Avrupa’nın Yeni Kartpostalı: Romantik Sokaklar Yerine Çete Çatışmaları Dış Haberler
SonTurkHaber.com, Haberturk kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Avrupa’nın turistik cazibe merkezleri Brüksel, Stockholm, Marsilya ve Amsterdam artık romantik kartpostallarla değil, çete çatışmaları, silahlı saldırılar ve patlamalarla anılıyor. Euronews ve uluslararası raporlara göre, uyuşturucu mafyaları ve organize suç örgütleri bu şehirleri “savaş alanına” çevirmiş durumda. Uzmanlar, ticaret yapacak şirketler ve bu kentleri ziyaret edecek turistler için güvenlik risklerine dikkat çekiyor; Brüksel’de kaçak kurşun tehlikesinden Marsilya’da mafya infazlarına kadar, Avrupa’nın huzurlu şehir imajı hızla çöküyor.
Avrupa’nın “Huzurlu Şehir” imajı çöküyorAvrupa denildiğinde akla gelen ilk imgeler; Brüksel’in dar sokakları, Stockholm’ün sakin kanalları, Marsilya’nın Akdeniz esintisi ya da Amsterdam’ın bisiklet yollarıyla örülü barışçıl atmosferiydi. Ancak bugün bu kentler, artık turist rehberlerinde “görülmesi gereken şehirler” başlığından çok, uluslararası güvenlik raporlarında “dikkat edilmesi gereken tehlikeli bölgeler” olarak anılıyor.
Euronews’in geçtiğimiz günlerde yayımladığı kapsamlı rapor, Avrupa’da organize suçların ulaştığı boyutu ve çete savaşlarının şehirleri nasıl yeniden şekillendirdiğini ortaya koydu. Brüksel, Stockholm, Marsilya ve Amsterdam, artık yalnızca kültürleriyle değil, patlayan bombalar, silah sesleri ve uyuşturucu çatışmalarıyla da tanınıyor.
Brüksel: Avrupa’nın kalbi mi, yoksa silahların başkenti mi?
Belçika’nın başkenti Brüksel, uzun yıllar AB’nin politik merkezi ve diplomasinin kalbi olarak bilindi. Ancak 2025 yazı itibarıyla sadece üç ayda 57 silahlı saldırı kayda geçti. Yetkililer “kaçak kurşunun herkese isabet edebileceği” uyarısını yaparken, mahalle sakinleri akşamları sokağa çıkmaktan çekiniyor.
Özellikle Molenbeek ve Schaerbeek bölgeleri, uyuşturucu çetelerinin operasyon sahası hâline gelmiş durumda. Avrupa Komisyonu’na birkaç kilometre mesafede gerçekleşen silahlı çatışmalar, Brüksel’in güvenliğine dair algıyı kökten sarsıyor.
Stockholm: Refah ülkesi şiddetin merkezi olduİsveç, uzun yıllar “refah devleti”nin ve huzurun timsali olarak anıldı. Ancak son yıllarda Stockholm, genç tetikçilerin ellerine tutuşturulan otomatik silahlar ve ev yapımı patlayıcılarla gündeme geliyor.
Uyuşturucu pazarını kontrol etmek isteyen çeteler, çocuk yaşta gençleri tetikçi olarak kullanıyor. Bu yılın ortalarına kadar 55 silahlı saldırı yaşandı, 9 kişi hayatını kaybetti. BBC’nin analizine göre, İsveç’teki şiddet dalgası, 1980’lerde mafyanın İtalya’daki Palermo sokaklarında yarattığı korkuyu anımsatıyor.
Marsilya: Akdeniz’in kartel başkentiMarsilya, Akdeniz’in cazibe merkezi olmaktan çok, artık “uyuşturucu mafyasının kalesi” olarak tanımlanıyor. Yoda ve DZ mafyaları arasındaki kanlı çatışmalar şehrin banliyölerini adeta savaş alanına çevirdi.
Financial Times’ın haberine göre, 2023 yılında uyuşturucu bağlantılı cinayetler 49’a ulaştı. Kurbanların çoğu gençler. Marsilya’nın kuzey mahalleleri, turistik liman bölgesinden sadece birkaç kilometre ötede olmasına rağmen bambaşka bir dünyaya dönüşmüş durumda: silah seslerinin eksik olmadığı bir “yasadışı ekonomi” merkezi.
Amsterdam: Kanalların sessizliği yerini patlamalara bıraktıAmsterdam’da çeteler arası çatışmalar, 2023 itibarıyla yeni bir boyut kazandı. Silahlı saldırılar azalırken, patlayıcılarla düzenlenen saldırılar iki katına çıktı. Yalnızca geçen yıl yaklaşık 200 patlama kayda geçti.
Hollanda polisi, çoğunlukla uyuşturucu kaçakçılığı ve kara para aklama faaliyetleri üzerinden büyüyen suç ağlarının, Avrupa’nın en büyük limanlarından biri olan Rotterdam ile bağlantılı olduğunu vurguluyor. Artık Amsterdam’ın kartpostallık kanalları, aynı zamanda organize suçların lojistik hatlarının gölgesinde kalıyor.
Orta riskli şehirler: Paris’ten Madrid’eParis, Kopenhag, Atina, Roma ve Madrid’de silahlı çatışmalar daha nadir görülüyor. Ancak organize suç örgütleri bu kentlerde de kendilerini rahat hissediyor. Polis, göçmen kökenli gençlerin işsizlik ve sosyal dışlanma nedeniyle suç şebekelerine katıldığını belirtiyor.
"Sakin Adalar": Berlin’den Viyana’ya
Varşova, Vilnius, Tallinn, Berlin, Dublin, Helsinki, Budapeşte, Bratislava, Lüksemburg ve Valletta hâlâ görece güvenli. Bükreş, Ljubljana, Lefkoşa, Prag, Riga, Sofya, Viyana ve Zagreb de çatışmaların nadiren görüldüğü şehirler arasında. Ancak uzmanlara göre bu şehirler bile, Avrupa genelindeki trendden izole kalamayabilir.
"Savaş alanı gibi"Avrupa Parlamentosu’nda hazırlanan raporlarda, çete şiddetinin yalnızca güvenlik değil, toplumsal barış için de tehdit oluşturduğu vurgulanıyor. İsveçli araştırmacılar, “Avrupa’da geleneksel savaş alanları yerini şehir merkezlerindeki organize suç çatışmalarına bırakıyor” uyarısında bulunuyor.
EPRS raporunda, çete şiddetinin uyuşturucu trafiği ve kara para aklama faaliyetleriyle birleştiğinde, sokaklarda “kontrolsüz şiddet” doğurduğu ve bunun sıradan insanlara yönelik riskleri artırdığı belirtiliyor.
Ticaret ve turizm için uyarıAvrupa’nın bu şehirlerine yatırım yapacak iş insanları ve ticaretle uğraşacak şirketler için uyarılar giderek artıyor. Güvenlik riskleri, özellikle lojistik ve perakende sektöründe faaliyet gösterecek olanlar için büyük tehdit oluşturuyor.
Turistler açısından da durum kaygı verici. Brüksel’de gece dışarı çıkarken dikkatli olunması, Stockholm’de bazı banliyölerden uzak durulması, Marsilya’da kuzey mahallelere girilmemesi, Amsterdam’da ise gece hayatı bölgelerinde tedbirli olunması tavsiye ediliyor.
Sigorta şirketleri bile bazı bölgeler için “ek risk primi” talep etmeye başlamış durumda. Bu da çete şiddetinin artık yalnızca güvenlik değil, ekonomik maliyet boyutuna da taşındığını gösteriyor.
Avrupa’nın yeni yüzüAvrupa, artık yalnızca sanat galerileri, şatoları ve tarihî sokaklarıyla değil, aynı zamanda çete savaşlarıyla da gündeme geliyor. “Güvenli liman” imajı yavaş yavaş erirken, şehirlerin geleceği hükümetlerin, yerel yönetimlerin ve güvenlik güçlerinin atacağı adımlara bağlı.
Bir zamanlar kartpostallara konu olan Avrupa şehirleri, şimdi “kaçak kurşun”, “patlama” ve “sokak savaşı” kelimeleriyle anılıyor. Bu tablo, yalnızca Avrupa’nın değil, tüm dünyanın güvenlik algısını değiştirecek gibi görünüyor.
*Fotoğraf: REUTERS/Philippe Wojazer, temsilidir


