Aziz Yıldırım dan alkışlanacak bağış: Dev şirketler sırt çevirirken, o kayıtsız kalmadı Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Balıkesir'de meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremin ardından deprem tartışmaları yeniden gün yüzüne çıkarken, muhtemel depremlere yönelik araştırmalar karşısında en büyük engel bütçe ve kaynak sorunu olmaya devam ediyor.
Yer bilimleri ve jeoloji alanında Türkiye'nin en prestijli kurumlarının başında gelen İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğretim üyesi Prof. Dr. Cenk Yaltırak, Marmara'da yapılacak kritik araştırmalar için ihtiyaç duydukları 350 bin dolar değerindeki deprem gemisini finanse etmek adına Türkiye'nin önde gelen şirketleri ile iletişime geçti.
T24'ten Candan Yıldız'ın haberine göre, projeyi anlatmasına rağmen bir türlü beklediği olumlu yanıtları alamayan Yaltırak'ın çağrısına yalnızca Fenerbahçe Spor Kulübü eski başkanı ve Dearsan Shipyard firmasının Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Yıldırım kayıtsız kalmadı.

YILDIRIM'DAN 350 BİN DOLARLIK BAĞIŞ
Yaklaşık 350 bin dolar değerinde olan geminin üniversiteye kazandırılması için söz konusu bedeli bağışlayan Yıldırım, bu bağışı karşısında 'asla KDV’yi ben ödemem' şartı koştu.
Türkiye'nin en büyük holdinglerinden peş peşe ret yanıtı alan Prof. Dr. Cenk Yaltırak, 350 bin dolarlık savaş gemisinin 70 bin dolar tutarındaki KDV'sini kendi cebinden ödemek zorunda kaldı.
'KÜÇÜK HESAPLAR VE KÜÇÜK PROJELERİN PEŞİNDELER'
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) bünyesinde kurulan Marmara Aktif Fay Tehlike ve Risk Uygulama ve Araştırma Merkezi (MATAM) 14 Ağustos'ta düzenlenen tören ile açılırken, deprem gemisinin alınma sürecine ilişkin sözünü sakınmayan Yaltırak, Türkiye'nin önde gelen iş insanlarına şu ifadelerle sitem etti:
“350 bin dolarlık bir gemiyi alamadı iş adamlarımız. Sadece Aziz Yıldırım kendisiyle yaptığımız yarım saatlik görüşmede ne yapmak istediğimizi anladı ve ikna oldu. Ama bir şartı vardı, 'Asla KDV’yi ben ödemem' dedi. KDV’yi etraftan isteyeceğime, eşimle konuştum ve 'tamam' dedi. 70 bin doları (yaklaşık 2 milyon 855 bin TL) ödedim ve gemi alındı.”
70 bin doları aile bütçesinden ödeyen Yaltırak sözünü sakınmadı ve deprem kampanyalarına bağış yapan, konteyner, çadır satın alan iş insanlarına lafı getirdi:
“Eğer bir ülkenin halkı, iş adamları, yatırımcıları deprem olduktan sonra, konteyner yaptım, buzdolabı verdim, eşya verdim diyorsa bu doğru bir davranış değil. Pasinler Depremi’nde Atatürk’ün söylediği noktaya geri dönüyoruz. Ağlanmaya gerek yok, araştırmaya büyük bir destek bekliyoruz.

Türkiye’nin en büyük holdinglerine gittik ama bir antrenörün otel parasını verebilen bir holding ya da kendisine İznik çini vazosu alan iş adamımız buraya verecek parası olmadığını söyledi. Bu bir zihniyeti yansıtıyor. Türkiye bir çini vazodan da değerli. Yurtdışından gelen bir antrenörün otel parasından daha değerli. Bu zihniyeti kıracağız burada. Kırarken de kurumsal iletişimlerin büyük bir başarısızlığını yaşadık, onlar kendi PR’larından bakarlar. Küçük hesaplar ve küçük projelerin peşindeler. Oysa en büyük proje en büyük PR burada.
Çok büyük bir holdingin kurumsal iletişimi en sonunda beni Bilgi Üniversitesi’nde bir asistanla muhatap etti. Bu zihniyet tehlikeli bir zihniyet. Siz yangın çıkmadan yangını önlemeye para yatırın. Yangın çıktıktan sonra ağlanmanın alemi yok.”


