Ağrıyan yerinin aft olduğunu sandı, aslında korkunç hastalığın belirtisiydi... Doktorlar dilinin yarısını almak zorun kaldı
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
İngiltere’de yaşayan Grace Brand, dilinin yanında ilk kez ağrılı bir yara hissettiğinde bunu pek umursamadı. 30 yaşındaki Grace, ağrının nedeninin yeni taşınma ve uzun çalışma saatlerinin neden olduğu stres kaynaklı inatçı bir ağız aftı olduğunu varsaydı.
Ancak günler geçiyor ağrı bir türlü azalmıyordu. Altı hafta sonra bile ağrı hala devam ediyor ve şiddeti artıyordu. Genç kadın, altı haftanın sonunda eczaneden ilaç almaya karar verdi ve bu, korkunç hastalığın teşhisinin konması ile sonuçlanan bir dizi test ve doktor kontrolleri sürecini başlattı.
AYNADA KONTROL ETMEK AKLINA GELMEDİ
Grace, sorunu ilk olarak bu yılın nisan ayında fark etti. Ağrılı nokta, dilinin sağ tarafında, arka dişlerinin yakınında gizlenmişti ve aynada kontrol etmeyi hiç düşünmemişti.
"Çok ağrım vardı ve konuşmamı etkiliyordu. Yorgun düştüğümü sandım. Stresli bir işim vardı, yeni taşınmıştım. Genel olarak stresli olduğumu düşündüm” diyen Grace yaşadıklarını şöyle anlattı:
“İlaç almak için ziyaret ettiğim eczacı, aftların genellikle üç hafta içinde iyileştiği konusunda uyararak alarm verdi. Ardından doktora gittim ve doktorum ise beni acilen sevk etti. Kısacık süre içinde biyopsi isteyen bir uzmanın karşısına oturdum. 29 Temmuz'da, bir dizi tarama ile ikinci evre dil kanseri teşhisi doğrulandı.”
DİLİNİN YARISINI ALDILAR
Grace’in tedavisi hayatını değiştirdi.
Haftalar içinde Grace ameliyat masasına yattı. Hemiglossektomi adı verilen 12 saat süren bir prosedürle cerrahlar, dilinin yarısını çıkardı ve sol ön kolundan alınan deriyle yeniden inşa etti.
Dilinin yarısını kaybetmenin yanı sıra, cerrahlar önlem olarak boynunun sağ tarafındaki lenf düğümlerini de çıkardı. Şimdi altı haftalık radyoterapi onu bekliyor.
İyileşme sürecinde olan Grace, radyoterapi ve aylarca sürecek konuşma terapisi görerek konuşmayı, yutkunmayı ve yemeyi yeniden öğrenecek.
"Dilimi yeniden kullanmayı öğrenmek zorunda kalacağım. Aylarca konuşma terapisine ihtiyacım olacak. Yarısı gerçek olan bir dille yaşamak çok yabancı hissettiriyor” diyen Grace ekledi:
“Tüm bu olanlara rağmen doktorların kanseri zamanında yakalamış olmasından dolayı kendimi şanslı hissediyorum. Dilimde ağrılı bir aft olduğunu fark ettim. İlk başta hiçbir şey yapmadım. İnsanların dillerine bakmalarını sağlamak istiyorum. Ağrılı olduğu için çok şanslıyım çünkü birçok vakada yarayı görmezseniz, orada olduğunu bilemezsiniz. Ağız kanseri oranlarının, özellikle genç insanlar arasında yükselmesi nedeniyle farkındalığı artırmak istiyorum. Eğer durum daha geç anlaşılsaydı dilimin tamamını kaybedebilirdim.”
World Cancer Research Fund (Dünya Kanser Araştırma Fonu) verilerine göre ağız kanseri, dünya çapında en sık görülen kanser türleri arasında 16. sırada yer alıyor. Erkeklerde en sık görülen kanser türleri arasında 12., kadınlarda ise 18. sırada.
İŞTE EN ÖNEMLİ UYARI İŞARETLERİ
Grace'in hikayesi, büyüyen bir sorunun altını çiziyor. Ağız kanseri erken teşhis edildiğinde hayatta kalma oranı iyidir; hastaların onda sekizden fazlası en az beş yıl yaşıyor. Ancak hastalık yayılmaya başladığında sonuçlar keskin bir şekilde düşüyor.
Ağız kanserinin tipik uyarı işaretleri şöyle sıralanabilir:
Üç hafta içinde iyileşmeyen bir aft veya yara, dilde kırmızı veya beyaz lekeler, sürekli ağrı, kulak ağrısı veya çene sertliği.
Sigara ve yoğun alkol tüketimi en büyük risk faktörleri olmaya devam ediyor ve bu ikisinin kombinasyonu tehlikeyi katlıyor.
Ancak doktorlar, hastalığın herhangi bir belirgin riski olmayan genç insanlarda giderek daha fazla görüldüğünü vurguluyor; bu da dikkatli olmayı özellikle önemli kılıyor.


