Amasra ve Şirince yi solladı en şirin seçildi: Efsanelere konu olan şehre turistler akın ediyor Sözcü Gazetesi

Nikea adıyla antik çağlardan bu yana varlığını sürdüren İznik, adını aldığı gölün doğu kıyısında konumlanıyor. Osmanlı’dan Roma’ya kadar pek çok döneme ait yapıların izlerini barındıran ilçe, zengin geçmişiyle tarih meraklılarını cezbediyor. Antik surlar, camiler, kiliseler ve çini ustalığıyla tanınan İznik, açık hava müzesini andıran yapısıyla dikkat çekiyor.

İznik Gölü manzarasıyla birleşen doğal güzellikler, bölgeyi yalnızca tarih değil aynı zamanda doğa turizmi açısından da cazip kılıyor. Göl kenarında yürüyüş ve bisiklet turları yapan ziyaretçiler, yeşil doğanın içinde keyifli vakit geçiriyor. Bölgedeki termal tesisler de sağlık turizmini hareketlendiriyor.

İznik, sadece doğa ve tarih değil, aynı zamanda kültürel değerleriyle de öne çıkıyor. El dokuması halıları, seramik ürünleri ve geleneksel el işçiliğiyle hazırlanan hediyelikler, bölgenin özgün yönünü yansıtıyor. Atölyeler ve yöresel ürün pazarları, misafirlere bölgenin kültürel zenginliğini yakından tanıma imkanı sunuyor.

İznik Gölü, yalnızca büyüklüğü ve güzelliğiyle değil, hakkında anlatılan efsanelerle de ilgi çekiyor. Rivayete göre, gölün bulunduğu yerde eskiden bir köy bulunuyordu. Bölgeden geçen yaşlı bir ermişin su istemesi üzerine halkın ilgisiz davranması, ermişin bastonunu yere vurmasıyla sonuçlanmış; yerden fışkıran sular köyü yutarak gölü oluşturmuş. Bu anlatı, İznik'in mistik havasına da ayrı bir boyut katıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2024 verilerine göre 45 bini aşkın nüfusa sahip olan İznik, her geçen gün artan ilgiyle birlikte turizmde önemli bir merkez olma yolunda ilerliyor. Bölgeye yapılan yatırımlar ve turizm potansiyelinin giderek fark edilmesi, İznik’in önümüzdeki yıllarda daha fazla gündeme gelmesini sağlayacak gibi görünüyor.