Art arda gelen depremler, sık ve şiddetli artçılar! İstanbul ve Sındırgı depremleri bize neyi anlatıyor: Fay valfi neyin habercisi? Prof. Dr. Osman Bektaş yanıtladı!
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Aylar ve çalışma sistemleri, pek çok kişinin ilgi duyduğu ve merak ettiği konular arasında yer alıyor. Hangi fay nasıl depremler üretir? Depremin büyüklüğü, gerçekten fayın uzunluğuyla mı ilişkilidir? Bu sorular sıkça sorulurken, çok bilinmeyen başka bir konu daha gündeme gelmeye başladı. Milliyet'in haberine göre; 'Fay valfi' olarak adlandırılan ve Prof. Dr. Osman Bektaş'a göre her fayda bulunan bu yapı, sismik hareketleri ve birçok doğal süreci etkileyebiliyor. Bu yapılar, yeryüzünde gözle görülmeseler de bilimsel yöntemlerle ölçülebilen aktivitelerden.
Dahası, ülkemizin birçok bölgesinde önemli bir ekonomik kaynak olan termal turizm de bu jeolojik aktiviteyle doğrudan bağlantılı olabilir. Yani 'sıcak su' varlığı, bir yandan şifa sunarken bir yandan da fay ve deprem adına bir işaret. Peki ama bu nasıl mümkün? Prof. Dr. Osman Bektaş'ın, özellikle geçen 23 Nisan'da İstanbul'da meydana gelen 6.2 ve 10 Ağustos'ta Sındırgı'daki 6.1 büyüklüğündeki depremlerle açıkladığı bu jeolojik aktivite ne anlama geliyor? Fay valfini, sürünme hareketini ve yüzeye yaklaşan sıcak suyu, Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş, "Büyük deprem gerilimini engelliyor olabilir" diyerek anlattı.

ARTÇI DEPREMLER YILLARCA SÜREBİLİR
Artçı depremler, ana şokun ardından aylarca hatta yıllarca sürebilir. Nitekim 6 Şubat 2023 depremlerinin artçıları, 2 yılı aşkın süre boyunca etkisini sürdürmüştü. 23 Nisan 2025'te meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki İstanbul depreminde de benzer bir durum yaşandı; 3 aydan uzun süre boyunca son depremler listelerinde artçı sarsıntılar kaydedilmeye devam etti. İstanbul'daki bu hareketlilik henüz sürerken, 10 Ağustos'ta Sındırgı'da meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki deprem, listelerin yönünü değiştirdi ve ağırlıklı olarak Sındırgı artçıları kayıtlarda yer almaya başladı. Ancak İstanbul ve Sındırgı depremleriyle ilgili dikkat çeken ve merak uyandıran ortak bir nokta vardı: Açık ve kapalı olmak üzere ikiye ayrılan 'fay valfi' yapısı, bu bölgelerde 'açık' durumda olabilirdi. Peki, bu ne anlama geliyordu?

FAY VALFİNİN AÇIK OLMASI NE ANLAMA GELİYOR?
Prof. Dr. Osman Bektaş belki de büyük deprem enerjisinin birikmesine engel olacak kadar güçlü olan 'açık valfi' açıklayarak, "Basınçlı akışkanlar fayın kolayca kaymasına (sürünmesine), gerilmenin yavaşça boşalmasına neden olur. Kumburgaz Fay segmenti büyük deprem gerilmesi biriktiremediğinden İstanbul'daki 6.2'lik deprem kırığı, Büyükçekmece önlerinde durmuştur. 1935-1963-2025 depremleri 'açık fay valfi' görüşünü doğruluyor. Fay valfi açık/kapalı her fayda vardır. Sürünen faylarda, fay valfi açıktır. Bu sistemde derin akışkanlar (metan gazı, sıcak ve soğuk sular) fay geçirgenliği ile yüzeye kadar ulaşarak deniz suyuna karışır. Bu nedenle Tekirdağ, Orta Marmara ve Çınarcık Çukuru Fayları açık valf sistemine sahiptir. Açık valf veya creep, fayın sürünmesine ve deprem enerjisi harcamasına neden oluyor." şeklinde konuştu.


UZMANLARIN EN ÇOK ÜSTÜNDE DURDUĞU KONU 'MARMARA DEPREMİ'
Marmara, deprem konusunda hem uzmanların en çok üzerinde durduğu hem de bölgede yaşayanların en fazla merak edip endişelendiği alanlardan biri olmaya devam ediyor. Özellikle 'Orta Marmara Çukuru'nda yaşanması beklenen büyük depremle ilgili pek çok tartışma gündemde. Kimi uzmana göre bu deprem 6.5 büyüklüğünde olabilirken, kimilerine göre 7.4'e kadar ulaşabilecek bir büyüklükte gerçekleşebilir. Bu farklı tahminlerin nedeni, depremin büyüklüğünü etkileyen çok sayıda parametrenin bulunması. Bu parametrelerden biri de 'fay valfi' ile ilişkili olabilir. Prof. Dr. Osman Bektaş'a göre, yaklaşık 3 kilometre derinlikte uzanan Kumburgaz Fayı ile ilgili detaylar, olası depremin büyüklüğüne dair önemli ipuçları barındırıyor. Alman Jeoloji Bilimleri Araştırma Merkezi'nden Jeolog Dirk Becker İstanbul için bir makalesinde, "Tekrarlayan depremler, genellikle fay sürünmesinin bir göstergesi olarak değerlendirilir. Bu durum, fay düzlemi üzerinde yer alan pürüzlerin, yalnızca küçük bir kısmını kapladığı sürünme bölgeleriyle çevrili olması sayesinde, gevrek kırılmalara yol açmasına olanak tanır. Eğer fay sürünmesi, sismik döngü sırasında büyük ölçekli levha hareketinin önemli bir bölümünü karşılıyorsa, bu durumda gelecekte meydana gelebilecek büyük bir deprem için biriken elastik enerji miktarı azalır. Böylece, bu alan içerisinde büyük bir kırılmanın başlaması ihtimali de daha düşük olur" diyor.

'MARMARA AÇIK VALF SİSTEMİNE SAHİP'
Prof. Dr. Osman Bektaş'a göre de durum benzerdi. Prof. Dr. Bektaş 7'den küçük deprem olabileceğine dikkat çekerek, "Marmara'da fay segmentlerinin farklı geçirgenliği olsa da genelde açık valf sistemine sahip. Kumburgaz Fayı 3 km derinlikte kilitli ve sığ derinlikte sürünen fay olması nedeniyle 6,2 büyüklükte deprem üretebilir. Sonuç olarak Marmara fayları açık valf sisteminde çalıştığı için 7'den küçük deprem üretirler. 1935-1963-2025 depremleri bu görüşü destekleyen Marmara'nın tipik depremleridir. Ana Marmara Fayı üzerindeki üç çukurluk, Tekirdağ, Orta Marmara, Çınarcık'ta izlenen jeotermal akışkanlar ve metan gazı, açık valf sisteminin ana nedeni" diye konuştu.

SINDIRGI'DA BU KADAR ÇOK ARTÇI OLMASININ SEBEBİ NE?
Sındırgı'da meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki depremin üzerinden 49 gün geçtikten sonra, bölgenin doğusunda yer alan Simav'da 5.5 büyüklüğünde bir sarsıntı daha kaydedildi. Ancak Sındırgı'daki depremin ardından pek çok kişi aynı soruyu sormaya başlamıştı: Neden bu kadar çok artçı oluyor ve neden bu artçıların çoğu hissedilecek büyüklükte gerçekleşiyor? Prof. Dr. Osman Bektaş'a göre Marmara'da söz konusu olan durum, Sındırgı için de konuşulabilir. Üstelik termal turizmin oldukça yaygın olduğu Kütahya ve Balıkesir için 'açık fay valfi' konuşulduğunda, yüzeye yaklaşan sıcak su çıkışlarından da söz edilebilir. Yani Marmara'da deniz dibinde yaşanan jeolojik süreçler, Batı Anadolu'da kara içinde de gerçekleşiyor olabilir. Prof. Dr. Osman Bektaş, bunu da açıklayarak sözlerini, "Marmara faylarının açık valf sisteminde olmasının nedeni ve gaz/ sıcak akışkanların varlığıdır. Bunlar, manto yükselişine, kabuğun gerilip incelmesine, jeotermal sıcaklığın artmasıyla ilgili. Açık valf sistemi Tekirdağ/Orta Marmara Çukuru'nda sürünen faylarda incelenmiştir. Ayrıca Batı Anadolu'da Manto yükselimi olduğu için Sındırgı Fayı'nda da bu sistem çalışıyor olabilir." şeklinde noktaladı.


