Bağış yapmayanların adı üniversitelere verilmesin Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Osmanlıcılıkla övünenler, yönünü Ortadoğu bataklığına çevirse de Türk tarihinde batılılaşmanın ilk adımını Sultan Abdülaziz attı. Batı tarzı eğitim için Darülfünun (İstanbul Üniversitesi) ve Mektebi Sultani (Galatasaray Lisesi) gibi modern okullar açtı. Macaristan, Almanya, Fransa derken Avrupa’ya seyahat eden tek Osmanlı hükümdarı. İngiltere Kraliçesi Viktorya, Belçika Kralı Leopold, Prusya Kralı I. Wılhelm gibi krallar, kraliçeler saraylarında onuruna davetler verdi. Batının gelişmişliğine özenirdi. Opera dinleyip, resim yaptı. Sanata değer verip, içine tükürmedi. Çok iyi Fransızca konuşurdu. “Sultan Abdülaziz mi?” diyerek geçmemeli.
MASUMİYET KARİNESİ
Türkiye’de, bugünlerde mumla aranan hukuk devletinin olmazsa olmazı, ‘Masumiyet Karinesi’ yani yargısız infaz ve idamları durdurmak için Yargıtay ve Danıştay’ı kurdu. Bu topraklardaki, ilk kız ve ilk öğretmen okulunu açtı. Eğitimle modernleşmeye önem veren Abdülaziz’in 15 yıllık hükümdarlığında 4 ay 27 gün sadrazamı olan, sonra Şura-ı Devlet yani Danıştay Başkanlığı’na atadığı çok ilginç bir tarihi isim var. Malatya, Arapgir doğumlu köy çocuğu Yusuf Kamil Paşa. Osmanlı’da, kafasına esen İstanbul’a gelemezdi. Seyahat vergisi ve iki kişinin referans mektubu şartı vardı. İstanbul’a gizlice giren, sorgusuz sualsiz zindana tıkılırdı. Gümrükçü amcası kefil oldu da İstanbul surlarını aşıp, okuyabildi.
CUMHURİYET VEFADIR
Tarihi kimliğini, devlet yönetiminde aldığı doğru-yanlış kararları, tarihçiler değerlendirebilir. Eğitim hayırseveri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Memuriyete katip olarak başlayıp, sadrazamlığa yükseldi. Ölmeden, elinde avucundakini son kuruşa kadar, Türk milletinin eğitimle kalkınmasına harcadı. İstanbul’da okul, hastane, Bebek’ten Zincirlikuyu’ya şose yol yaptırdı. İstanbul Üniversitesi’nin bugün Fen Edebiyat Fakültesi olarak kullandığı tarihi bina da onun bağışıdır. Malını mülkünü bağışlayıp okullar yollar yaptırsa da birine bile adını vermedi. Cumhuriyet kurulunca büyük bir ahde vefa gösterilerek, Yusuf Kamil Paşa ve çok sevdiği eşinin adı, bağışlarıyla yaptırdığı okul ve hastaneye verildi.
ATATÜRK’E BORÇLUSUNUZ!
Türkiye Cumhuriyeti’ni kurup, tüm mal varlığını Türk milletine bağışlayan Mustafa Kemal Atatürk ve şehitlerimizin adının okullara, üniversitelere verilmesi canı pahasına bir hakediştir. Osmanlıcılıkla geçinen AKP, yüzünü batıya çeviren Sultan Abdülaziz’in adını, bırakın üniversiteye bir ilkokula bile vermedi. Nobel ödüllü Prof. Dr. Daron Acemoğlu, CHP danışmanı olmasaydı, adı onlarca okuldaydı. “98 yaşıma kadar 4 milyondan fazla Osmanlı evrakı inceleyip, 28 eser yazdım. Anladım ki, bugün buradaysak Atatürk’e borçluyuz. Atatürk olmasaydı, biz de olmayacaktık” diyen tarihçilerin kutbu Prof. Dr. Halil İnalcık adına hâlâ bir üniversite kurulmadı. Siyasetçilerin adı yerine, üniversitelerde bilim insanlarının adı yaşatılmalıdır.


