Adeta motosiklet pistine döndü: Bu yollar alarm veriyor! En son 3,5 yaşındaki çocuk ağır yaralandı
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
İstanbul’un en güzel manzaraları, yeşil alanları ve nefes alma durakları çoğu zaman şehrin sahil şeritlerinde hayat buluyor. Caddebostan’dan Bostancı’ya, Kartal’dan Pendik’e, Yeşilköy Sahil Yolu’ndan Büyükçekmece’ye kadar uzanan pek çok yürüyüş ve bisiklet yolları, şehir hayatının stresinden uzaklaşmak isteyenlerin ortak adresi.
Bu alanların birincil amacı yayalara ve bisikletlilere güvenli ve huzurlu bir rota sunmak. Ancak son zamanlarda bu yolların asli kullanıcıları için ciddi bir tehdit belirmiş durumda: motosikletler!
GÖRMEZDEN GELİNEN BİR DURUM HALİNE GELDİ
Motorlu taşıtların girişinin yasak olduğu bu alanlarda, neredeyse her gün motosikletlerle karşılaşmak mümkün. Üstelik bu sadece bir iki münferit olaydan ibaret değil; adeta kanıksanmış, görmezden gelinen bir durum haline geldi.
Sıklıkla Bostancı-Kartal sahil yolunda bisiklet süren biri olarak her birkaç yüz metrede bir motosikletin yanınızdan vızır vızır geçtiğine tanıklık etmek artık sıradanlaştı. Kaldı ki bazı sürücüler yalnızca geçmekle kalmıyor; hız yapıyor, manevralarla insanların arasından geçiyor, hem fiziksel hem psikolojik bir tehdit yaratıyor.
MOTOSİKLET İÇİN YASAK OLAN YOLA GİRDİ, 3,5 YAŞINDAKİ ÇOCUĞA ÇARPTI
Bu sorumsuzluk, zaman zaman ağır sonuçlara da yol açabiliyor. Örneğin bu ayın başında İstanbul Büyükçekmece’de Mimar Sinan Sahil Yolu’nda yaşanan bir olay, bu gerçeği sert bir şekilde bir kez daha yüzümüze çarptı.
İHA’da yer alan habere göre, yasak olmasına rağmen yürüyüş yoluna giren motosikletli bir şahıs, sahilde ailesiyle yürüyen 3,5 yaşındaki M.T.T’ya çarptı. Kazayı gören vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, ağır yaralanan küçük çocuğu hastaneye kaldırdı. Talihsiz çocuğun vücudunda çok sayıda kırık olduğu öğrenilirken, motosiklet sürücüsü polis ekiplerince gözaltına alındı.
‘BU, AÇIK BİR TRAFİK İHLALİ’
“Bu durum, denetim raporlarına da açıkça yansımış durumda” diyen İstanbul Ticaret Üniversitesi Ulaştırma Sistemleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, “Adı üstünde: yaya kaldırımı. Peki, bir yaya kaldırımını, yayalara ayrılmış yeşil alanları ya da sahil bandını nasıl olur da başka amaçlarla kullanabilirsiniz? Bu, açık bir trafik ihlalidir. Üstelik, yaya kaldırımında meydana gelen bir kazada (bu tür olaylar yaşanıyor) hem idari hem de adli süreçlerde doğrudan asli kusurlu sayılırsınız” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Ilıcalı, şöyle devam etti:
“Özellikle sahil şeritlerine yönelik denetimlere biraz daha yoğunlaşıldığında, kısa sürede ciddi bir farkındalık oluşacağına inanıyorum. Çünkü bu alanlar, vatandaşlara spor yapma, yürüyüşe çıkma veya bisiklet sürme gibi aktiviteler için ayrılmış yerler. Dolayısıyla bu alanlarda sıfır kaza riski hedefiyle hareket etmek ve bu güvenceyi vatandaşlara sunmak gerekiyor.”
‘MOTO KURYELER ADETA BÜYÜK BİR TEHLİKE SAÇIYOR’
Sahil şeridindeki motosiklet problemini sık sık gündeme getirmeye çalışan Bağdat Caddesi Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz ise “Bağdat Caddesi, Kızıltoprak’tan başlayarak Bostancı İskelesi ve Marmaray durağına kadar uzanan bir hattı kapsıyor. Hem ana Bağdat Caddesi, hem 'Sahil Yolu' olarak adlandırılan bölge, hem de Fenerbahçe Orduevi bitiminden Bostancı Sahili’ne kadar uzanan sahil şeridindeki yeşil alanlar, ne yazık ki motosikletler ve moto kuryelerin yoğun işgali altında” dedi.
“Sahil tarafında ise park alanlarına girmemesi gereken motosikletler, özellikle yaşlılar ve çocukların hayatını riske atarak bu alanlara giriyor” diyen Ali Güvenç Kiraz, şu bilgilerin altını çizdi:
“Hatta daha da ileri giderek bisiklet yollarını kullanarak trafiğe karışıyorlar. Son yıllarda ciddi şekilde artan bu ihlaller nedeniyle neredeyse her gün bir kaza haberi alır hale geldik. Bu kazalar artık sıradanlaştı ve beraberinde ciddi yaralanmaları da getirmeye başladı. En büyük korkumuz ise can kaybı yaşanması. Özellikle küçük çocukların oynadığı sahil bölgesinde bu risk, ne yazık ki her geçen gün daha da büyüyor.”
‘CİDDİ BİR YETKİ KARMAŞASI YÜRÜYOR’
“Ne yazık ki Bağdat Caddesi’nde, sahil yolunda ve sahildeki park alanlarında denetimler biraz zayıf” diyen Ali Güvenç Kiraz, “Özellikle Emniyet ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilileri arasında ciddi bir yetki karmaşası yürüyor. Şikayette bulunmak istediğimizde bir kurum “Biz yetkili değiliz” diyor; ancak yönlendirildiğimiz diğer kurumdan da aynı cevabı alıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘GPS TABANLI SİSTEMLER VE DRONE İLE İZLEMELER DEVREYE SOKULABİLİR’
“Belki ilk ihlallerde cezalar konusunda tereddüt yaşanabilir, ancak tekrar eden durumlarda yaptırımlar ciddi şekilde ağırlaşıyor” diyen Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, “Nitekim çakarlı araçlarla ilgili cezaların artırılmasının ardından, bu alandaki ihlallerin hızla azaldığını gördük. Benzer bir yaklaşım motosiklet sürücüleri için de uygulanırsa, tekrarların önüne geçileceğini düşünüyorum” dedi.
Denetimle ilgili alınabilecek önlemlere de değinen Prof. Dr. Ilıcalı, “Bu tür denetimler yalnızca fiziki unsurlara bağlı kalmadan, teknolojiyle de desteklenebilir. Drone ile izleme yapılabilir, GPS tabanlı sistemler ya da benzeri teknolojiler devreye alınabilir. Hatta belediye zabıtalarıyla işbirliği yapılarak, sürece yerel yönetimler de dahil edilebilir. Sonuçta insan kaynağındaki eksiklikler, teknik kapasitenin güçlendirilmesiyle büyük ölçüde telafi edilebilir” şeklinde konuştu.
‘BAYRAM SÜRESİNCE UYGULANAN RADAR DENETİMLERİ MOTOSİKLETLER ÖZELİNDE DE UYGULANMALI’
“Sahil yolu ve yeşil alanlara giren tüm motosiklet ve moto kuryelere ağır idari cezaların uygulanması gerekiyor” diyen Ali Güvenç Kiraz, “Aynı şekilde, moto kuryelerin bağlı olduğu kurumlara da idari yaptırımlar mutlaka uygulanmalı. İçişleri Bakanlığımızın bayram süresince uyguladığı radar denetimlerini ve ağır para cezalarını sonuna kadar destekliyoruz. Bu uygulamanın İstanbul’un tüm sahil yolu ve yeşil alanlarının tamamında da hayata geçirilmesini ve benzer şekilde ağır para cezaları uygulanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
YASAKLI YOLA GİREN VE KAZA YAPAN MOTOSİKLET SÜRÜCÜSÜNÜN HUKUKİ SORUMLULUĞU NEDİR?
Bu soruma “Yasaklı yola giren motosiklet sürücüsü, öncelikle Motorlu Taşıtlar Kanunu’na aykırı hareket etmiş oluyor” cevabını veren Ali Güvenç Kiraz, şu önemli bilgileri paylaştı:
“Bu durumda trafik cezası kesinlikle kendisine uygulanıyor. Ayrıca, kaldırımlar ve yeşil alanlar için belediyelerin de ceza uygulama ve araçları buradan kaldırma yetkileri bulunuyor. Bu araçların yaralamalı kazaya sebebiyet vermeleri halinde ise bu alanlara girmeleri tamamen yasak olduğundan tam kusurlu sayılıyorlar ve zarar gören kişiye maddi ve manevi tazminat ödemek zorunda kalıyorlar. Türk Ceza Kanunu kapsamında da tam kusurlu olmaları nedeniyle de yargılanarak ceza almaları da çok yüksek ihtimal."
KAZAYA UĞRAYAN KİŞİLER NE GİBİ HAKLARA SAHİP?
“Öncelikle, maddi zararlar; hastane masrafları veya taşıdıkları araçlara verilen zararlar (örneğin cep telefonu hasarı gibi) kazaya sebebiyet veren kişi tarafından ödenir” diyen Ali Güvenç Kiraz, “Kazaya uğrayan kişi, uğradığı zararın derecesine göre manevi tazminat da talep edebilir” dedi.
“Ayrıca, ilgili idari birimler yoksa, kazaya uğrayan kişi Cumhuriyet Savcılığı’na giderek kaza yapan kişiden şikayetçi olabilir” diyen Kiraz, “İdari kurumlar resen soruşturma yürütüyorsa, mağdur kişi şikayetçi olarak sürece müdahil olabilir” ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz günlerde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’ Resmi Gazete’de yayımlandı. Yönetmelikle kurye işletmeciliğinden taşımacılıktaki yetki belgelerine, kadın şoför istihdam şartlarından servis taşımacılığına kadar çeşitli konularda düzenlemeler yapıldı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu yaptığı açıklamadaa, “Motokuryeler ilk defa kayıt altına alınıyor. Sektörde yetkin ve eğitimli kuryeler ile hizmet kalitesinin artırılmasına katkı sunacağız” değerlendirmesinde bulundu.
Uraloğlu, firmalara, istihdam ettikleri her kuryeyi Bakanlığa bildirme zorunluluğu getirildiğine dikkati çekerek, kuryelerin belirli suçlardan hüküm giymemiş olmasının da zorunlu olduğunu bildirdi.
Kurye işletmeciliği faaliyetlerinde, hizmet alan ve verenlerin hak ve menfaatlerini korumak için de birtakım düzenlemelerin hayata geçtiğini belirten Uraloğlu, “Teslimi mümkün olmayan adreslere kurye gönderisi kabulü yapılması ve kurye faaliyetlerinde herhangi bir taşıma süresi taahhüdünde bulunulması yasaklandı” bilgisini verdi.
Fotoğraflar: iStock, İHA


