Aydın Büyükşehir Belediyesi ndeki değişimin belediye personeline yansıması Ahmet Ünlü
Yenisafak sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu muhibbanını şoka uğratarak CHP’den AK Partiye geçti. İşin siyasi boyutunu konunun uzmanları enine boyuna analiz etti. Biz ise işin personel boyutunu analiz edeceğiz.
CHP Aydın il başkanının oğlu ve kızı görevlerinden istifa ettiler
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu 14 Ağustos 2025 tarihinde CHP’den istifa edip AK Parti’ye katıldı. Adeta başkan din değiştirmiş gibi bir algı oluştu ve mahallesi başkanı bir anda istenmeyen kişi ilan etti. Meğer ne günahlar işlemiş! Düne kadar yere göğe sığdıramayanların ağzından köpükler saçarak yaptığı hakaret ve eleştirilere bakınca siyasetin ne kadar kirlendiğini ve çirkinleşebildiğini görüyorsunuz. Yanınızda iken hiçbir yanlışını görmediklerinizin sizden ayrılınca bütün ayıp ve günahlarını görür hale geliyorsunuz.
Neyse gelelim belediyelerdeki eş dost atamalarına. Daha önceki yazılarımda kamu kurumlarına yapılan eş, dost, akraba ve hısım atamalarını eleştirdiğim hatırlanacaktır. Maalesef belediyeler partilerin yandaşlarına iş bulma merkezi haline gelmiştir. Bu konuda daha önce neler yapılması gerektiğini açıklamış ve sınavsız atamaların kökten sonlandırılması için önerilerimi sıralamıştım. Ancak bu önerilerimin hayata geçtiğini söylemek mümkün değildir.
Çerçioğlu’nun AK Parti’ye geçişi sonrasında ibretlik bir duruma şahit olduk. Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan CHP İl Başkanı Hikmet Saatçi’nin kızı ve oğlu belediyedeki işlerinden istifa ettiklerini açıkladılar. İyi de burası CHP örgütü değil ki başkanın partisi değişince istifa edilsin! Meğer CHP İl Başkanının kızı ve oğlu Özlem Çerçioğlu ile birlikte işe başlamışlar. Yani sınavsız bir şekilde işe girdikleri anlaşılıyor. Yoksa bileklerinin hakkı ile girdikleri bir görevden niçin ayrılacaklar ki! Belediye önceden CHP’nin olmadığı gibi şimdi de AK Parti’nin değil. Belediye de diğer kamu kurumları gibi bir kamu kurumu. Sadece buraların yöneticileri siyasi partilere mensup kişiler.
CHP İl Başkanının kızı ve oğlu bu açıklamayı yapmamış olsa inanın bunların işe nasıl girdiğini veya çıktığını bilme imkânımız olmayacaktı. Arada böyle erdemliler(!) çıkıyor da biz de bazı gerçekleri öğreniyoruz.
Sanki birileri açısından belediyeler partilerin arka bahçeleri gibi bir algı oluşturulmuş. CHP İl Başkanının kızının sosyal medya açıklamasında CHP örgütü ile Belediyeyi birbirine karıştırdığı anlaşılıyor. Maalesef bu algının çok yaygın olduğunu da belirtmemiz gerekiyor.
13 yıldır Aydın Büyükşehir Belediyesi bünyesinde çalıştığını belirten CHP İl Başkanı Hikmet Saatçı’nın kızı Merve Saatçi Özmen, istifasını sosyal medya hesabından büyük bir gururla duyurmuş. Keşke bir de bu göreve nasıl geldiğini duyurmuş olsaydı da erdemli davranışı pekişmiş olsaydı. Her neyse en azından biz erdemli(!) davranışlarına şahit olduk.
Merve Saatçi Özmen görevden ayrılmasını duyurmak için yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullanmış: “Altı oklu, bacası umuda tüten şanlı Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında doğdum, büyüdüm ben. Ailemin köklerinden miras tüm fikirleri kalbimde yaşadım. Her insan elbet bir değildir ama doğru ise tektir. Doğru olan da bildiğin yolda yürümektir. Emek vererek 13 yıldır çalışmış olduğum Aydın Büyükşehir Belediyesi’nden istifa ediyorum.”
Keşke başkalarına da sizin gibi imkân verilseydi de onlar da 13 yıl sizin gibi emek verdikten sonra böyle erdemli davranış sergileselerdi.
Görüleceği üzere hangi vasıflarından dolayı işe başladıkları ortada olanlar büyük bir erdem gösterircesine başkan parti değiştirdi diye belediyedeki görevlerinden istifa ettiklerini gururlu bir şekilde sosyal medyadan paylaşıyorlar. Utanılacak bir durum büyük bir erdem gibi takdim edilebiliyor. Rahmetli Karakoç olsaydı buna çok güzel bir şiir yazardı herhalde.
Başkanın partisiyle gelenler başkanın partisiyle gidiyorlar
İki kardeş başkana meydan okurcasına adeta, biz başkanın partisiyle geldik ve yeni partisiyle de gidiyoruz, mesajı veriyorlar.
Yıllar önce CHP Genel Başkanına şöyle bir ifade kullanmıştım: İktidara gelişin yolu da iktidardan gidişin yolu da belediyelerden geçer. Öyleyse seçim kazanılan belediyelere bir genelge göndererek personel alımında şeffaf uygulamalar için sınavsız alımların yolunun kapatılmasını sağlayın ve iktidara gidişin yolunu açın.
Bırakın bu yolun kapatılmasını, ilave yollar açıldığını gördük.
Belediyeler başkanlarının mensup olduğu partilerin arka bahçesi gibi çalışınca sınavsız kadrolar da partililerle doldurulmaktadır. Böyle olunca da sınavsız gelenler püf deyince gidebilmektedir. Nitekim daha bismillah demeden başkanın partisi değişince iki istifa geldi. Halbuki sadece başkanın partisi değişmiş başka bir şey de değişmemişti. Kaldı ki başkan kimseye de görevden ayrılın mesajı vermemişti. Demek ki birileri belediye personelliğinden ziyade kendisini parti personeli olarak görmüş. Böyle olunca da parti değişince kendilerini yabancı hissederek ayrılma gereği duymuşlar. Ya da gideceklerini hissedince Nasreddin Hocanın düşmesem de inecektim kuralı işlemiş.
Sistem bu şekilde işleyince Başkan Çerçioğlu’nun döneminde benzer şekilde çok fazla atama olduğu anlaşılıyor. Belediyeyi parti teşkilatı gibi gören başkalarının da olduğu dikkate alındığında, teşkilatlarda aktif görev alan birçok kişinin de istifa edeceğini söylemek kehanet olmasa gerektir.
Neyse ki bu değişim sancısız oldu. Bir de seçimlerde başkan değişmiş olsaydı işte o zaman çıkacak gürültüyü varın siz düşünün. Nitekim başkan değişikliklerinde birçok personel kapı dışarı ediliyor ve yerlerine yenilerin yarenleri atanıyor, görevi sona ermeyenlerin büyük bir kısmı da diken üstünde duruyor. İzmir Büyükşehir Belediyesinde yaşananlar ibretlik bir numune olarak karşımızda durmaktadır. Dolayısıyla bu sistemin sürdürülemez olduğu anlaşılıyor.
Belediyelerdeki sınavsız atamalar acilen masaya yatırılmalıdır
Daha önceki yazılarımızda Belediye İktisadi Teşebbüslerinin işçi bulma merkezleri gibi çalıştığını açıklamış ve buralara sınavsız girişlerin önünün kesilmesi gerektiğini belirtmiştim. Hatta toplu sözleşme metinlerine dahi görevden ayrılanların 1. derece yakınlarının alınacağına dair hükümler konulduğunu da ifade etmiştim. Sistemde açıklar olunca toplu sözleşmeye dahi böyle şeylerin koyulduğuna şahit olduk.
Bu nedenle belediyelerdeki sınavsız atamaların, özellikle de BİT’lerdeki sınavsız personel alımının acilen masaya yatırılması gerekiyor. Kamu kurumları parti merkezlerinin veya belediye başkanlarının eş dost ağırlama yerleri olmamalıdır.
Sonuç olarak bir belediye başkanının parti değişikliğinde dahi kısa sürede nelerin değiştiğine şahit olduk. Dolayısıyla bu konuda Devlet Denetleme Kurulunun konu bazlı kapsamlı bir denetimle belediyeler ve BİT’lerdeki personel alımlarını analiz ederek kalıcı bir çözüm üretilmesi için öneriler getirmesi de faydalı olacaktır. Gerçi sorun da çözüm de belli. Yeter ki adım atılsın.


