Alzheimer tarih mi oluyor? Bu yıl öğrendiğimiz şaşırtıcı derecede umut veren beş şey
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
2025 yılında 15.000'den fazla katılımcının katıldığı bir araştırmaya göre, 55 yaşından sonra demans geliştirme riskinin yüzde 42 olduğu tahmin ediliyor. Ancak, demans vakalarının yüzde 60 ila 80'ini oluşturan Alzheimer hastalığının teşhis, tedavisinde ve biyolojik nedenleri ile gelişiminin anlaşılmasında heyecan verici ilerlemeler kaydedildi.
2024 tarihli bir Lancet Komisyonu raporuna göre, bilinen risk faktörlerinin ele alınmasıyla demans vakalarının yaklaşık yarısı önlenebilir.
Nöroloji profesörü Ronald Petersen'e göre, bu gelişmelerle birlikte deyim yerindeyse "gaz pedalına basmak ve bu çalışmaları gerçekten hızlandırmak" gerekiyor. Petersen, “Yaşam kalitesi üzerinde önemli bir etki yaratmanın eşiğinde olduğumuzu düşünüyorum; sadece yaşam süresi değil, sağlık süresi üzerinde de" diyor.
İşte 2025'te demans araştırmalarında kaydedilen bazı heyecan verici gelişmeler:
1- ALZHEIMER KAN TESTİ
Mayıs ayında Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Alzheimer hastalığının biyolojik belirtileri olan amiloid beta plakları ve tau yumaklarının sinyallerini yüzde 90'ın üzerinde doğrulukla tespit eden ilk kan testini onayladı.
Uzmanlar, pahalı ve invaziv olan PET taramaları ve lomber ponksiyonların aksine, birinci basamak sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından da uygulanabilen bu yeni kan testinin, Alzheimer teşhisini daha erişilebilir, uygun fiyatlı ve yaygın hale getireceğini belirtiyor.
Test, iki temel biyobelirteci ölçüyor; beyinde yapışkan plaklar oluşturan amiloid beta ve anormal yumaklara yol açan p-tau217.
Araştırmalar, p-tau217'nin Alzheimer için yıllar öncesinden bir uyarı işareti olabileceğini gösteriyor. Erken teşhis, ilaçlarla veya yaşam tarzı değişiklikleriyle daha erken tedavi ve müdahale fırsatı anlamına geliyor.
Petersen, belirli biyolojik süreçleri hedef alan klinik deneylerin, söz konusu biyolojik biyobelirteçlere sahip hastaları daha kesin bir şekilde kaydedebileceğini söyledi, “Gelecekte, kolesterol için rutin testler yaptırdığımız gibi, demans için benzersiz profilimizi oluşturmak amacıyla farklı biyobelirteçleri kapsayan bir kan testi yaptırabilir ve bu profili tedaviye göre uyarlayabiliriz” dedi.
2- YAŞAM TARZI MÜDAHALELERİ DAHA İYİ BİLİŞSELLİĞE YOL AÇABİLİR
Temmuz ayında, ABD'deki en büyük yaşam tarzı müdahalesi klinik denemesi olan U.S. POINTER, beslenme, egzersiz, bilişsel eğitim ve sağlık takibini eş zamanlı olarak hedeflemenin, demans riski taşıyan katılımcıların bilişsel ölçümlerini iyileştirdiğini buldu.
Araştırma, yaşam tarzı değişikliklerinin Alzheimer ve diğer demans türleri için risk faktörlerini azaltabileceğini ve bilişsel yaşlanma profilini iyileştirebileceğini gösteriyor. Örneğin, ağustos ayında yayımlanan bir çalışma, genetik riski yüksek olan (APOE4 genini taşıyan) kişilerin Akdeniz diyetine bağlı kalmaktan en çok fayda sağladığını öne sürüyor.
3- İLTİHAPLANMAYA ODAKLANMANIN ARTIRILMASI
Amiloid beta, demans araştırmalarının hedefi olmaya devam ederken, bilim insanları iltihaplanmanın riskin artmasındaki rolünü giderek daha fazla araştırıyor.
Temmuz ayında yapılan bir araştırma, APOE4 geni taşıyan kişilerin bağışıklık sistemlerinde, sadece Alzheimer'a değil, aynı zamanda diğer nörodejeneratif hastalıklara da yatkınlıklarını açıklayabilecek birçok değişikliği paylaştığını buldu.
İltihaplanma ve bağışıklık sistemi bozukluğu, bunama ve Parkinson hastalığı da dahil olmak üzere pek çok farklı nörodejeneratif bozukluğun ortak sorunudur.
Uzmanlar, ‘immunomodülasyon’ adı verilen bağışıklık sistemi aktivitesini değiştirme yollarının Alzheimer ve diğer dejeneratif hastalıklar için büyük bir atılım olabileceğini düşünüyor.
4- AŞILAR DEMANS RİSKİNİ AZALTABİLİR
Son zamanlarda yapılan birkaç geniş çaplı çalışma, aşıların demansla savaşabileceğine dair güçlü kanıtlar sunuyor. Nisan ayında yayımlanan bir araştırma, zona aşısının yedi yıllık bir süreçte demans geliştirme riskini yüzde 20 oranında azalttığını buldu.
Haziran ayında ise zona ve RSV (respiratuvar sinsityal virüsü) aşılarının demans riskinde azalma ile ilişkili olduğunu gösteren bir başka çalışma yayımlandı.
Araştırmacılar, aşıların bu etkiyi iki hipotez üzerinden gösterebileceğini belirtiyor: Birincisi, enfeksiyon riskini azaltarak demans riskini düşürmek; ikincisi ise aşının bağışıklık sistemini faydalı bir şekilde aktive etmesi.
5- LİTYUMLA YENİ KEŞFEDİLEN BİR BAĞLANTI
Ağustos ayında Nature dergisinde yayımlanan bir çalışma, metal lityumun Alzheimer'da koruyucu bir rol oynayabileceğini bildirdi. Sağlıklı bir beyinde lityum, nöronların düzgün çalışmasını sağlamaya yardımcı olur. Lityum karbonat ayrıca bipolar bozukluğun tedavisinde de kullanılır.
Fareler üzerinde yapılan çalışma, amiloid beta plaklarının lityumu hapsettiğini ve onu daha az etkili hale getirdiğini buldu. Düşük lityum seviyeleri ise beyinde iltihaplı bir ortam oluşturuyor ve amiloid beta plakları ile tau yumaklarının birikimini hızlandırıyordu.
Araştırmacılar, az miktarda lityum orotatın hastalığı tersine çevirebileceğini ve beyin fonksiyonunu geri getirebileceğini bildirdi. Bu bulgu, insanlar üzerinde test edilmek üzere heyecan verici bir potansiyel terapiye işaret ediyor.
The Washington Post’un ‘5 surprisingly hopeful things we learned about Alzheimer’s this year’ başlıklı haberinden derlenmiştir.


