Azerbaycanlı Nana dört haftadır GGM de:
Agos kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
İstanbul Üniversitesi Antropoloji Bölümünde yüksek lisans öğrencisi olan Azerbaycanlı kadın hakları aktivisti Nanaxanim Babazade (Nana), 21 Ağustos’ta “yemekhane zammını protesto eylemine katıldığı” gerekçesiyle, Kadıköy’deki iş yerinden gözaltına alınmıştı. Şu anda sınır dışı edilmek üzere Çatalca İnceğiz Geri Gönderme Merkezi’nde (GGM) tutuluyor.
Türkiye’deki mülteci ve göçmen karşıtı uygulamalar, olağan bir “yabancı düşmanlığı” prosedürüne evrildi. Geri Gönderme Merkezleri (GGM), İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak 2014’te kurulmuştu. Türkiye genelinde 32 GGM bulunuyor. GGM’lerde yaşanan sağlığa ve hijyene erişim ve bilgi alma engeli, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalma gibi hak ihlallerinin yanı sıra son dönemde gündeme gelen intihar vakaları da mülteci ve göçmenlerin idari gözetimdeki yaşam koşullarını yeniden tartışmaya açtı.
8 Ağustos 2025’te Çatalca İnceğiz GGM’de Afganistanlı kadın mülteci K.H. hayatına son verdi. İki mültecinin daha intihara teşebbüs ettiği iddia edildi. Göç İdaresi Başkanlığı, Afganistanlı kadının intiharını doğrularken diğer iki kadın hakkında açıklama yapmadı.
Üniversiteli Nanaxanim Babazade, intihar eden Afganistanlı kadın mülteci ile aynı GGM’de kalıyor.
Babazade, “genel güvenlik açısından tehlike arz eden kişi” olarak teşhis edilerek Çatalca İnceğiz GGM’ye getirilmişti. Dört haftadır “gözetim altında” bekletiliyor. Ancak yabancı uyruklu olması dolayısıyla Babazade’nin hakkında başlatılmış adli bir soruşturma ya da dava bulunmuyor.
“Azerbaycan’a dönemez”Babazade’nin Türkiye’de öğrenci ikamet izni var. Kadın hakları ve hayvan hakları konularında çalışıyor. Babazade’nin avukatı Ahmet Baran Çelik, kendisinin sınır dışı işlemine tabi tutularak gözetim altına alınmasını “politik ve mücadele içinde olan birisi” olmasıyla açıklıyor: “Babazade mücadeleci birisi. Kadın hakları, hayvan hakları konularında mücadele veriyor. Emniyetin tanıdığı bir isim. Gözaltına alınmasının öncesinde Göç İdaresi’nden telefon aldı. İkamet iznini uzatmak için yapacağı başvurunun vakti yaklaşmıştı. Kendisini görüşmek için çağırdıklarında idare memurundan ziyade istihbarat ve emniyetten kişiler kendisiyle görüştü. Ajanlık teklifi yapıldı. Bunu kabul etmedi. Sınır dışı edilmekle tehdit edildi. İki hafta sonra da gözaltına alındı.”
Babazade, ailesinden gördüğü baskıdan uzaklaşmak için Türkiye’ye gelmiş. Aile Azerbaycan’da yaşıyor. Avukatı Babazade’nin aile baskısı sebebiyle Azerbaycan’a dönmek istemediğini ifade ediyor: “Katı, muhafazakâr bir aile. Baba hem annesine hem kendisine şiddet uygulamış. Eğitime izin vermiyorlar. Tesettüre girmesini istiyorlar. Evlendirmeye çalışmışlar. Bu sebeple ailesinden ayrılmış. Bu baskı ve şiddetten kurtulmak için Türkiye’ye gelmiş. Hayati tehlikesi olduğunu biliyoruz. Riskler böyleyken dava kaybedilse bile Azerbaycan’a değil üçüncü bir ülkeye gitmesi gerekecek.”
Psikolojik ve fiziksel şiddet gözaltı aracında başlıyor: “Gözaltı aracında başka göçmenler de var. Nana’nın Türkçesi iyi olduğu için o esnada polis ona karşı daha mesafeli davranıyor. Türkçe bilmeyen birkaç kadına o kadar ciddi bir şiddet uygulanıyor ki, ambulans çağırmak zorunda kalıyorlar. Nana da susmayıp olaya müdahale edince aynı şiddete maruz kalıyor. Tüm bunlar hekim raporlarında kayıtlı. Sonrasında hem Arnavutköy hem Çatalca İnceğiz GGM’de çıplak arama dayatmasına direniyor. Yine fiziksel şiddet görüyor.”
Babazade Vatan Emniyet’te gözaltına alınmasının ardından ilk olarak Arnavutköy GGM’ye götürülüyor. İki gün “ajanlık dayatması” sürüyor, Babazade kabul etmeyince ikinci günün sonunda sınır dışı kararı veriliyor. Avukat Çelik bu süreçte Babazade’nin 24 saat boyunca aç bırakıldığını, tek bir sandalyede, başında bir jandarma ile bir odaya kapatılarak 12 saate yakın “Ya ajanlık teklifini ya da gönüllü geri dönüşü kabul edersin” denilerek bekletildiğini söylüyor.
Avukat Çelik devamındaki süreci, “Ajanlık teklifini kabul etmeyince zorla geri dönüş kağıdını imzalatmaya çalıştılar kendisine. Bir aşamada baskıdan kurtulmak için imzalayacağım dedi ama sonra vazgeçti. Biz o sıra görüşebildik. Ciddi bir baskıya uğradığı için ‘Geri dönüş de olabilir. Üçüncü bir ülkeye gidebilirim’ minvalinde bir beyanda bulundu ancak vazgeçti” sözleriyle açıklıyor.
İlk alındığı gün olan Perşembe akşamından Pazartesi gününe kadar vegan beslenme talebine yanıt alınamıyor. İlk üç gün ilaçları verilmiyor. Babazade’nin avukatı sonrasındaki Pazartesi ve Salı günleri birer defa vegan öğün verildiğini belirtiyor.
Avukat Çelik, GGM’de koşulların hapishaneden farksız olduğunu, Babazade’nin orada kaldığı sürede iki kez intihar vakası yaşandığını belirtiyor: “Oradaki insanların çoğunun bir bağı yok, avukatı yok, onlardan haberdar olacak bir çevresi yok. Bu nedenle olabilecek en kötü koşulları yaşıyorlar. GGM’lerdeki düzen koğuş sistemi. Hapishaneden farkı avluya çıkma sınırlamasının olmaması.”

Babazade’nin sürecine ilişkin idare mahkemesine sınır dışı edilme kararına ilişkin bir dava açıldı. Kendisi gönüllü olmadığı sürece mahkeme kararı kesinleşene kadar kişi sınır dışı edilemiyor.
Babazade’nin idari gözetim kararı devam ediyor. Avukat Çelik, bu karara da itiraz ettiklerini ancak itirazın reddedildiğini belirtiyor. Ancak her ay idare bu kararı yeniden değerlendirmek zorunda.
Göçmene ve mülteciye sert muameleDosyaların bazısında sınır dışı tehdidi ‘suçun şahsiliği’ ilkesine de aykırı yürütülüyor. Avukat Çelik. benzer dosyalarla sıklıkla karşılaştıklarını belirtiyor. Çelik. sınır dışı edilmek üzere alıkonan mülteci ve göçmenlerle ilgili “Dava süreci uzayınca insanları ‘gönüllü olarak’ dönüş kağıdını imzalamaya zorluyorlar. İmzalamazlarsa tüm aileyi alıyorlar. Bu kez tüm aile sınır dışı edilmekle tehdit ediliyor” diyor.
Suriye uyruklu gazeteci Taha Elgazi’nin 2014 yılından beri vatandaşı olduğu Türkiye’den eşi ile birlikte sınır dışı edilmesi, “yabancı düşmanlığı” politikalarını gündeme getiren yakın dönemdeki bir başka vaka olmuştu. Elgazi’nin önce vatandaşlığı, ardından oturum izni iptal edildi. İstanbul’daki evinden önce kendisi sonrasında eşi gözaltına alındı. GGM’de “gönüllü geri dönüş” evrakını imzalayarak Suriye’ye döndüler.
Yabancı düşmanlığı ve mülteci/göçmen karşıtı uygulamalar sürerken bu hak ihlalleri yeterince gündem olamıyor. Avukat Çelik, mülteci ve göçmenlere yönelik şiddet politikalarının sıradanlaştığına parmak basıyor: “Nana politik biriydi, arkadaşları, avukatları vardı. Durumu gündemleştirilebildi, sahip çıkıldı. Ama birçok göçmen çok daha şiddetli müdahalelere maruz kalıyor. Çoğunun dil bariyeri var. Türkçe konuşamıyorlar. Türkiye’de onlara destek olacak bir aile, bir çevre bile olmuyor. Yalnızlar.” Nana Babazade için gösteriler yapılsa da, gönderme merkezlerindeki durum henüz değişmiş değil ve insan hakları ihlali.


