Altında düşüş sürüyor: Çöküş mü geliyor, fırsat mı?
Haber7 sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Altın piyasaları, ABD'den gelen enflasyon verilerinin ardından sert bir düşüş yaşadı. Altının ons fiyatı, yüzde 1,5'in üzerinde bir gerilemeyle 3.200 doların altına inerek son bir ayın en düşük seviyesini gördü.
Bu düşüş, Türkiye'deki altın fiyatlarını da etkiledi. Serbest piyasada gram altın 3.981,99 TL'den, çeyrek altın ise 6.631 TL'den satılıyor. ABD-Çin arasındaki ticaret geriliminin azalması ve ABD enflasyon verilerinin beklentilerin altında kalmasının, yatırımcıların güvenli liman talebini azaltarak altın fiyatlarında düşüşe neden olduğunu belirtiyor.
Küresel piyasalarda son dönemde vergi indirimlerinin etkisiyle oluşan sakin hava, yatırımcıların dikkatini yeniden emtia piyasalarına çevirdi. Özellikle altındaki sert düşüş, yatırımcılar nezdinde birçok soruyu da beraberinde getirdi. ALB Yatırım Başekonomisti Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, altın fiyatlarındaki son gelişmeleri değerlendirerek yatırımcılara önemli uyarılarda bulundu.
ALTININ DÜŞÜŞÜNDE ÜÇ TEMEL NEDEN ETKİLİAltındaki geri çekilmenin arkasında birden fazla unsurun bulunduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Eryılmaz, “Öncelikle altını yukarı taşıyan en önemli dinamik, Trump döneminde ABD'nin uyguladığı yüksek tarifeler ve bu tarifelerin yarattığı küresel belirsizlikti. ABD-Çin ticaret savaşında yaşanan gerilim, resesyon kaygıları ve enflasyonist baskılar, yatırımcıları güvenli liman olan altına yöneltmişti” dedi.
Ancak bu haftayla birlikte ABD ile Çin’in 90 günlük süre zarfında anlaşmaya varması ve beklenenden daha düşük tarifelerin gündeme gelmesi piyasada pozitif bir hava oluşturdu. Bu gelişmenin, altına yönelik güvenli liman ihtiyacını azaltarak fiyatları baskıladığını vurgulayan Eryılmaz, jeopolitik cephede de tansiyonun düşmeye başladığını hatırlattı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Ukrayna lideri Zelenski ile İstanbul’da görüşme çağrısı yapmasının jeopolitik risk algısını yumuşattığını belirten Eryılmaz, “Bu gelişme, olası bir barış adımı olarak görülüyor ve haliyle altın fiyatlarını baskılıyor. Benzer şekilde, Hindistan-Pakistan hattında gerilimin sona ermesi de altındaki düzeltmeyi derinleştirdi” diye konuştu.
Teknik açıdan değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Eryılmaz, “Altın, 3.500 doları test ettikten sonra 3.200 dolar seviyesinin üzerinde tutunmayı başardı. Bu da hala görece güçlü kaldığını gösteriyor. Ancak kısa vadede bir miktar daha satış baskısı sürebilir. Yarın (Perşembe) gelecek haber akışı bu süreci belirleyecek” dedi.
Eryılmaz, olası bir olumsuz senaryoda ons altının 3.200 doların altına gerilemesi durumunda gram altında da 4.050 TL ve devamında 3.990 TL seviyelerinin test edilebileceğini belirtti. “Bu noktaların altında satış baskısı artabilir. Ancak genel eğilimde altının çökeceği ya da güçlü bir düşüş trendine gireceği düşüncesinde değilim. 3.000 dolar seviyesi ons altında yakın vadeli güçlü bir destek olarak öne çıkıyor” ifadelerini kullandı.
GRAM ALTIN ALACAKLAR DİKKATAltında yeniden bir yükselişin başlayabilmesi için belirli seviyelerin kırılması gerektiğine işaret eden Eryılmaz, “Ons altında 3.360 doların, gram altında ise 4.120 TL seviyesinin üzerinde kalıcılık sağlanmadan güçlü bir yükseliş beklememek gerekir. Bu seviyelerin üzerinde tutunma gerçekleşirse, yukarı yönlü hareket daha kalıcı olabilir” değerlendirmesinde bulundu.
ALTIN ALINMALI MI, SATILMALI MI?Doç. Dr. Eryılmaz, hem kısa hem de orta-uzun vadeli yatırımcılara önemli bir uyarıda bulundu: “Yatırımcıların özellikle yarını görmeden pozisyon almamaları çok önemli. Ne alım ne de satım yapmak için uygun bir zaman. Seviyeler şu anda belirsizlik içinde ve bu haftaki haber akışını görmek gerekiyor. Yarın taraflar arasında beklenmedik bir kriz çıkarsa, altın yeniden güç kazanabilir.”
Genel çerçevede, altının 3.000 – 3.500 dolar aralığında, zaman zaman haber akışlarına bağlı olarak tepki hareketleriyle dalgalanan, ancak yatay bir seyir izleyen bir döneme girebileceğini belirten Eryılmaz, “Şu anda altın, bir soluklanma sürecine girmiş durumda. Ne sert bir düşüş ne de güçlü bir yükseliş trendi bekliyorum. Bekle-gör stratejisi bu süreçte en doğru yaklaşım olacaktır” diyerek sözlerini tamamladı.


