÜLDÜ

Başsavcılık açıklamasında soruşturmanın detaylarını anlattı. Açıklamaya göre; Dorukhan’ın düştüğü iddia edilen 27 metre yükseklikteki binaya Türkiye Dağcılık Federasyonu’ndan dağcılar getirildi ve düşme halinde cesedin yerine dair görüşleri alındı. O saatlerde şantiyedeki 5 bekçi ve işçinin şantiyenin neresinde olduğu, birbirlerine mesafeleri tespit edildi. İfadeleri alındı ve bu ifadelerdeki çelişkiler belirlendi. Raporlar ve diğer incelemelerden ‘ölümün yüksekten düşme ihtimali ile uyumlu olamayacağı’ kanaatine varıldı.

CESEDİ TAŞINDI

Savcılığa göre Dorukhan sırtına ‘sert ve etkili’ bir alet ile vurularak öldürüldü ve ardından da ceset bulunduğu yere taşındı. Açıklamada Dorukhan’ı fiilen bu şüphelilerden hangisinin öldürdüğüne dair bir tespitin yapılamadığı da vurgulandı. Bu detay Diyarbakır’da Narin’in öldürülmesine dair değerlendirmeye benzerliğiyle dikkat çekiyor. İddianame İzmir 21. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.