Avukata verilen Cumhurbaşkanına Hakaret cezası Yargıtay dan döndü
Halktv sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
“Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan hüküm giyen müvekkili için temyiz dilekçesi yazan avukat Özgür Urfa’ya, kullandığı ifadeler nedeniyle açılan davada verilen mahkumiyet kararı Yargıtay’dan döndü. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, Urfa’nın sözlerinin savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığını belirterek kararı oy çokluğuyla bozdu.
Avukat Özgür Urfa, 2014 yılında “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan ceza alan müvekkilinin dosyası için kaleme aldığı temyiz dilekçesi nedeniyle yargılandı. Dilekçedeki ifadeler üzerine Adalet Bakanlığı, Urfa hakkında 2018’de “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Soruşturma izninin ardından dosya, Ankara Batı Adliyesi’ne gönderildi.
Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Urfa’nın temyiz dilekçesinde yer alan, “Yaşanan tüm hukuksuzlukların ve yolsuzlukların sorumlusu konumunda olan AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ses kayıtlarında milyonlarca TL’yi nasıl sıfırladığı, kirli para ilişkileri ve yolsuzluk ilişkileri içerisinde olduğu ortaya çıkmıştır” şeklindeki ifadelerin “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunu oluşturduğu belirtildi.

Dava sonucunda ağır ceza mahkemesi, avukat Urfa’yı 7 Temmuz 2020’de 10 ay hapis cezasına çarptırdı.
"İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İHLAL EDİLDİ"Cezaya karşı yapılan temyiz başvurusunda, “savunma dokunulmazlığının ihlal edildiği, Anayasa’nın 26. maddesiyle teminat altına alınan ifade özgürlüğüne aykırı hareket edildiği, hakimlerin güvencesiz olması nedeniyle tarafsız karar veremeyeceği” yönünde gerekçeler sunuldu.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi de temyiz başvurusunu haklı bularak, avukat Urfa’nın kullandığı ifadelerin savunma kapsamına girdiğini, bu nedenle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığını belirtti. Daire, Urfa hakkında verilen mahkumiyet kararını oy çokluğuyla bozdu.
KARŞI OY: “ŞEREF VE İTİBARI ZEDELER”Yargıtay’daki oylamada çoğunluk görüşüne katılmayan bir üye, karşı oy gerekçesinde şu ifadelere yer verdi:
“Bireylerin şeref ve itibarı, Anayasa'nın 17. maddesiyle korunan manevi varlık kapsamındadır. Devlet, bireyin onur ve itibarına müdahale edemez. Olayda kullanılan ifadeler, katılanın şeref ve saygınlığını zedelemekte ve halk nezdindeki itibarını ortadan kaldırmaktadır. Bu nedenle sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu kanaatindeyim.”


