Avrupalı liderlerin blöf korkusu! Putin in gerçek niyeti hala belirsiz... İtalya Savunma Bakanı açıkladı: Güvenlik garantisi nasıl işleyecek?
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Avrupalı liderler arasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Ukrayna savaşı konusunda gerçekten barış arayışında mı olduğu, yoksa yeni bir blöf mü yaptığı tartışma konusu oldu.
Beyaz Saray'da gerçekleşen zirvenin ardından Avrupalı liderler, tarihi görüşmeyi acil değerlendirme sürecine girdi. Önce "Gönüllüler Grubu" bir araya gelirken, ardından Avrupa Konseyi "olağanüstü" koduyla video konferans düzenledi.
La Repubblica gazetesinde yer alan habere göre, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın sona ermesi konusunda kamuoyuna iyimser mesajlar verilse de, perde arkasındaki gerçek farklı.
Washington'daki zirvede öne çıkan ortak görüş, "Moskova'ya güvenmiyoruz" olarak görülüyor. Kremlin’in, savaşı sona erdirmek için gerçekçi bir adım atacağına inanan neredeyse hiç kimse yok.
Aynı zamanda Putin'in, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile yüz yüze görüşmeye hazır olduğunu dile getirmesine de şüpheyle yaklaşılıyor. Putin, Zelenski ile Moskova'da görüşmeyi teklif etmiş olsa da bu teklif Ukrayna tarafından anında reddedildi.
Putin’in tutumunun arkasında, geçtiğimiz günlerde Alaska’da Donald Trump’la yaptığı yüz yüze görüşmede sarf ettiği dikkat çekici bir ifade var.
Rusya lideri, Alaska'da “Savaşın derin nedenlerini çözmek istiyorum” ifadesini kullanırken, bu "derin nedenler" NATO’nun Rusya üzerinde oluşturduğu tehdit algısı ve eski Sovyet Birliği'nin kaybettiği topraklarını geri alarak "Büyük Rusya'yı yeniden inşa etme arzusu" olarak değerlendiriliyor.
ABD Başkan Donald Trump, İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'nin katılımıyla 18 Ağustos'ta Beyaz Saray'da düzenlenen tarihi zirve.
HEDEF: KREMLİN’İN BLÖFÜNÜ ORTAYA ÇIKARMAK
Avrupalı liderlerin ana hedefi, Kremlin’i köşeye sıkıştırmak ve Putin'in gerçek niyetini açığa çıkarmak. Bu amaçla ABD, İngiltere ve AB güvenlik danışmanları arasında, Ukrayna’ya sunulacak olası güvenlik garantilerinin ayrıntılarını netleştirmek üzere temaslar başladı.
Washington’un sürece dair en net ön koşulu ise, sahada Amerikan askerlerinin bulunmaması. Bu nedenle Fransa, ingiltere ve Almanya, kendi askerleriyle sahada sorumluluk almaya hazır olduklarını açıkladı.
Bu aşamada öne çıkan üç kritik sorun bulunuyor:
Avrupa, ABD'nin desteği olmadan güvenlik garantisi veremez. Trump, bu konuda Avrupa'ya kapıyı aralayarak “Cenneti hak etmek istiyorum, asker göndermeyeceğim ama hava sahası konusunda konuşabiliriz" dedi. Ancak Trump, yalnızca Avrupalılar Ukrayna’da doğrudan sorumluluk üstlenirse bu desteği sağlayacağını açıkça belirttiPutin'in gerçek niyeti hâlâ belirsiz. Ukrayna’nın sadece tarafsız kalmasını istemeyen Putin, toprakların devredilmesinin yanı sıra silahsızlandırılmasını, Kiev’de Rusya'ya dost bir hükümet kurulmasını ve Ukrayna'nın AB ile NATO üyeliğinden vazgeçmesini talep ediyorBarış masasının kurulması için provokasyondan kaçınılmalı. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, "Ukrayna'da barış için çabalarımız sürüyor" açıklamasıyla sürecin dikkatle yürütüldüğüne işaret etti.Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa, "İlk adım olarak, Rusya’nın çatışmalara derhal son vermesi gerekiyor" diyerek ateşkes çağrısını yineledi.
Ukrayna’ya güçlü güvenlik garantileri sunan ABD, İngiltere ve AB, barış masasına somut bir zemin oluşturmak amacıyla NATO'nun 5. maddesine benzer bir savunma mekanizmasının Ukrayna'da kurulmasını gündeme getirdi.
Ancak barışa giden yol hala dikenli. Moskova’nın samimiyeti, önümüzdeki günlerde netlik kazanacak.
“UKRAYNA İÇİN HAVA KALKANI”
Trump, “cennete gitmeyi” planladığını bu sebeple Ukrayna'ya asker göndermeyeceğini belirtti ve Putin'in “bir anlaşma istemiyor olabileceğini, bu durumda Rusya'nın çok zor bir duruma düşeceğini” vurguladı.
Fox News'e konuşan Trump, "Putin ve Zelenski arasında bir görüşme düzenlemek için çalışıyoruz. Başarılı olursa, üçlü bir zirve düzenleyip sorunu çözebiliriz” dedi.
Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt, Trump'ın açıklamalarının ardından olası bir ateşkes veya barış anlaşmasının denetlenmesi için havadan istihbaratın ve çeşitli askeri destek sağlayabilecek pilotların görevlendirilmesinin düşünüldüğünü açıkladı.
İTALYA SAVUNMA BAKANI CROSETTO AÇIKLADI: GÜVENLİK GARANTİSİ NASIL İŞLEYECEK?
İtalya Savunma Bakanı Guido Crosetto, NATO’nun Washington Zirvesi sonrasında barışa bir adım daha yaklaşıldığını söyledi. Rusya’nın olası tavizleri karşılığında, Avrupa askerlerinin Ukrayna’da konuşlanmamasının gündeme gelebileceğini belirtti.
“Barışın mümkün olduğuna inanmak gerekir” diyen Crosetto, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un şüpheci yaklaşımına katılmadığını belirtti. “Siyasette şüphe değil, kararlılık ve umut gerekir. Zirvede alınan kararlar küçümsenemez” dedi.
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin NATO’nun 5. maddesine dayalı güvenlik mekanizması önerisine değinen Crosetto, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
“Meloni’nin önerisi, NATO’nun Ukrayna’yı fiilen korumasını öngörüyor. Üyelik olmadan ama bir saldırı durumunda, hava, deniz ve kara savunmasıyla müdahale edilecek. Bu, daha üstün bir caydırıcılık sağlar”
Rusya'nın, sınırlarında NATO askeri istemeyebileceğine işaret eden Crosetto, Meloni'nin önerisinin üyelikten farklı olduğunu belirterek “Bu mekanizma yalnızca savunma odaklı olacak. Rus kamuoyu, oligarklar ve iş dünyası da yaptırımların kalkması ve ilişkilerin normalleşmesi için Putin'e baskı yapıyor. Putin ise ABD ile eşit düzeyde müzakere ederek süper güç rolünü yeniden kazanmak isteyebilir” dedi.
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, ABD Başkanı Donald Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Beyaz Saray koridorunda.
Crosetto, Fransa ve İngiltere’nin Ukrayna'ya gönüllü asker gönderme fikrine karşı temkinli davranarak "Eğer Rusya, 5. madde temelli bir mekanizmayı kabul ederse, Ukrayna’da başka ülkelerin askerleri bulunmayabilir" ifadesini kullandı.
İtalya’nın gönüllü asker göndermeye sıcak bakmadığını vurgulayan Crosetto, 5. maddenin Ukrayna'ya yeterli bir koruma sağlayacağını ve Rusya'nın provokasyon bahanelerini engelleyeceğini savundu.
Crosetto ayrıca, eski ABD Başkanı Barack Obama'ya daha önce Nobel Barış Ödülü verildiğini hatırlatarak "Trump Gazze'deki ve Ukrayna’daki savaşları durdurursa, iki Nobel bile verilebilir" dedi.
"PUTİN HİLE YAPIYOR, ANLAŞMA YAPMAMAK İÇİN BAHANELER BULACAK"
Trump'ın eski Ukrayna Özel Temsilcisi Kurt Volker, Oval Ofis'te gerçekleşen görüşmeye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Volker, Putin'in Zelenski ile Moskova'da görüşme teklifini "saçma" olarak nitelendirdi ve teklife ilişkin "Moskova'nın klasik taktiği. Önce bir teklif sunar, ardından bunu imkânsız hale getirecek koşullar ileri sürer. Böylece görüşmeye yanaşmayan taraf olarak Ukrayna’yı göstermeye çalışır" şeklinde konuştu.
Putin’in gerçek anlamda bir barış görüşmesi yapma niyetinde olmadığını vurgulayan Volker, “Putin, Zelenski ile hiçbir zaman görüşmeyecek ama yıl sonuna kadar ateşkesi kabul etmek zorunda kalacak” yorumunu yaptı.
Volker, Putin’in Zelenski ile masaya oturmayacağına inandığını belirtti ve “Görüşmeyi kabul etmeyecek. Anlaşmaya varmakla ilgilenmiyor. Anlaşma yapmamak için yeni bahaneler bulacak. Bu noktada, Ukrayna ve Avrupa'nın süreci iyi yönetmesi gerekiyor. Putin’in uzlaşılamaz olduğunu, Zelenski’nin ise anlaşmaya hazır olduğunu göstermek büyük önem taşıyor" ifadelerini kullandı.
Volker, “Putin, hâlâ işgal ettiği dört bölgenin tamamen Rusya’ya ait olduğunu savunuyor. Ukraynalıların çekilmesini, NATO’dan vazgeçmelerini ve silahlı kuvvetlerini zayıflatmalarını istiyor. Bu taleplerinde hiçbir esneme göstermedi” dedi.
Rusya’nın Herson ve Zaporijya’dan çekilebileceğini ancak Kırım ve Donbas'ı elinde tutmaya devam edeceğini vurgulayan Volker, uzun vadede Putin'in mevcut pozisyonunu koruyamayacağını iddia etti.
Volker'in öne sürdüğü iddiaya göre:
"Trump bir anlaşma için Putin'e baskı yapmaya devam edecek. Ancak Putin, hiçbir bölgeden çekilmeye yanaşmayacak. Bu nedenle pozisyonu daha da zayıflayacak ve yıl sonuna kadar ateşkesi kabul etmek zorunda kalacak. Bu durum, uzun vadede çıkmaza dönüşecek"


