Aileler dikkat! Biri bitiyor sıradaki başlıyor: Yeni tehlike A4 akımı İki büyük soruna neden oluyor
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Son yıllarda sosyal medyada gençler arasında hızla yayılan akımlar, beden algısı üzerindeki etkileriyle tartışma yaratmaya devam ediyor. Daha önce ‘bel ölçümü’, ‘ten rengine göre makyaj trendleri’ gibi zayıflık ve dış görünüş odaklı paylaşımlar gündeme gelirken, şimdi de bel inceliğinin A4 kağıdıyla ölçülerek sergilendiği yeni bir trend popüler oldu.
Güzellik standartlarının her geçen gün daha ulaşılmaz hale geldiği bu paylaşımlar, özellikle ergenlik dönemindeki gençlerde fiziksel görünüme dair kaygıları artırıyor. Sosyal medya üzerinden yayılan bu tür içerikler, gençlerin kendilerini yetersiz ya da kusurlu hissetmesine neden olurken, uzun vadede psikolojik sorunlara da zemin hazırlayabiliyor.
GENÇLER NEDEN BÖYLE AKIMLARA ÖNEM VERİYOR?
Uzman Psikolog Deniz Mutlu, “Özellikle çevresel faktörler toplumsal normlar tarafından A4 bel ölçümü gibi çeşitli durumların ideal bel tipi olarak yansıtılması uzun vadeli kişinin günlük hayatına adapte olamaması ve istenilen bedene ulaşma çabasıyla kaygı, yeme bozukluğu gibi çeşitli psikolojik problemlere sebep olabilir” dedi.
DHA’ya konuşan İzmir Şehir Hastanesi Çocuk Ergen ve Ruh Sağlığı Hastalıkları Çocuk Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Gonca Özyurt, “Sosyal medyanın idealize edilmiş içerikleri ve beden algısıyla ilgili böyle mükemmellik standartlarının dayatılması, beden algısıyla ilgili zayıflığın çok ön plana çıkarılması gençlerin kendini yetersiz ve özgüvensiz hissetmesine ayrıca kendilerini kusurlu görmesine sebep olabilir. Dolayısıyla da bedenleriyle ilgili uğraşıların artmasına, kusurlu gördükleri için o kusurların düzeltilme çabasına, zayıflama isteğine ve yemeğin kısıtlanmasına kadar gidebilecek birçok şeye sebep olabiliyor. Bu bağlamda tabii ki bu algının oluşması genç üzerinde psikiyatrik sorunlara da kapıyı açabilir. Özellikle yeme bozukluğu görülebilir. Yeme bozukluğu sık karşımıza gelen bir durum” ifadelerini kullandı.
İKİ BÜYÜK SORUNA NEDEN OLUYOR!
Yeme bozukluğuyla ilgili doğrudan ilişkili olan bu sosyal medya akımlarının anoreksiya nervoza ve bulimiya nervoza gibi hastalıklara neden olduğunun altını çizen Deniz Mutlu, “Anoreksiya nervoza ve bulimiya nervoza, zayıf olma isteğiyle doğrudan bağlantılı ciddi yeme bozuklukları arasında yer alıyor. Anoreksiya nervoza, bireyin kilo alma korkusuyla yemeği reddetmesi ve bu süreçte bedenini sürekli kilolu algılamasıyla karakterize ediliyor. Kişi, istediği incelik seviyesine ulaşana kadar bu davranışlarını sürdürebiliyor” dedi.
Bulimiya nervozaya da değinen Mutlu, “Bulimiya nervoza ise kişi yemek durumlarında tıkanırcasına yeme durumunu yaşar ardından kusma durumu ve farklı yöntemler ile telafi etmeye çalışır. İdealize edilen beden tipi olana kadar durum devam eder” ifadelerini kullandı.
BU DAVRANIŞ SADECE ERGENLİK DÖNEMİNDE YAŞANMIYOR
Bu davranışların ergenlik döneminde sıkça görüldüğüne dikkat çeken Deniz Mutlu, "Beden karşılaştırmaları, idealize edilmiş vücut algıları ve sosyal medyada viral olma baskısı, bireyin psikolojik risk düzeyini karakter yapısına ve benlik algısına göre şekillendiriyor. Bu durum kişiden kişiye farklılık gösterebiliyor. Özellikle 12 yaş itibarıyla ergenlerin sosyal medyada bedenlerine dair içeriklerle yoğun şekilde karşılaşması, zayıflık odaklı imaj baskısını artırıyor. 12-18 yaş aralığında bu etkiler daha belirgin hale gelirken, genç erişkinlik ve hatta yetişkinlik dönemlerinde de benzer belirtiler görülebiliyor” şeklinde konuştu.
AİLELER EN ÇOK BU HATALARI YAPIYOR
Ailelerin sık yaptığı hataya da değinen Deniz Mutlu, “Yargılayıcı bir dille konuşmaları ve katı kuralların oluşturulması en büyük hatalar. Ergenlerle iletişim kurarken kurallar yerine mantık çerçevesinde sınırların oluşumu iletişimi güçlendirir. Sınırlı fakat iletişime açık ve en önemlisi de dinleyen bir ebeveyn olmak sağlıklı bir süreç oluşturacaktır” dedi.


