Arkadaşlarını dinlese belki de hayatta kalacaktı... Onu mutluluk değil ölüm çağırmış... Bir sözüyle kaderini mühürledi!

İşte 1981 yılında ülkesinin kralı olmaya hazırlanan Prens Charles ile evlenen Prenses Diana da bunlardan biri...

O düğün günü gelinliği içinde salınan gencecik Diana'yı görenler, yıllar sonra onun başında tacıyla ülkenin kraliçesi olacağını düşünüyordu.

Milyonlarca kişiye göre Diana Spencer, sonu mutlu bitecek bir peri masalının kahramanı olarak Westminster Abbey'nin merdivenlerinden iniyordu... Ama öyle olmadı.

Evlilik de uzun sürmedi, Diana'nın ömrü de... Sadece 36 yaşındayken o sırada biri 15, diğeri 12 yaşında olan iki oğlunu geride bırakarak bu dünyadan göçüp gitti Diana...

O kara haber duyulduğunda takvimler 31 Ağustos 1997 gününü gösteriyordu.. Diana, sevgilisi Dodi El Fayed ve otomobili kullanan şoförüyle birlikte Paris'te geçirdiği trafik kazasında hayata veda etmişti...
�

YILLAR GEÇTİ... HER ŞEY DEĞİŞTİ
Kazanın üzerinden 28 yıl geçti...

Boynu bükük oğulları William ile Harry evlenip çoluk çocuğa karıştı... Hatta artık birbirlerini görmek bile istemiyorlar... Charles, gerçekten de kral olarak tahta çıktı... Üstelik yıllar boyu yasak aşkı olarak bilinen Camilla ile birlikte.

Özetle köprülerin altından çok sular aktı... Çok şey değişti... Değişmeyen tek ayrıntı ise Diana'nın yıllar geçse bile hala milyonlarca kişi tarafından unutulmuyor oluşu.

İngiliz kraliyet ailesine gelin gittiğinde başını yerden zor kaldıran utangaç bir genç kız olan Diana Spencer, ölümünün 28'inci yıl dönümünde yine çeşitli söylentilerle gündemin ilk sıralarında.

Bu söylentilerden de anlaşılacağı üzere Diana'nın ölümünün üzerindeki gizem perdesi hala tam olarak kalkmış değil...

ÖLÜMÜNÜN ÜZERİNDEKİ SIR PERDESİ HALA YERLİ YERİNDE
Gelelim konuyla ilgili söylenenlere..

Zaten yıllardır konuşulanlara göre Diana'nın ölümünü hızlandıran olay Dodi El Fayed ile yakınlaşması...

İddialara göre eğer Diana yakın arkadaşlarının uyarısını dinleyip Dodi El Fayed ile birlikte Fransa'nın gözde tatil beldesi St. Tropez'de gitmeseydi belki de bugün hayatta olacaktı.

Dodi El Fayed, babası Muhammed El Fayed'in yatında birlikte tatil yapmak için davet etti Diana'yı.. O da bunu kabul etti.

İşte iddialara göre birçok kişi Diana'yı o tatile gitmemesi konusunda uyardı. Ama o hiç kimseyi dinlemedi. Çünkü Camilla Parker Bowles'un 50'nci doğum günü kutlamalarıyla ilgili bir şeyler duyup bunlardan etkilenmek istemiyordu.

O KARARLA KADERİ MÜHÜRLENDİ
Bu yüzden de Dodi'nin davetini kabul etti.

Bir kraliyet uzmanı bu konuda "Birçok insan Diana'ya, Dodi ile birlikte tatile gitmemesini söyledi. Dodi o sıralarda zaten tartışmalı bir kişiydi.. Ama Diana onun cömert bir arkadaş olduğunu düşünüyordu" diye konuştu.

Yine onun yorumuna göre uyarılmasına rağmen Dodi ile tatile gitmeye karar verdiği an Diana'nın kaderi de mühürlendi.

Aslına bakılırsa yine iddialara göre milyarder iş insanı Teddy Forstmann da Diana'yı ABD'de Hamptons'ta sakin bir tatile davet etmişti. Fakat güvenlik uzmanları bunun uygun olmayacağını savundu.

Sonuç olarak Diana, Dodi El Fayed ile birlikte Fransa tatiline çıktı... Onun ailesinin lüks yatında denizin ve güneşin keyfini çıkardı... Aynı zamanda hayatının trajik sonuna uzanan yoldu bu.

O tatil, Diana ile Dodi arasındaki romantik ilişkinin de ilk adımı oldu aynı zamanda.

�

PAPARAZZİ HEP PEŞLERİNDEYDİ
Onlar yatta gözlerden uzak tatil yaptıklarını zannederken paparazzi. Diana'yı yatta, üzerinde mavi mayosuyla oturup denizi izlerken yakaladı... Zaten o hüzünlü tatil görüntüsü de Diana'nın ölümünden kısa süre önce çekilen ve hafızalardan hiç çıkmayan bir görüntü olarak yerini aldı.

Yine ileri sürülenlere bakılırsa arkadaşları Diana'nın Dodi El Fayed ile bu kadar yakınlaşmasından fazla memnun değildi. Ama Diana ise onun yakınlığını hayatta biraz da olsa mutlu hissetmek için bir çıkış yolu olarak görüyordu.

Bir aile dostu bu konuda şöyle konuştu: "Diana kraliyet ailesinin gölgesinden kurtulup mutluluğa ilerlediğini sanıyordu. Ama aslında kendini bir tehlikenin içine attı.'

Sonuç olarak 31 Ağustos 1997 günü Diana ile Dodi'nin yaz tatili büyük ve aradan geçen çeyrek yüzyıla rağmen hiç unutulmayan bir trajediyle bitti. Elbette hayatları da!