Ankara yı sarsan Erdoğan karesi! Tuncer Bakırhan dan eleştirilere yanıt
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, günceli siyasi konulara ilişkin geniş bir röportaj verdi.
Anka'ya konuşan Bakırhan, Meclis’in açılış resepsiyonunda DEM Partililerin Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan ile çekilmiş fotoğraflarına yönelik eleştirileri değerlendirdi. Eleştirileri haksız bulduğunu söyleyen Bakırhan, şunları ifade etti:
“Biz bir eleştiri, öz eleştiri partisiyiz, hareketiyiz. Evet toplum eleştiriyorsa bundan kendimize dersler alıyoruz. Asla topluma rağmen siyaset yapmayız. Toplumun çoğunlukla eleştirdiği bir kareyi de bir zafer, bir başarı, onlara rağmen iyi bir şey olarak anlatmayız ama bir fotoğraf karesine de çok büyük anlam yüklememek gerekiyor. Meclis zaten müzakere, diyalog üzerinedir. Türkiye toplumu, siyasi partileri orada sorunları tartışsın, çözsün diye, bir arada müzakere etsin diye göndermiş. Aslında bugüne kadar bu ve benzer görüntülerin olmaması büyük eksiklikti. Türkiye toplumunu getirdiğimiz yere bakar mısınız? Meclis'te siyasi partilerin bir araya gelmesi eleştiri konusu oluyor. Niye bugüne kadar olmamış? Her dönem bir parti, birkaç parti ötekileştirilmiş. Bugün bir araya gelince de toplum garipsiyor. Niçin Meclis'teyiz? Biz zaten 'müzakere partisiyiz' diyoruz. Müzakere için oradayız.

Bakırhan, partisinin “eleştiri ve öz eleştiri hareketi” olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"ARTIK KONUŞABİLMEYİ BAŞARMALIYIZ"“Asla topluma rağmen siyaset yapmayız. Toplumun çoğunlukla eleştirdiği bir kareyi de zafer olarak anlatmayız. Ama Meclis zaten müzakere, diyalog üzerinedir.”
Bakırhan, DEM Parti’nin, Kürt sorunu, ekonomi, kadın hakları, Alevi yurttaşların sorunları gibi alanlarda çözüm üretmek amacıyla Meclis’te olduğunu vurguladı:
Kürt meselesi, ekonomi meselesi, Alevi yurttaşların sorunları, kadınların yaşadığı ağır sorunları gidermek, ekonomide adalet için, emekliler, ezilenler, katledilen doğa için tamamı için oradayız. Evet, rekabet var, mücadele var. Günün sonunda da eğer topluma da yarayacaksa, toplumu rahatlatacaksa ortak görüntüler de verilir, ortak masaya da oturulur. Ortak görüntü vermek, ittifak etmek, işbirliği etmek anlamına gelmiyor. Tam tersine artık konuşabilmeyi başarmalıyız. Böylesine bir kutuplaştırılmış ki toplum bir siyasi parti, bir başka partiyle oturduğu zaman çok büyük anlamlar yükleniyor. Biz Türkiye'nin en zorlu koşullarda mücadele eden çok önemli demokratik muhalefet zeminiyiz.
Bakırhan, gelen birçok eleştirinin de 'iyi niyetli' olmadığını şöyle savundu:
"Bizim eğer tavrımız, duruşumuz merak ediliyorsa cezaevindeki yoldaşlarımızın ortaya koyduğu tutumdan nerede durduğumuz anlaşılır. CHP'ye, belediyelerine dönük operasyonlar ve tutuklamalar karşısında nerede durduğumuza bakılırsa bizim ne olduğumuz, kim olduğumuz, ne yapmaya çalıştığımız anlaşılır.
Hiç kimse Cumhuriyet Halk Partisi'nin İstanbul İl Örgütü'ne yapılan operasyon ve sonrasında polis ablukasını devirmek için gitmedi, biz Tülay Eş Başkanımızla birlikte oraya gittik. Polis panzerleri arasında binaya girdik. Net bir şekilde tavrımızı ortaya koyduk. 'Bu bir yanlıştır' dedik. 'Bu tür şeylerden vazgeçilmelidir' dedik. Hem de ayın 15'inden önce gittik. Niye? İktidarın bu konudaki politikalarını eleştirmek için, karar verilmeden önce DEM Parti'nin, Kürtlerin tavrını net bir şekilde ortaya koymak için gittik.
Ayıptır, bunları görmeden, bilerek iktidar namına çalışan kendisine tırnak içerisinde sol, ulusalcı diyen kimi çevreler aslında bir biçiminde bu fotoğraf üzerinde tepinerek bizim tabanımızı başka yere yönlendirmeye çalışıyor. Bilmeyerek yaptıklarını zannetmiyorum.
Müzakereye de açık yaklaşırız, samimi yaklaşırız, mücadeleyi de açık yaparız. Cezaevini, baskıları, kapatılmayı dikkate almadan doğruyu söyleriz. Şimdi böyle bir geleneği bir fotoğrafla, iktidarla ilişkilendirmek, başka anlamlar yüklemek gerçekten çok kötü çünkü açıkça sizin aracılığınızla söylüyorum; bunu yapanlar iyi niyetli değil. Bunu yapanların niyeti kırılgan olan Kürt kitlesini aslında muhalefet zemininden uzaklaştırarak tepkilendirecek bir noktaya getirmektir."
Muhalefetle ilişkilerine dair eleştirilere de değinen Bakırhan, CHP’nin İstanbul İl Başkanlığı’na yönelik operasyon sırasında parti olarak açık tavır aldıklarını hatırlattı.
Bakırhan ve Hatimoğulları, Özgür Özel'i CHP'nin Sarıyer'deki binasında ziyaret etmişti. Bakırhan ziyaretleri ile ilgili şunları ifade etti:
SON GENEL SEÇİMDEKİ TAVIRLARINI HATIRLATTI“Net bir şekilde tavrımızı ortaya koyduk. ‘Bu bir yanlıştır’ dedik.”
Bakırhan, geçmiş seçimlerde CHP’yle kurdukları işbirliğine işaret ederek, “İkinci turda CHP’nin kimi illerde kepenk indirmesine rağmen biz bölgede İzmir’in üstünde oy aldık. Biraz vicdanlı olmak lazım” dedi.
Fotoğraf üzerinden yapılan tartışmaları “üzücü” bulduğunu belirten Bakırhan, “DEM Parti, 12 partisi kapatılmasına rağmen direnen bir siyasi partidir. Demokrasi adına bu tür eleştiriler üzücüdür” dedi.
Selahattin Demirtaş 2 gün sonra tahliye olacak mı? Bir açıklama da DEM'den geldi!
Bakırhan, CHP’ye yönelik operasyonlar karşısında takındıkları tutuma dikkat çekti:
“Cezaevindeki yoldaşlarımızın tutumuna bakılırsa, bizim nerede durduğumuz anlaşılır.”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kendisini aramasına ilişkin soruya ise şu yanıtı verdi:
ANAYASA YANITI“Bizim Sayın Özel ile aslında dönem dönem görüştüğümüz, bir araya geldiğimiz bir durumumuz var. Çok önemli şeyler söyledi. Genel kapsayıcı, bu meselelere sağduyu ile yaklaşan bir lider. Bizi aramasına şaşırmadık, aramasaydı şaşırırdık çünkü duyarlı bir insan. Bu tür durumlarda kesinlikle tavrını net olarak ortaya koyan bir parti başkanı olarak gördüğümüz için şaşırmadık. Teşekkür ediyoruz. Sayın Özel, en zor süreçlerde bizi arayan ve dayanışma duygularını ortaya koyan, aslında Türkiye'deki siyasette de yeni bir çığır açan birisidir. Görüşüyoruz, konuşuyoruz. Dönem dönem memleket meselelerine ilişkin düşüncelerimizi de birbirimizle paylaşıyoruz. Özel'in yaklaşımını biz de, tabanımız da pozitif olumlu olarak değerlendiriyoruz.”
Cumhurbaşkanı ve AKP Lideri Erdoğan’ın yeni anayasa sürecinde DEM Parti’nin desteğini almaya çalıştığı yönündeki iddiaları reddeden Bakırhan, “DEM Parti ile AK Parti’nin dolaylı bir anayasa çalışması yürüttükleri gerçeği yansıtmıyor” dedi.
"DEMİRTAŞ SERBEST KALMALI"Bakırhan, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın serbest bırakılmasına ilişkin, “Bu bir şart değil, hukukun gereğidir” ifadelerini kullandı. AİHM kararlarına dikkat çekerek, “Süre 8 Ekim’de doluyor. Bu kararların uygulanması sürece katkı sağlar” dedi.
Toplumun barış sürecine destek verdiğini ancak iktidara güvenmediğini savunan Bakırhan, “Kürt meselesi çözülsün ama güvenmiyoruz” sözleriyle yaşanan güvensizliği dile getirdi.
"AK PARTİ DÜMENİ MHP İLE PAYLAŞMALI"MHP’nin süreçte daha somut adımlar attığını belirten Bakırhan, AKP'nin gücünü paylaşması gerektiğini belirterek şöyle konuştu:
ÖCALAN AÇIKLAMASI"Dümen şu anda AK Parti'de. Bence AK Parti bu meselede dümeni Milliyetçi Hareket Partisi'yle paylaşmalıdır. Niye diyeceksiniz? Çünkü Milliyetçi Hareket Partisi daha somut öneriler ile ortaya çıkıyor. İnfaz yasasından uzun tutukluluğa, Terörle Mücadele Kanunu’ndan TCK'ya ve benzeri konulara kadar. Dolayısıyla AKP'nin biraz daha somuta yönelmesi, biraz daha somut konuşması ve somut adımlar atması için bence dümeni Milliyetçi Hareket Partisi ile paylaşmalıdır. MHP'nin durduğu yer önemlidir.
Bu meselenin çözümüne dönük bir yıl önce aslında başlattığı süreç onlar açısından bence doğru yürüyor. Özellikle hukukçuları ve yöneticilerin yaptığı sağduyulu açıklamaları çok önemsiyoruz ama sadece sözde kaldığı için de bir üretime dönüşmedi.
Dolayısıyla Milliyetçi Hareket Partisi'nin bugüne kadar yapmış olduğu değerlendirmeler ve somut öneriler konusunda adım atmaya, AK Parti'ye adım attırtmaya artık biraz da somut adımlar konusunda yoğunlaşmaya bence çağırmak gerekiyor.”
Suriye’deki gelişmelerin Türkiye’deki sürece engel olmaması gerektiğini söyleyen Bakırhan, “Suriye’nin dinamikleri farklı. Türkiye kendi iç dinamikleriyle süreci yürütmeli” değerlendirmesinde bulundu.
Terör örgütü PKK'nın lideri Öcalan’ın açıklamalarıyla ilgili soruları yanıtlayan Bakırhan, “Pozitif barış aşamasına geçilmeli. Demokratik müzakereler başlamalı” dedi. Öcalan’ın koşullarının da bu sürece uygun hale getirilmesi gerektiğini ifade etti: “İletişim, yaşam ve özgür çalışma koşulları oluşturulmalı.”
Kürt meselesinin çözümü için hukuki zeminin güçlendirilmesi gerektiğini savunan Bakırhan, “Artık geçiş yasaları, ara dönem yasaları tartışılmalı. Cezaevleri, TMK, infaz yasası gibi başlıklar halkın gündeminde” dedi.
Kürt sorununun yalnızca DEM Parti’nin değil, Türkiye’nin tüm partilerinin meselesi olduğunu vurgulayan Bakırhan, “Meclis’teki tüm siyasi partiler çözümün muhatabıdır” dedi.
Komisyonun İmralı’ya gidip gitmeyeceği sorusunu da yanıtlayan Bakırhan, “Bu mesele çözülecekse Sayın Öcalan’a gidilmeyip kime gidilecek?” dedi. Komisyonun Öcalan’la görüşmesi gerektiğini vurguladı: “Bu bir taviz değil, sürecin gereğidir.”


