Afgan bebekler de ölüyor!
Halktv sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Siz dün gece uyumaya hazırlanırken Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne operasyon için düğmeye basıldı..
New York’ta da Birleşmiş Milletler binasının kapıları açıldı.. En kritik küresel sorun için toplanıldı. Ve hiç uyumayan şehir, YENİ DÜNYA DÜZENİ çerçevesinde çok ilginç görüntülere sahne oldu. Gazze gündemiyle toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ABD topraklarında ABD Başkanı Trump’ın politikasını dövmese de epey hırpaladı.
Büyük fotoğrafı Erdoğan’ın Beyaz Saray görüşmesi sonrasına bırakalım. Gecenin içinden haber merkezlerine akan notları paylaşalım:
* Elbette haber merkezlerinin beklediği, Erdoğan’ın konuşmasıydı. Doğrusu son aylardaki tutumuna bakınca yeni ve heyecan verici bir şey söylemesini, önermesini beklemiyordum. Nitekim dünyaya “Filistin’i tanıyın” çağrısı yapınca durum anlaşıldı! Zira son günlerdeki adımlar bir yana.. Fransa’dan Kanada’ya, Norveç’ten Monaco’ya, Malta’ya dünü bekleyen ülkeler peş peşe zaten tanıma kararını açıklamıştı. ABD ve Avustralya dışında neredeyse dünyanın tamamı diyebiliriz yani..
Erdoğan’a dönersek, konuşmasındaki tek sürpriz sesinin bir anda gitmesiydi. Kim bilir o anda yandaş medyada ne komplo teorileri havada uçuşmuştur. Ancak İletişim Başkanı Burhanettin Duran nedeni kısa sürede açıkladı. Konuşmacılara 5’er dakika süre tanınıyormuş. Sürenin sonunda da mikrofon otomatik olarak kapanıyormuş.
Konuşmanın süresini mi hesaplayamamışlar? Yoksa Erdoğan son günlerde arttığı gözlenen durgun haliyle metni yavaş mı okumuştu? Şahsen anlayamadım. Ancak İletişim Başkanı Duran’ın bu ilk devasa organizasyonda yaşanan iletişim kazası nedeniyle başına gelenleri merak etmeden yapamadım!!
* Günün haberciler açısından en büyük sürprizi ise, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın konuşması oldu. Abbas, dünyanın Filistin’i kucakladığı bir günde orada değildi ama.. ABD vizesini iptal ettiği için gelememiş, BM’de düzenlenen Filistin başlıklı uluslararası konferansa video mesajıyla katılmıştı. Ve mesajı adeta gündemi bombardımana tutmuştu:
“Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısını kınıyoruz. Artık Gazze yönetiminde hiçbir rolü olmayacak. Hamas ve diğer gruplar silahlarını Filistin yönetimine teslim etmelidir. Silahsız bir Filistin istiyoruz.”
* Ve Ahmed El Şara.. Suriye’nin geçici cumhurbaşkanı. Kısa süre öncesine kadar ABD’nin “aranan teröristler” listesindeyken, şimdi New York’ta YENİ DÜNYA DÜZENİ’nin STARI gibiydi. Şık giysileri içinde kameraları peşinden sürükleyerek dolaştı. ABD Dışişleri Bakanı Rubio ile el sıkışıp sonra masaya oturdu.
Hele Irak işgali sırasında El Kaide üyesi olduğu için peşinde olan CIA eski Başkanı David Petraeus’la söyleşisi sırasında. Ters köşe bir Hollywood filminin seti gibiydi her şey!
Şara’yı sık sık “etkileyici” ve “büyüleyici” diye nitelendiren Petraeus, sohbetin sonunda, hayranlığını ifadeye kadar gitti:
“Tüm bu baskı altında nasıl dayanıyorsunuz? Düşünmek için zaman bulabiliyor musunuz? Geceleri yeterince uyuyabiliyor musunuz? Tekrar söylüyorum, ben de aynı durumu yaşadım. Ve bu gerçekten çok, çok zor. Sizin birçok hayranınız var, ben de onlardan biriyim, hepimizin endişeleri var.”
* New York’taki en absürd durum ise, şaşırmazsınız herhalde, İran heyetinin başına geldi. Bizzat dışişleri sözcüsü Tommy Pigott tarafından yapılan açıklamaya göre “Trump yönetimi İranlı diplomatların Costco gibi mağazalara girişini ve genel olarak ABD’deyken lüks ürünler satın almalarını engellemişti”.
*. *. *
Heyetler kürsüde ya da koridorlardaki söyleşilerde söyleyeceklerini söyleyip New York sokaklarına daldı sonra.. Son moda restoranlar keşfedildi, şerefe kadehler falan kalktı!
Gazze’deki çocuklar bir geceyi daha aç.. Ama belki biraz daha umutlu geçirecekti!
Gündemde onlar varken neden başlıkta Afganistan’daki çocuklardan söz ediyorum peki!
Çünkü orada doğmaktan başka hiçbir suçu, günahı olmayan bebekler de açlıktan ölmeye başlamış.
BBC’nin bölge muhabiri yetersiz beslenme ya da açlıktan ölen bebeklerden bir kaçının fotoğrafına da yer vermiş yazısında. Ama paylaşmaya içim elvermedi. Onun yerine şu zavallı mezarlığın fotoğrafını koydum. Muhabire göre üçte ikisi bebek mezarıymış!

“Çaya batırılan kuru ekmek yetmiyor” diyormuş bir anne. Üç çocuğunu peş peşe toprağa vermiş.
BBC muhabiri “trajedinin sessizce, dünyanın haberi bile olmadan büyüdüğünü” anlatıyor. Yerel bir hastanede 12 yatakta 26 bebeği de kanıt olarak gösteriyor: Hepsi açlıktan, yetersiz beslenmeden ölmek üzere olan bebekler!
Dünya Gıda Programı Afganistan direktörü de doğruluyor durumu. ABD’nin çekilmesinden sonra.. Ve Trump’ın ilk haftasında insani yardımların durduğunu.. Ardından önemli bağışçıların da yardımları askıya aldığını anlatıyor.
Zaten kısıtlı olan kendi imkanlarının da Kasım’da, yani kışın ortasında tükenmiş olacağını söylüyor.
Bu arada Trump efendi BAGRAM ÜSSÜ’nü geri istiyor. “Vermezseniz çok kötü şeyler olacak” diye tehdit ediyor.
*. *. *
Bir yanda açlık ötesi yoksulluğu “cennete giden yol” diye umursamayan.. Aileleri nüfus planlaması konusunda bırakın teşvik etmeyi, günah diye uyaran.. Annelerin söz hakkının olmadığı bir coğrafyada bebekler daha gözlerini açamadan ölüp gidiyor.
Diğer yanda Orta Doğu’dan Doğu Avrupa’ya, birileri ABD’den silah almak için sıraya girip, Pentagon’a, yeni adıyla Savaş Bakanlığı’na kaparo yatırıyor!
Neyse.. Erdoğan BM kürsüsünde İsrail’i kınadı ya!
Sıra Trump’la Beyaz Saray buluşmasında.
Uzun süredir beklediği görüntüyü verecek ve çantasında kim bilir kaç milyar dolarlık uçak anlaşması ile bir “dünya lideri” olarak memlekete dönecek.
Neyse ki bizim buralarda bebekler açlıktan ölmüyor, ölmeyecek.
Ama o uçaklara.. Saray’ın masraflarına.. Çılgın projelere verilen paralar yüzünden babalarının maaşı giderek küçüldüğü için mesela meyve yiyemeyecek.. Dondurmaya uzaktan bakacak.. Okulda öğle yemeği saatinde bahçeye kaçacak..
YENİ DÜNYA DÜZENİ diyorlar ya!
Dilerim o düzen, artık bebekleri değil, onların yaşamına zerre önem vermeyen herkesi yutar.


