Avrupa Afrika Asya ve Balkanlarda: Erdoğan barışı Dünya Haberleri
Yenisafak sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul’da yarın yapılacak Rusya-Ukrayna barış zirvesi öncesinde kritik bir görüşme yaptı. Erdoğan, Külliye’de NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile bir araya geldi. Görüşmede, Türkiye ile NATO ilişkileri, Ukrayna-Rusya Savaşı ile ilgili gelişmeler, bölgesel ve küresel konular ele alındı.Görüşmede Erdoğan, Türkiye’nin NATO’ya önem verdiğini, bunun göstergesi olarak NATO Kosova Gücü’nün komutasını yeniden üstleneceğini ifade etti. Türkiye’nin müttefiklerinden terörizmle mücadelede iş birliği beklediğini vurgulayan Erdoğan, Türkiye’nin NATO’nun güçlü kalması için elinden geleni yapmayı sürdüreceğini söyledi.

ATEŞKESİ DESTEKLİYORUZ
Erdoğan, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın kalıcı ve adil bir barışla sonlanması için Türkiye’nin gayretlerini artırdığını ifade ederek, Rusya Devlet Başkanı Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ile görüşmeler gerçekleştirdiğini, Türkiye’nin kapsamlı ateşkesin tesisini güçlü şekilde desteklediğini ve NATO’nun bu savaşın parçası olmaması yönündeki tutumunu muhafaza ettiğini, barış fırsatının kaçırılmaması gerektiğini belirtti.
UKRAYNA'YI KONUŞTUK
Mark Rutte ise görüşmeye dair açıklamasında "Türkiye sağlam ve yetenekli bir müttefik. Cumhurbaşkanı Erdoğan'la barış için gerçek bir fırsatın doğduğu Ukrayna'yı da konuştuk" ifadelerini kullandı.
HER TÜRLÜ KATKIYA HAZIRIZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile de telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede, ikili ilişkiler ile bölgesel ve küresel konular ele alındı. Erdoğan görüşmede, Türkiye'nin Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşın adil ve kalıcı barışla neticelenmesi için her türlü katkıyı vermeye hazır olduğunu ifade etti. Aralanan fırsat penceresinin kaçırılmaması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, barışın sağlanması için gayretlerin artırılmasının önemli olduğunu belirtti.

Aktif dış politika ile Türkiye’nin taraf olduğu sorunlara ‘kazan kazan’ ilkesiyle çözümler sağlayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, uluslararası krizlerin barışla sonuçlanmasında kilit rol üstlendi. Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen çok yönlü diplomasi ile Türkiye ‘barışın merkezi’ oldu.
RUSYA’DAN SOMALİ’YE
2002’de iktidara gelmesiyle birlikte ‘Komşularla sıfır sorun’ politikasını uygulamaya alan Erdoğan, başbakanlığında sürdürdüğü bu tutumunu 2014’ten günümüze uzanan süreçte cumhurbaşkanı olarak da sürdürüyor. Erdoğan’ın bu kapsamda barış için diplomasi maratonu Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan, Somali-Etiyopya arasındaki krize, Libya’dan Kafkaslar'a kadar uzanıyor.
SURİYE’YE HUZURU GETİREN ÇABA
Erdoğan, görevi boyunca en büyük çabalardan birini Suriye’de iç savaşın bitirilmesi ve istikrarın getirilmesi için verdi. 2011'de Suriye’de başlayan iç savaşta Türkiye, başından itibaren Esed rejimine karşı oldu, Suriye halkının yanında yer aldı. Suriye’deki devrimci hareketin başarılı olmasında Türkiye’nin sağladığı askeri ve lojistik yardımlar kritik rol oynadı.
HEM ASKERİ HEM DİPLOMATİK
Türkiye’nin müdahalesi, sadece askeri değil, diplomatik boyutta da başarılı oldu. Rusya ve İran ile kurduğu yakın ilişkiler ve Astana Süreci’nde sağladığı diplomatik başarı, Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini artırdı. Türkiye, Rusya’nın da desteğini alarak Esed rejimine karşı önemli bir denge unsuru haline geldi. Ayrıca, Türkiye, sınırındaki yaklaşık 4 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaparak, insani yardım alanında da büyük bir sorumluluk üstlendi. Türkiye’nin bu çok yönlü yaklaşımı, Suriye’deki devrimci güçlerin başarılı olmasına önemli bir katkı sağladı.
‘AFRİKA’ BARIŞI
Afrika Boynuzu ülkelerinden Somali ve Etiyopya arasında bir süredir devam eden “Somaliland krizi” Türkiye’nin arabuluculuğunda çözüme kavuştu. Erdoğan’ın ev sahipliğinde Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed barış masasında buluştu. Afrika’da ayrıca Sudan ile Güney Sudan arasında güven ortamının ortak ekonomik projeler yoluyla tesis edilmesi için girişimlerde bulunan Türkiye, Güney Asya’da ise Filipinler hükümeti ve Moro İslami Kurtuluş Cephesi’nin çağrısıyla arabuluculuk görevini üstlendi. Türkiye, Filipinler’in güneyindeki bölge için barış sürecinde arabuluculu ülkelerden biri olarak istikrarın sağlanmasında önemli rol aldı. İran’ın nükleer programına ilişkin sorunun barışçıl şekilde ve diyalog yoluyla çözümlenmesi için gayret gösteren Türkiye, bu konudaki müzakere sürecini de destekliyor.
ARABULUCULUK TEKLİFİ
Türkiye, Sudan ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki anlaşmazlık için de devreye girdi. Erdoğan, 13 Aralık 2024’te Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ile telefonda görüşerek BAE ile yaşanan gerilimi çözmek için arabuluculuk yapmayı teklif etti. Erdoğan, Sudan ile BAE arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi için de Türkiye’nin devreye girebileceğini, Sudan’da sulh ve istikrarın sağlanması, toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin korunması ile ülkenin dış müdahalelerin alanı haline gelmemesinin, Türkiye için temel esaslar olduğunu iletti.
İSTANBUL’DA YENİDEN
Rusya-Ukrayna Savaşı başladığı andan itibaren Türkiye tarafsızlığını korudu. Karadeniz’de oluşturulan “Tahıl koridoru” ile Afrika’yı etkileyebilecek bir gıda krizinin önüne geçilirken Erdoğan’ın girişimiyle iki ülke heyetleri İstanbul’da aynı masaya oturdu. Batılı ülkelerin kışkırtmasıyla yıkılan masa yeniden İstanbul’da kuruluyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in müzakerelerin İstanbul’da yeniden başlaması için Erdoğan’dan yardım isteyeceğini duyurmasının ardından savaşın seyri yeni bir aşamaya geçti. Ardından Erdoğan ve Putin, bir telefon görüşmesi yaparak ilişkileri ve bölgesel-küresel konuları ele aldı. Putin’e barış görüşmelerinin kaldığı yerden İstanbul’da devam etmesi yönündeki açıklamasının memnuniyetle karşılandığını söyleyen Erdoğan, Türkiye’nin kalıcı çözüme ulaşmayı sağlayacak müzakerelere ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu ifade etti. Barış masası perşembe günü yeniden İstanbul’da kurulacak.
Libya’da çözüm mesaisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ajandasında Libya’daki istikrarsızlığın çözümü de önemli bir yer tuttu. 2019'da Hafter’in Trablus’u ele geçirme girişimine karşı Türkiye, meşru hükümetin yanında yer alarak askeri ve diplomatik desteğini sundu. Türkiye, yılın sonlarına doğru, Ulusal Mutabakat Hükümeti ile güvenlik ve askeri iş birliği anlaşması imzaladı. Türkiye’nin sağladığı askeri destek, Hafter’in ilerleyişini durdurmayı başardı. 2020 yılının başlarından itibaren Hafter güçlerine karşı başlattığı karşı hamle, Libya’da dengeleri değiştirdi.
Karabağ’da denklem değişti
Erdoğan liderliğinde barışa açılan bir diğer kapı ise Karabağ Zaferi oldu. 30 yılı aşkın süredir Karabağ’ı işgal altında tutan Ermenistan, 2020 yılında Türkiye ve Azerbaycan iş birliğiyle yenilgiye uğratıldı. Türkiye, Azerbaycan’a askeri desteğin yanı sıra moral ve stratejik destek de sağladı. Türk İHA’larının savaş alanındaki etkinliği savaşın kaderini değiştirdi. Azerbaycan’ın Karabağ zaferi, aynı zamanda Türkiye’nin Kafkaslar’daki stratejik etkisini artırdı. Türkiye, Karabağ’da sağlanan zaferle birlikte, bölgedeki jeopolitik denklemleri değiştirdi.
Avrupa güvenliği Türkiyesiz olmaz
Türkiye, yeni krizlerin eşiğinde olan Avrupa’da ise barış ortamının devamı için arayışlara ortak oluyor. ABD’nin kendilerini satmasıyla güvenlik kaygısı yaşayan Avrupa gözünü Türkiye’ye çevirdi. Erdoğan, “Açık söylemek gerekirse, Türkiyesiz bir Avrupa güvenliği düşünülemez” ifadelerini kullandı.
Balkanlar'da istikrarın öncüsü
2010’da tesis edilen Türkiye-Bosna Hersek-Hırvatistan Üçlü Danışma Mekanizması ile de bölgesel sorunlara bölgesel çözümler bulunması anlayışıyla Balkanlar'da iş birliğinin artırılmasına, istikrara ve somut projeler vasıtasıyla bölgesel kalkınmaya katkı sağlanıyor. Son toplantı, 4. Antalya Diplomasi Forumu kapsamında 12 Nisan 2025’te düzenlendi. Bosna Hersek Barışı Uygulama Konseyi Yönlendirme Kurulu üyesi Türkiye, barış ve istikrarın sürdürülmesi için aktif çaba gösteriyor. Türkiye, üçlü mekanizma ile Balkanlar’da istikrara da katkı sağlıyor.
Afganistan ve Pakistan’la üçlü mekanizma
Dost ülkeler arasındaki süreçlerin yönetilmesinde etkin rol oynayan Türkiye, uluslararası kurumların ve çok taraflı diplomasinin sekteye uğradığı dönemde kriz yönetimi ve sorun çözümüne birçok bölgede destek sağlıyor. Afganistan ve Pakistan’la hayata geçirilen üçlü iş birliği mekanizması ile bölgede güvenlik, refah, istikrar ve barışın tesisini hedefledi. Türkiye, 2021’de taraflara müzakere edilmiş uzlaşıya bağlılığını teyit etmesi çağrısında bulundu.
Medeniyet için zafer
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Tommy Pigott, düzenlediği basın brifinginde, PKK'nın fesih ve silah bırakma kararına ilişkin açıklamada bulundu. PKK’nın açıklamasını memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Pigott, "Bu terör örgütünün silah bırakması medeniyet için bir zaferdir. ABD'nin umudu, bu açıklamanın bölgede istikrarın artmasına yol açmasıdır” dedi. Pigott, "ABD'nin, PKK'nın bu kararında bir etkisinin olup olmadığı" yönündeki soruya net yanıt vermekten kaçındı.
Tarihi bir olay
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, temaslarda bulunmak için Bakü’de bulunan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’i kabulünde, PKK terör örgütünün kendini feshiyle ilgili tebriklerini iletti. Bu gelişmeyi “tarihi bir olay” olarak nitelendiren Aliyev, “(Cumhurbaşkanı) Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu siyasi irade bu sonucun alınmasında başlıca etken oldu” dedi. Aliyev, “Türk devletinin gücü, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin teröre karşı yürüttüğü profesyonel mücadele ve Türk toplumunun birliği, terör örgütünün bu adımı atmasında belirleyici oldu” ifadelerini kullandı.
Memnuniyetle karşılıyoruz
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, terör örgütü PKK’nın fesih ve silah bırakma kararını “memnuniyetle” karşıladığı bildirildi. BM Sözcüsü Stephane Dujarric, basın toplantısında, “Genel Sekreter, terör örgütü PKK’nın fesih kararını memnuniyetle karşılıyor” dedi. Dujarric, Guterres’in, açıklanan kararın uygulanması ile uzun süredir devam eden bir çatışmanın çözümüne doğru “önemli bir adım daha atılacağına inancını” paylaştı.
Huzurun artmasını ümit ediyoruz
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, terör örgütü PKK’nın fesih kararını memnuniyetle karşıladıklarını belirtti. Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde yayınlanan açıklamaya göre Bekayi, söz konusu kararı, şiddeti reddetme ve güvenliği güçlendirme yönünde atılan önemli bir adım olarak değerlendirdi. Bekayi, “Bu sürecin tamamlanmasıyla, Türkiye ve bölgedeki
istikrar ile huzurun artmasını ümit ediyoruz” ifadelerini kullandı.


