Araf’ta yahut Arasta: Muğla dan Çanakkale ye bir Milli Mücadele öyküsü Kültür Sanat Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
“Menteşe’deki Muğla” kitabıyla Türkiye Yazarlar Birliği’nden “2019 Yılının En İyi Şehir Kitabı Yazarı” ödülünü alan M. Ali Köseoğlu, yeni bir hikaye kitabı yayımladı. Çıra Edebiyat Yayınları arasından çıkan eser, Muğla Arasta’sının çınar gölgeli sokaklarından başlayıp Çanakkale’nin destansı günlerine, oradan da Milli Mücadele’nin kalbine uzanan zengin bir anlatı sunuyor. Kitap, Barış Pınarı Harekâtı’nın başladığı günlerde Muğla’da bir camiden okunan salâ ile açılıyor. Profesör Târık’ın bu salâ üzerine yaptığı duygusal konuşma, yalnızca günümüzü değil, Osmanlı’nın son demlerinden Milli Mücadele’ye kadar uzanan büyük bir tarihin kapısını aralıyor. Bu konuşma, Arasta çarşısında esnafla yapılan sohbetlere, muhabbet halkalarına dönüşüyor.
Arasta: Bir zaman köprüsü
Eser, Hafız Sabri’nin Konya’dan Muğla’ya göçen Hacıkadılar ailesinin köklerine inerken; Pembe Hanım ile Süleyman Efendi’nin aşkını da içine alıyor. Saat Kulesi’nin inşa süreci, Mutasarrıf Celâl Paşa’nın gelişi, Çerkez Hatun’un musiki tutkusu ve Arasta’nın yaşanmışlıkları, eserin tarihsel dokusunu derinleştiriyor. Beş bölümden oluşan eser, bir yandan esnaf dayanışması ve geleneksel çarşı kültürünü, diğer yandan İzmir’in işgali, İtalyan varlığı ve Menteşe Gazetesi’nin direnişi üzerinden milli hafızayı canlı tutuyor. Her bölüm, Anadolu insanının mücadele, sadakat ve sevda dolu hikâyelerini taşıyor.
Dede Korkut’un izinde
“Araf’ta yahut Arasta”, Dede Korkut’un sözleriyle başlıyor ve onunla sona eriyor. Bu bağ, kitabı yalnızca bir roman değil, aynı zamanda kadim Anadolu hikmetine açılan bir kapı haline getiriyor. Köseoğlu’nun dili; zarif, derinlikli ve bir o kadar da samimi. Muğla Arastası’nda geçen bu hikâye; vatan sevgisi, aşk, geçmişin izleri, bugünün gölgeleri ve direnişle örülmüş. Köseoğlu, Anadolu’nun ruhunu bir aynaya yansıtır gibi işliyor ve okuyucusunu bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Gerçekle hayalin, duygu ile düşüncenin iç içe geçtiği bu eser, Anadolu’yu seven herkesin kitaplığında yer bulacak bir metin.


