Aslen nerelisin kardeşim? Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Yaşadığı ülkede doğmamış olanlara göçmen (immigrant veya migrant) deniyor. Avrupa’nın büyük şehirlerinde yaşayan ama o ülkede doğmamış olanların şehrin toplam nüfusuna oranları şöyle: İlk sırada Brüksel var. Belçika doğumlu olmayanların şehrin nüfusuna oranı %62. İnanılması zor bir sayı. Ancak Fransa doğumlular da göçmen sayıldığı için bu oranın Fransızlar hariç değerlenmesi lazım. Yine de %50’in altına düşmesi zor. İkinci sırada %46’lık göçmen nüfusuyla Frankfurt var. Londra %40, Amsterdam %37, Zürih %33, Viyana %33, Madrid %24, Berlin %23. Berlin, Frankfurt ve Amsterdam’da Türkiye doğumlular önemli bir orana sahip. Göçmenler, göç ettikleri ülkenin yasalarına uymaya söz vermiş addedilir. Göçmen kabul eden ülke de “yasalara uyduğu sürece” göçmenlere kendi kültürüne göre yaşama özgürlüğü tanımış kabul edilir. Sığınmacılar hariç hiçbir ülke göçmen kabul etme zorunda değildir. Kabul ediyorsa bunu, işgücü eksiğini tamamlamak için yapıyordur. Göçmek ve göçmen kabul etmek “yapısal” bir kararıdır. Göçmen, içinde yaşadığı toplumla sürtüşmeden yaşamak için, bir yandan kendini değiştirirken diğer yandan da onu değiştirmeye çalışır. Böylece göçmen de göçmen kabul eden toplum da melezleşir.
NEW YORK ŞEHRİNE LAİK MÜSLÜMAN SOSYALİST BELEDİYE BAŞKANI
Bu arada ABD gibi kuruluşu itibarıyla birer Britanya kolonisi olan Kanada’nın Toronto şehrindeki göçmen oranının %50, Avustralya’nın Sidney kentinde de %40 olduğunu hatırlatayım. ABD, ise zaten ezelden beri göçmenler ülkesidir. New York şehrinin nüfusunun %35’i göçmendir. Bu şehirde 4 Kasım 2025’te Belediye Başkanı seçimi var. ABD’de belediye başkanları bir nevi vali ve belediye başkanıdır. Mesela kentin polis teşkilatı belediye başkanına bağlıdır. ABD’nin iki büyük siyasi partisinden biri olan Demokratlar, Zohran Mamdani adında Uganda doğumlu 33 yaşında bir Hintliyi kendi adayları olarak ön seçimle belirlemiş bulunuyor. Mamdan’ın babası Columbia Üniversitesi’nde profesör. Annesi Harvard mezunu ödüllü bir film yönetmeni. Kendisi de üniversite mezunu. Üstelik bestekar bir müzisyen. 2018’de ABD vatandaşı olmuş. 2020’de, 2022’de ve 2024’te üst üste New York Eyalet meclisi üyesi seçilmiş. Seçim kampanyasında konut, polis ve hapishane reformları yapılmasını, ayrıca elektrik, su ve gaz şirketlerinin KİT olmasını savunmuş. Mamdani’yi göçmenler, azınlıklar ve gençler destekliyormuş. New York seçimlerini genellikle Demokratlar kazandığı için, Mamdani’ye şimdiden geleceğin belediye başkanı olarak bakılıyormuş.
TRUMP: ZOHRAN MAMDANİ YÜZDE YÜZ KOMÜNİST BİR KAÇIKTIR
Mamdani, belediye başkanı seçilince, zenginlere ek vergi salacağını, bazı bölgelerde kiraları donduracağını, şehir içi otobüslerinin bedava hizmet vereceğini, gıda ve ihtiyaç maddesi fiyatlarının kontrol altına alınabilmesini sağlamak için belediye marketleri açacağını, ücretsiz kreş hizmeti sunulacağını, çocuk bakım yardımı yapacağını ve uygun fiyatla satılacak 200 bin konut inşa ettireceğini söylüyor. Ne kadar tanıdık vaatler. Ama bu vaatler kolay tutulamayacak galiba. Çünkü yerel yönetimlerin gelirlerinin bir kısmı “gelir vergisini toplayan” Federal (merkezi) hükümetten geliyor. Federal devletin başında da Cumhuriyetçi Trump var. ABD’nin kurucu zihniyetini savunan Cumhuriyetçiler: “Bu ülkede bedava yemek yoktur. Çalışmazsan, aç kalırsın. Amerika, göçmenlere imkan değil, fırsat eşitliği sunma sözü vermiştir. Amerika’yı dünyanın en muhteşem ülkesi yapan da budur” tezini savunur. Başkan Trump bu prensipleri temsil etmektedir. Trump: “Zohran %100 komünist bir kaçıktır. Böyle bol keseden vaatlerde bulunmasın. Yoksa ona bütçeden zırnık koklatmam” diyor.
SON SÖZ: Değişmem deme, sen de değişirsin.


