Bahçeli den Selahattin Yılmaz çıkışı: Ülküdaşım; Özel in kiralık katil ve suikastçı diye lanse etmesi alçalmış bir dilin sonucu!
T24 sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Aziz İhsan Aktaş'a suikast hazırlığı" iddiasıyla tutuklanan Selahattin Yılmaz'ın 'ülküdaşı' ve 'dava arkadaşı' olduğunu söyledi. Bahçeli, hiçbir ülkücünün kiralık katil, suikastçı, hain ya da gayri meşru olarak tanımlanamayacağını belirterek; "Özgür Özel’in Aydın’daki konuşmasında Selahattin Yılmaz ismini 'kiralık katil ve suikastçı' diye lanse etmesi, partimiz üzerinde spekülasyona yeltenmesi ayıplı ve alçalmış bir dilin sonucudur. Selahattin Yılmaz ismini temel alarak MHP’ye ayar verildiğini iddia etmek ise çok ağır bir bühtan, dayanaksız ve mesnetsiz bir uydurmadır" dedi.
İstanbul merkezli 5 ilde düzenlenen operasyonda "silahlı suç örgütüne üye olma" ve İBB soruşturmasında etkin pişmanlıktan faydalanan Aziz İhsan Aktaş’a "suikast hazırlığı" iddiasıyla gözaltına alınan Selahattin Yılmaz ile avukatlar Cem Duman ve Semra Ilık'ın da aralarında olduğu 10 kişi, "tehdit", "suç işleme amacıyla örgüt kurma" ve "yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama" suçlamalarından tutuklandı. Yılmaz, savcılık ifadesinde telefonunda tespit edilen “Opet Aziz İhsan Aktaş” ifadelerine ilişkin olarak evinin yakınında bir petrol ofisi olduğunu, burayı satın almayı düşündüğünü belirterek; “Öğrendim ki Aziz İhsan denilen kişi devletimize faydalı olmak için itirafçı olmuş. Ben devleti savunan biriyim bu açıdan bakıldığında benim adamı vurdurtmam imkansız” dedi. Cem Duman ise Aktaş ile ticari uyuşmazlık nedeniyle görüşmediğini söyledi. Avukat Rezan Epözdemir’in tutuklanmasının ardından FETÖ’cülerin kendisini hedef gösterdiğini iddia etti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada Selahattin Yılmaz'a sahip çıkarak "ülküdaşım" dedi. Bahçeli'nin açıklaması şu şekilde:
"Siyasi dağınıklığın simge ismine dönüşen CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Aydın Mitingi’nde yaptığı konuşma tek kelimeyle hezeyanname nutku, hezimet ve hüsran numunesidir.
CHP Genel Başkanı’nın her sözü yalan ve yamuk, her iddia ve ifşası yaban ve yanıltıcıdır.
Türk siyaset ve demokrasi kültürü pişkince, daha ötesi pervasızca tahrip edilmektedir.
Önemle ve özellikle ifade etmek gerekirse; CHP’li belediyeler etrafında dönen rüşvet çarkları, işleyen yolsuzluk şantiyeleri, genişleyen kirli ilişkiler ağı, çıta yükselten haksız kazançlar sarmalı, yaygınlaşan gayri meşru para trafikleri bütün netliğiyle ortada ve gündemin başköşesindedir.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı siyasi ikbal gayesiyle araçsallaştıran, yapılan ihalelerden alınan astronomik rüşvet paralarını adına 'Sistem' denilen mekanizmada toplayan şahsın ve çetesinin adeta bir soygun düzeni kurduğu bütün vahametiyle meydandadır.
CHP Genel Başkanı’nın, toplanan maddi delilleri ve etkin pişmanlıktan istifade eden şahsıların çarpıcı itiraflarını karalayıp onu bunu suçlamak yerine Türk yargısının işleyişine yardımcı olması, CHP’nin düştüğü derin bataklıktan gerçeklerle yüzleşerek ve özeleştiri yaparak çıkmayı denemesi siyasi akıl ve ahlaka en uygun seçenektir.
Suçluların telaşıyla yolsuzluk ve rüşvet müdafaası CHP Genel Başkanı’na hiçbir şey kazandırmayacak, hiçbir şey de katmayacaktır.
CHP’nin yönetimde olduğu belediyelerde aleni şekilde kurulan haram ve hırsızlık saltanatının devlete ve millete karşı açılan şer ve şekavet cephesi olduğu artık inkarı mümkün olmayan bir olgudur.
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir.
Hukukun üstünlüğü her Türk vatandaşı için bağlayıcıdır.
Bunun hilafına veya buna aykırı tavır, tutum ve eylemsel siyasi hareketler elbette yok hükmündedir.
Güneşin balçıkla sıvanacağını düşünenler, mitinglerle milletimizin aldatılacağını hesap edenler hem ufuksuz bir kafanın, hem şuursuz bir aklın, hem de huzursuz bir vicdanın dibindedir.
Milliyetçi Hareket Partisi görülen ve yürüyen davaların bir an evvel adalet ruhuna muvafık halde sonuçlanmasını, doğal olarak objektif hükmün açıklanmasını arzulamaktadır.
Uzayan ve uzatılan soruşturma ve kovuşturmaların siyasi istismara maruz kalması, organize yıpratma kampanyalarına uğraması, kutuplaşma dinamiklerini tetiklemesi kaçınılmazdır.
CHP Genel Başkanı’nın ve CHP menşeli suç örgütünün nasıl bir cendereye kapıldığı, nasıl bir çıkmaza sürüklendiği bellidir, bilinmektedir.
Özgür Özel’in Aydın’daki konuşmasında Selahattin Yılmaz ismini 'kiralık katil ve suikastçı' diye lanse etmesi, partimiz üzerinde spekülasyona yeltenmesi ayıplı ve alçalmış bir dilin sonucudur.
Selahattin Yılmaz ülküdaşım ve dava arkadaşımdır.
Hiçbir ülkücü kiralık katil, suikastçı, hain ya da gayri meşru olarak tanımlanamaz, böyle de adlandırılamaz.
Selahattin Yılmaz ismini temel alarak MHP’ye ayar verildiğini iddia etmek ise çok ağır bir bühtan, dayanaksız ve mesnetsiz bir uydurmadır.
Kaldı ki MHP’ye ayar ve istikamet vermek hiç kimsenin yapabileceği bir şey değildir.
Ezcümle ve tekraren Selahattin Yılmaz ülküdaşım ve dava arkadaşımdır.
İnanıyorum ki, masum ve suçsuz olduğu da süreç içinde anlaşılacak ve açığa çıkacaktır.
Özgür Özel’e tavsiyem, dava arkadaşlarımızı diline dolamaktan vazgeçip kol ve göz mesafesinde bulunan, hatta epey kalabalık halde bulunan hırsız yoldaşlarıyla meşgul olması, eğer bir işbirliği içinde değilse bu zevata kafa yormasıdır."


