Alan olmayınca çuval çuval dağıttı! Elinde hiçbir şey kalmadı
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Tarım ürünlerindeki pahalılık hem alıcıların hem satıcının ceplerini yakıyor. Patates, soğan, şeker pancarı üretimi ile geçimini sağlayan Yozgatlı çiftçilerden olan Ahmet Suphi Uslu, adeta isyan etti.
7 liranın üzerinde maliyeti olan patatese yarı fiyatına bile alıcı bulamayan Kazankaya köyünde çiftçilik yapan Uslu, bir traktör römorku dolusu patatesi ilçe merkezine getirip, ücretsiz dağıttı.
TEPKİ İÇİN BEDAVA DAĞITTIĞI PATATES KAPIŞ KAPIŞ GİTTİAydıncık ilçesindeki çiftçiler, yazlık patates hasadına başladı. Ancak ürününü tarlasından kaldırıp, sezon hazırlıklarına başlamak isteyen çiftçi, ürününe değerinde alıcı bulamaz oldu. Tüccarın 2 lira, 3 lira bedelle patatesi almak istediğini belirten bölge çiftçisi, patatesin kilo maliyetinin 7-8 lira olduğunu belirtti ve teklif edilen fiyatlara da kendilerine sahip çıkmayan yetkililere de tepki gösterdi.
İlçeye bağlı Kazankaya köyünde çiftçilik yapan Ahmet Suphi Uslu, sesini yetkililere duyurabilmek için bir traktör römorku dolusu patatesi ilçe merkezine getirip, ücretsiz dağıttı.

Satamadığı ürününü bedelsiz dağıtmak üzere ilçe merkezine getiren çiftçiye destek veren üreticilerden Aras Albayrak, kahvede oturan ilçe halkına şöyle seslendi:
"Yeter yeter, en kötü çiftçinin bir milyon zararı var. Ailemizin yüzüne bakamıyoruz. Arkadaş kaldırın kafanızı, Allah aşkına, vallahi yeter bu kadar olmaz, siyaseti bırakın artık önümüze bakalım. Arkadaşlar, abilerim, büyüklerim, babalarım, emmilerim yeter, vallahi yeter. Gerçekten uykularımız kaçtı. Kalkınsana, kafanızı kaldırsanıza, biz emniyet güçleriyle karşı karşıya gelmek zorunda değiliz. Onlar da emir kulu doğru ama karşı karşıya gelmek zorunda değiliz. Yeter doldu, vallahi battık, lanet olsun. Başka bir şey demiyorum."
"HAKKINI ARAMAYAN HAKKINI BULAMAZ"Kamil Tomruk isimli çiftçi de artan maliyetlere rağmen Tarım Bakanlığı'nın herhangi bir desteğini göremediklerine isyan ederek şöyle konuştu:
"Bedel ödeyen kim? Çiftçi... Mazot kaç para mazot? Mazot 55 lira, bu devlet duysun, Tarım Bakanı duysun. Nerede çiftçiye destek? Nerede? Büyüklerim, çiftçi serum takmış hastanede, böyle yaşıyor. Duy Tayyip Erdoğan, bunu duy, burası er meydanı. Mazot alamaz duruma geldik. Buğday ekiyoruz para etmiyor, hayvan para etmiyor. Şap girdi para etmiyor hayvan. Hayvanımı satıyorum. Biz terörist değiliz, biz çiftçiyiz, çiftçi. Neredesiniz patates ekenler, soğan ekenler. Neredesiniz? Niye gelmiyorsunuz buraya? Adam yemezler. Hakkını aramayan hakkını bulamaz"

Ürününe alıcı bulamayınca ilçe merkezine getirip, ücretsiz dağıtan Ahmet Suphi Uslu, girdi maliyetleri artarken, ürün fiyatlarının gerilediğine vurgu yaparak, şöyle konuştu:
"Biz kuraklıkla mı mücadele edelim, yüksek mazotla mı mücadele edelim, gübreyle mi mücadele edelim, ilaçla mı mücadele edelim? Biz neyle mücadele edildiğimizi şaşırdık artık. Geçen sene mazot 25 liraydı, patates 6 liraydı, bu sene mazot 55 lira, patates 3 lira. Geçen sene bin liraya aldığım 5 litre ilacı bu sene 2 bin 500 liraya alıyorum. 800 liraya aldığım gübreyi bin 600 liraya alıyorum. Bunların üstüne cabası kuraklık vuruyor, mahsulümüzü süremiyoruz.
Ben üç aydır, beni bilen bilir, çevredeki tanıyanlar ben üç aydır tarlada yatıyorum. Üç aydır ben üç defa yatağımda yattım. Ben bu yaşımda bu emeği, bu çabayı gösteriyorsam, ben çok bir şey istemiyorum. Ben yat istemiyorum, kat istemiyorum, ben trilyonluk olayım istemiyorum. Ben sadece 7 liraya, 8 liraya mal ettiğim ürününün bir kilosunu 10 liraya satmak istiyorum. Çok bir şey istemiyorum ama 7 liraya, 8 lira mal ediyorum, 3 liraya satıyorum. Satmak istiyorum, alan yok, gelen de yok."

Bankaya olan borçlarını ödeyebilmek için tarlasını, hayvanını, traktörünü satmak istediğini, ancak alıcı bulamadığını kaydeden Ahmet Suphi Uslu, şu ifadeleri kullandı:
"Patates, soğan para ederken biz teröristtik, depolarımız basılıyordu. Şimdi nerede? Tarım Bakanımız nerede? Hayvancılık yapıyoruz 18 liradan süt fiyatı açıklanıyor, damızlık birliği 13 liradan alıyor bizden, buzağı desteklemesi yine öyle. Yem fiyatları alıyor başını gidiyor. Buğday geçen sene 11 liraydı, bu sene 12 lira. Girdi maliyetleri üç katına çıkıyor, benim ürünüm yarı fiyatına düşüyor. Ben nasıl iş anlamadım gitti. Üretmeyelim mi? Hiçbir ülke ben bilmiyorum ki üreten çiftçisine gencine, vatandaşına sahip çıkmasın. Ben bu yaşıma geldim burada üretiyorsam, bir şey istemiyorum, hibe istemiyorum. Ben sadece verdiğim emeğimin karşılığını istiyorum.
Yangın oluyor koş, deprem oluyor koş, hastalık oluyor koş, savaş oluyor koş. Koş, koş, koş... Bizim günümüz geldiği zaman bize kimse yüzünü dönmüyor, herkes arkasını dönüyor görmezden geliyorlar. Böyle sesimizi duyurmaya çalıştığımız zamanda suçlu oluyoruz. Ama artık nereye kadar susacağız biz de bilmiyoruz. Ben bu alın terini döküyorsam ben bunun karşılığını almak istiyorum. Hibe istemiyorum ben. Bağış istemiyorum. Ben her şeyimi kendim yaparım. Sadece benim ürünüm para etsin."


