Azılı firari yakalandı
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Musa Sargın’ın adı ilk kez 2001’de büyük bir gasp dosyasında gündeme geldi. O dönem 16 ayrı gasp ve bir cinayet suçundan yakalanan Sargın, yapılan tatbikatta soğukkanlı tavırlarıyla dikkat çekti. Asker kaçağı da olan sargın tutuklanarak askeri cezaevine konuldu. Ancak 2003’te, hastaneye sevk edilen Sargın, buradan firar etti.
SEVGİLİSİNİ ÖLDÜRDÜ
Sargın, firar ettikten sonra sevgilisi Sevim Ergin’in evine gitti. Uyuşturucu kullandığı öne sürülen Sargın, ruhsatsız silahıyla uğraştığı esnada tetiğe dokununca kurşun Sevim Ergin’in şakağına saplandı. Sargın ile arkadaşı kaçarken, Sevim Ergin ambulans gelene kadar kan kaybından hayatını kaybetti. Cinayet mahalinden kaçtıktan kısa süre sonra ünlü bir tekstil firmasının eşinin otomobilini gasp eden Sargın ve adamları, ertesi gün başka bir soygunda iki kişiyi vurdu. Musa Sargın ve çetesi, iki aylık firar döneminde 24 otomobil gaspı ve 9 oto hırsızlığına karıştı. 2003’te Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı 15 kişilik özel tim, Üsküdar’da, Sargın ve adamlarına operasyon düzenledi. Gaz bombaları ve balyozların kullanıldığı operasyonda, Sargın ve 5 adamı yakalandı. Sorgulanmamak ve yeniden hastaneden firar etmeyi düşünerek kendi bacağını vuran Sargın’ın planı bu kez hayalden öteye geçemedi.
173 YILLIK CEZA
Sargın hakkında yıllar içinde ‘birden fazla kişiyle silahlı yağma’ ve ‘görevi yaptırmamak için direnme’ suçlarından davalar açıldı. Mahkemelerden çıkan kararlarla toplamda 173 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı ve uzun süre cezaevinde kaldı. Cezaevinden çıktıktan sonra suç işlemeye devam etti. 10 Ekim 2024’ten itibaren firari olarak aranan Sargın, Gaziosmanpaşa’da saklandığı evde yakalandı. Yakalandıktan sonra emniyette işlemleri tamamlanan Musa Sargın, kesinleşmiş cezasının infazı için Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi.
ASKERE SİGARA TUZAĞI
- Musa Sargın, 2003’te polise verdiği ifadesinde hastaneden firarını şöyle anlattı: “Cezaevinde yatarken banyoda düşüp sağ el bileğimi kırdım, Haydarpaşa’daki askeri hastaneye sevk ettiler. Başımda sürekli bir asker bekliyordu. Sakladığım esrarlı sigarayı içmek için izin istedim. Ancak tuvalette içebileceğimi söyledi. Birlikte gittiğimiz tuvalette sigarayı yakıp dumanı sürekli üzerine üfledim. Bir süre sonra dumandan başı dönmeye başladı. Geri döndüğümüzde uyuyakaldı. Beni tek elimden yatağa bağlayan kelepçeyi makasla açtım, bulduğum paltoyu giyip hastaneden çıktım.”


