Alman anayasası iki Türk’e emanet Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Almanya’da ilk kez iki Türk kökenli siyasetçi, Federal Meclis’in en etkili kurullarından biri olan Seçim İnceleme, Dokunulmazlık ve İçtüzük Komisyonunun (Wahlprüfung, Immunität und Geschäftsordnung) en üst görevlerine getirildi. Bu gelişme, Almanya’daki Türk toplumunun siyasal temsili açısından tarihi bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Sosyal Demokrat Parti (SPD) milletvekili Macit Karaahmetoğlu, komisyonun başkanı olurken, Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) milletvekili Tijen Ataoğlu ise başkan vekilliğine seçildi. Farklı siyasi partilerden gelen iki isim, böylece anayasal düzeyde kritik kararlar alan bu komisyonda birlikte görev alacak.
14 üyeden oluşan komisyon, yalnızca seçim sonuçlarına yapılan itirazları değil; milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması, meclis içtüzüğü uygulamaları ve değişiklikleri gibi, Alman parlamentosunun işleyişine dair temel konularda karar veriyor. Alman kamuoyunda sıkça “anayasanın bekçisi” olarak anılan komisyon, parlamentonun iç düzenini sağlayan ve demokratik dengeyi koruyan bir yapı olarak biliniyor.
Yeniposta’dan Işın Ertürk’ün aktardığına göre, komisyonun aldığı kararlar hem siyasi etik hem de anayasal denge açısından büyük önem taşıyor.
Farklı siyasi geleneklerden gelen Karaahmetoğlu ve Ataoğlu’nun, Almanya’nın en kritik kurumsal yapılarına ortak liderlik etmeleri, hem Almanya’daki Türk kökenli topluluk için hem de ülkenin çok kültürlü siyaset yapısı adına dikkat çekici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Ancak her iki ismin üstlendiği görev, sadece sembolik değil; yüksek düzeyde hukuki ve siyasi sorumluluk içeriyor. Komisyonun aldığı kararlar, milletvekilliği statülerinden parlamento içi güç dengesine kadar geniş bir yelpazede etkili oluyor.
TÜRKLERE GÜÇLÜ TEMSİLAlmanya’da 3 milyona yakın Türk kökenli insanın yaşadığı göz önünde bulundurulduğunda, Karaahmetoğlu ve Ataoğlu’nun yeni görevleri, bu topluluğun demokratik sistemdeki etkisinin arttığının da bir göstergesi. Uzmanlara göre, söz konusu atamalar yalnızca bir siyasi başarı değil; aynı zamanda entegrasyon, temsil ve demokratik katılım açısından da güçlü bir sembol niteliğinde.


