Avukat Şamlı anlattı: Boşanma sürecinin uzunluğu hayat planlarını nasıl etkiliyor?
SonTurkHaber.com, T24 kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Boşanma davalarının bazı ihtilaflar nedeniyle uzun yıllar boyunca karara bağlanamayan davalara dönüşmesi, tarafların gelecekteki hayatını planlamasını ve yeniden evlenme kararını engelliyor.
İstanbul 2 Nolu Baro Başkanı Avukat Yasin Şamlı, boşanma davalarının uzun sürmesinin sonuçlarını değerlendirdi. Şamlı, dava sonuçlarının gecikmesinin toplumda adaletsizlik duygusunu yaygınlaştırdığını belirterek, "Dava uzun sürdüğü için insanlar geleceğini planlayamıyorlar. Eğer eşlerden bir tanesi evlenmek istiyorsa buna ilişkin bir faaliyette bulunamıyor. Bir hayat kurmak, yeni bir düzen kurmak istiyorsa boşanma davası neticelenmediği için buna ilişkin bir planlama yapamıyor " dedi.
"Uzayan boşanma davaları kadınlar için riskli gebeliğe yol açabilir"Uzayan boşanma davalarının özellikle kadınlar açısından yaş ilerlediği için yeniden evlenmesi durumunda riskli gebelik gibi ilave sorunlara yol açabildiğine dikkat çeken Şamlı, genel olarak bütün davaların muhakeme sürecinin uzaması adaletsiz bir netice doğurduğunu ifade etti.
Şamlı, bir boşanma davasında 5 farklı ihtilaf olduğunu ve bunların sadece birisinde bile uzlaşma sağlanmadığı sürece davanın sürdürülmesinin boşanma sürecini uzatan en önemli faktörler arasında yer aldığını bildirerek şunları söyledi:
"Bir boşanma davasında mesela çeşitli ihtilaflar olur. Bunlardan bir tanesi boşanmanın kendisidir. Öbürleri nafakadır, velayettir, manevi tazminattır, maddi tazminattır. Taraflar işte bu saydığım beş kalemden dördünde anlaşsalar ama bir tanesinde anlaşamasalar o anlaştıkları dört ihtilaf da anlaşamadıkları bir ihtilafı bekliyor. Diyelim ki o ihtilafın çözümü eğer 10 yıl devam ediyorsa boşanma davasının tamamı yani anlaştıkları hususlar da 10 yıl sonra çözülmüş oluyor."
İstanbul 2 Nolu Baro olarak boşanma davalarının karara bağlanmasının uzamasını engelleyecek düzenlemeleri ilişkin kanun teklifi hazırladıklarını anlatan Şamlı, hazırladıkları teklifin tarafların anlaştıkları noktalarda mahkeme davanın kabulüne karar vermesi, anlaşamadıkları hususu tefrik ederek dosyadan ayırması ve onun davasına devam etmesini içerdiğini söyledi.
Şamlı, hazırladıkları düzenlemenin insanların gelecek hayatları planlaması anlamında büyük önem taşıdığını belirterek, "Boşanma davası devam ederken tarafların sadakat hükmüne de uyma zorunluluğu var. Yani bir başkasıyla, evlilik maksadıyla, görüşemezler, arkadaş olamazlar. Bu anlamda bir faaliyette bulunamazlar. Eğer bulunurlarsa bu boşanma sürecinde olduğu eş açısından bir sadakatsizlik, evlilik birliği açısından bir sadakatsizlik oluşturuyor. Bu anlamda şikayetler de söz konusu olabiliyor " diye konuştu.
Tarafların anlaştıkları hususlarda davanın bitirilmesine karar verilmesi halinde insanların geleceklerini de tanzim etme imkanına sahip olacaklarını kaydeden Şamlı, bu düzenlemenin Türkiye'nin nüfus artışı bağlamında yaşadığı problemler nedeniyle de önem taşıdığını ifade etti.
Şamlı, bazı davalarda tarafların karar alınmasının geciktirilmesini menfaatine gördüğü için bu yönteme başvurabildiğine değinerek sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Avukatlar sonuç itibarıyla müvekkillerinin çizdiği sınırlar içerisinde de hareket etmek zorunda. Eğer müvekkillerinin dedikleri avukatların adalet duygusuna aykırıysa o zaman avukatın önünde bir tek seçenek kalıyor; davadan istifa etmek. Dolayısıyla taraflardan bir tanesi davanın uzatılmasını kendi menfaatine görüyor da davanın uzatılmasını talep ediyorsa avukat davayı bırakabilir. Aslında bu talep avukatın veya toplumun menfaatine değildir." (AA)


