Ali Koç 6 Haziran saat sabaha karşı 2 suları diyerek anlattı
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Fenerbahçe'nin 2025-2026 sezonu formalarının tanıtımı, Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi’nde çok sayıda davetlinin katılımıyla düzenlenen dev lansmanla yapıldı.
Davette Ali Koç çok çarpıcı bir konuşma yaptı. Koç, şunları söyledi:
“Değerli konuklar, kıymetli misafirler, sevgili Fenerbahçeliler. Fenerbahçemizin evine, mabedimize hepiniz hoş geldiniz. Bu gece yalnızca büyük camiamıza, yalnızca bize yakışabilecek bir proje için hepimiz bir aradayız. Fenerbahçe olarak her zaman olduğu gibi yine bir ilke hep beraber imza atıyoruz. Bu özel gecede bizimle beraber olduğunuz için şahsım, yönetim kurulum ve adidas’a teşekkürlerimi sunarım. Bildiğiniz gibi daha evvel basın toplantısında da ifade ettiğimiz gibi Türk spor tarihinin en büyük bütçeli anlaşmasını gerçekleştirdik. Anlaşmamız bugüne kadar ilk defa kadın ve erkek olmak üzere bu branşların altyapıları da dahil olmak üzere tam 5 yıllık süreci kapsamaktadır. Dünyanın en büyük spor kulübü olduğunun her fırsatta altını çizdiğimiz Fenerbahçemiz, elde ettiği sportif başarılarla sadece Türkiye’nin değil Avrupa’nın da örnek kulübü olmak üzere kararlı adımlarla ilerliyor. Bu bağlamda inşa ettiğimiz iş birliğimiz bir sponsorluk anlaşmasının çok ötesinde bir stratejik ortaklığın, küresel vizyonun ilk adımıdır. Bu nedenle böylesi bir birlikteliğe artık sponsorluk demek doğru olmaz hatta haksızlık olur. Biz artık başarıya giden yolda adidas ile yol arkadaşıyız.
Bu tarihe rekor iş birliğimizin gerçekleşmesinde emeği geçen Yönetim Kurulu Üyelerimize, profesyonellerimize, adidas’a camiamız adına yürekten teşekkür ediyorum. Birazdan Hakan Bey’in de ifade ettiği gibi çok önemli bir tanıtım filmimizi göreceksiniz. Leb demeden leblebi tabiri vardır… Filmi bize ilk getirdiler, neredeyse değiştirecek hiçbir yeri yoktu. Umarım bizim beğendiğimiz kadar sizler de beğenirsiniz. Bu filmin gerçekleşmesinde emeği geçen başta sporcularımız olmak üzere filmin hazırlanmasında katkıda bulunanlara ve elbette bu muhteşem gecenin gerçekleşmesinde emeği geçenlere Fenerbahçe ailesi adına şükranlarımı sunuyorum.
Gelelim çubuklumuza… Çubuklu bizim için sadece forma değil, çok daha ötesindedir. Yalnızca çizgilerden ve sevdiğimiz renklerden oluşmaz; bir tarihin, felsefenin, kader birliğinin işaret fişeğidir. Çubuklu bir çocuğun, bir babanın hatırası, camianın vicdanı ve namusudur ama en önemlisi yarınların teminatı Mustafa Kemal Atatürk’ün imzasıdır.
Formamız Ordinaryüs Lefter’in, Can Bartu’nun zarafetinden Eda’nın efsane duruşundan, Melih’in aidiyetinden, tribünlerin coşkusundan bugüne tanınmış bir emanettir. Formamız sadece sahada değil, sokaklarda, okullarda, mesaide ve hayatımızın her anında eşlik ediyor. Atamızın imzasını taşıyan Fenerbahçe formasını giymek bizler için bir sorumluluğun daha da önemlisi kutsal bir görevi üstlenmektir.
Biz adidas ile işte bu ruhu, bu kader birliğini hissederek uzun bir yolculuğa çıktık. Birlikte geçmişe saygı duyan ama geleceğe ilham veren bir anlayışla emanetimizi bir kez daha sahipleniyoruz. Bizler için çubuklu hepimizin ortak tarihi, ortak mirasıdır.
Biraz da geçmişe dönelim. Tarih 6 Haziran 1932, saat sabaha karşı 2 suları… Şu an olduğumuz stattan birkaç metre ötede… Kuşdili semti, ‘koşun yetişin, Fenerbahçe yanıyor’ çığlıklarıyla yankılanır, insanlar uykularından uyanır. Fenerbahçe’nin kuşdili lokali tamamen yanmıştır, kül olmuştur. Bütün yurtta yaratılan bu acı felaket üzerine kulübümüzün yayınladığı bildiride aynen şöyle denmektedir; ‘Kupalarımız, bayraklarımız yanmıştır fakat yüreğimizdeki hatıralar canlılığını kaybetmeyecektir…’ ‘Fenerbahçe bir adanmışlık, aidiyet, bir yaşam felsefesidir’ dediğimiz zaman kastettiğimiz tam olarak da budur. Fenerbahçeliler bilir, Fenerbahçeli olmayıp, Fenerbahçe tarihini bilenler de bilir. Fenerbahçe hiçbir zorluğa teslim olmayan, baş eğmeyen dimdik bir duruştur. İşgal altındaki İstanbul’da bile diz çökmemiş, Kurtuluş Savaşı’nda cepheye omuz vermiştir. Çubuklumuz kelimelerle tarif edilemeyecek eşsiz ruhumuzun en önemli sembolüdür. 4 Nisan 2015 kurşun geçirmediği kanıtlanan bir inanıştır. En soğuk deplasmanın en sıcak giysisi, en zor dönemlerin en kalpten yardımcısı, sevinçten ya da üzüntüden dolan gözlerin en büyük destekçisidir. Çubuklumuzu sahada ve aynı zaman da hayatta taşıyan yürekler var oldukça yani sizler… Fenerbahçe bir spor kulübü değil, karakter, anlayış ve bir yaşam felsefesi olarak kalmaya inşallah ilelebet kalmaya devam edecektir. Sevgili Fenerbahçeliler, beni Fenerbahçeli yapan ağabeyimle birlikte ilk maça gittiğim günleri hatırlıyorum ve sahada çubukluyu gördüğüm o heyecanı hala hissediyorum. Bugün bu formanın altında sadece bir başkan olarak değil hala o ilk heyecanı yaşayan taraftar olarak duruyorum. Benim için çubuklu Fenerbahçe’yi temsil eden bütün değerlerin ilmek-ilmek işlendiği bir onur nişanesidir. Eminim çoğunuz şu an benimle aynı duyguları yaşıyorsunuzdur… Bu gece bir forma tanıtımının çok ötesinde bize ait değerleri hatırlıyoruz. Fenerbahçe geçmişiyle gurur, bugünüyle mücadele ve geleceğiyle de umut ve emanettir. Biz de yönetim olarak bu emanetin sorumluluğunu taşıyoruz, yüreğinde sarı-lacivert aşk taşıyanlar bilir ki çubuklu sahada sporcunun, tribünde taraftarın hayatının içinde hepimizindir. O yüzden diyoruz ki ‘Bu forma bize emanet, bu forma size emanet, bu forma hepimize emanet.’ Çok yaşa Fenerbahçe.”


