Bahçeli: Kapsamlı bir hukuki düzenlemeyi acilen öneriyoruz
Dha kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
MHP lideri Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde 'çocuk tetikçi', 'çocuk katil', 'çocuk suçlu', 'çocuk terörist' gibi rahatsız edici tanım ve tasvirlere olağan dışı şekilde temas ve tesadüf edildiğini belirterek, "Meselenin can sıkan bir diğer püf noktası çocukla suçun devamlı yana yana getirilerek sistemli ve şiddetli propaganda taktiklerinin kesintisiz devreye sokulmasıdır. Bu durum esasen müstakbelin beşeri varlığını bilinçli veya bilinçsiz olarak karalamak, bu çerçevede muhtemel özgüven kayıplarını maskeli kavramlarla temin etmektir. Bir defa 'çocuk' demek gerçek ve geniş manasıyla 'masumiyet' demektir. Meriyetteki kanun hükümleri henüz reşit olmayan, filli ehliyetlerini kullanmaktan hukuken muaf bulunan çocuklarla ilgili düzenlemeleri ayrıntılı şekilde ihtiva etmektedir. Dar ölçekte çocukları suça, suç işlemeye teşvik eden sosyal, ekonomik, psikolojik, hatta maddi temelli hayatın gölgesi altında tıpkı kar gibi eriyen manevi ve moral değerlerdeki endişe veren aşınmanın objektif şekilde analiz ve araştırmasının yapılması aciliyet kesbeden sıcak bir gündem konusudur. Özellikle bilinmelidir ki, çocuklar geleceğimizdir ve geleceğimizden taviz veremeyeceğimiz gibi tasarruf yapmaya hakkımız da yoktur" dedi.
'TUZAĞA KAPILAN ÇOCUKLAR ÖLÜMCÜL BİR SİLAHA DÖNÜŞTÜ'
Bir çocuğun katil ve teröriste dönüşmesine çanak tutan, bununla birlikte eline silah tutuşturulan kirli ortamın inşasına davetiye çıkaran çok değişkenli süreçlerin kombine ve kompleksiz mücadele stratejisiyle ele alınmasının mecburiyet ötesinde bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Bahçeli, "En başta anne ve babalar olmak suretiyle çocukların yetişmesinde, içinde yaşadığı topluma yararlı, aynı zamanda temiz ahlaklı ve iyi insan olma gayesinin tesisine kadar sorumluluk zincirinde bulunan herkes ülkemizi meşgul eden müessif gelişmeler hakkında dikkatle ve dürüstçe kafa yormalıdır. Taşkın ve tarifsiz heyecanlardan mütevellit şuursuz münasebetlerin; sevgi ve saygıdan, milli ve manevi değerlerden mahrumiyet çekilmesine neden olan ailevi ve çevresel zafiyetlerin çocukları yalnızlığa ve yozlaşmaya sürükleyeceği tartışmasızdır. Çocukların istismarı vahim ve yakın bir tehdit olarak karşımızdadır. İç ve dış ihanet bloğu kuvvet toplamak amacıyla uyguladığı geniş cephe stratejisine kullanıma ve kumanda edilmeye müsait çocukları bulup istismar aparatı olarak dahil etmektedir. Organize suç örgütlerinin, sokak çetelerinin, yabancı istihbarat mekanizmalarının telkin, tezgah ve tuzaklarına kapılan çocukların ölümcül bir silaha dönüştüğü muhakkaktır. Toplumsal şiddet sarmalındaki korku uyandıran artışa eşanlı olarak, sokakların terörize edilmesine yönelik kimi çevrelerin yoğunlaşan istek ve iştahı maalesef çocukluk çağının hassasiyet ve kırılganlığını fırsat görmektedir" ifadelerini kullandı.
'MİLLETİMİZ DERİNDEN KAYGILI VE YARALI'
Son günlerde çocukların karıştığı suçlara değinen Bahçeli, "İzmir Balçova'da bir polis karakoluna uzun namlulu silahla saldıran, bu nedenle iradesi, istikbali ve iffeti ele geçirilmiş 16 yaşındaki bir terörist, ayrıca Ankara Pursaklar'da yaşı henüz 15 olan bir şahsın eften püften bir meseleden dolayı işlediği cinayet esasen herkesi ve hepimizi alarma geçirmelidir. Çocuktan katil olmayacağı gibi, katil veya teröristin çocuk olarak tavzih ve tevili ise çetin bir yanlıştır. Suç işleyenlerin, bunu azmettirenlerin, ihmal ve kayıtsızlık gösterenlerin gözünün yaşına bakılmamalıdır. Milletimiz olan bitenlerden dolayı derinden kaygılı ve yaralıdır. Terörsüz Türkiye hedefi istikametinde emin ve cesur adımlarla ilerleyiş kaydederken milli huzur ve asayiş ortamında gedik açmayı planlayan, bu kapsamda yumuşak karın arayan iç ve dış husumet odaklarına hangi sebepten olursa olsun taşeronluk yapan hiç kimseye tahammül gösterilmemelidir. Önümüzdeki günler her türlü provokasyona açık ve yatkındır. Sivil itaatsizlik çağrısı yapan, yabancı medya organlarına utanmadan Türkiye aleyhine hayatı durdurma beyanatı veren, kaybettiği siyasi itibar ve ahlakı sokakların karanlığında arayan kriz ve kaos meraklıları bu provokasyon ikliminin arayış ve arzusundadır. İçinden geçilen şu günlerde her düzeyde uyanık olmak, tedbir ve temkin içinde hareket edip dahili ve harici husumet salvolarına siyasi, hukuki ve milli direniş göstermek kaçınılmaz zorunluluktur. Bilhassa (sosyal medya başta olmak üzere) Türkiye düşmanlarının farklı mecralara sızarak içimizden devşirdiği ya da devşirmek için el attığı suçlularla mücadele kıran kırana sürdürülmelidir" değerlendirmesinde bulundu.
'BÜYÜK BİR TEHLİKE İLE KARŞI KARŞIYAYIZ'
Türk milletinin hiçbir ferdinin düşman safına giremeyeceğini, girene de şayet çocuk olsa bile müsamaha gösterilmeyeceğine dikkat çeken Bahçeli, "Adına suç sarmalı denilen, gittikçe derinleşen suçlar ve artan suçlular; ihtiyaç duyduğumuz yüksek standartlı insan profilinin eğitimini, uğraşlarını, mesailerini yavaşlatıyorsa, engelliyorsa veya ortadan kaldırıyorsa elbette fertlere yönelik yalnızca kriminal bir saldırıdan söz edilemeyecektir. Bu durumda Türk milletinin bugünü ve geleceğine yönelik büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız demektir. İnsanımızın, çocuklarımızın, ailenin ahlaken ve hukuken korunması için; eğitim kurumlarımızın milli ahlakı nesillere kazandırma çabaları; sosyal hizmet ve güvenlik kurumlarımızın himaye ve şefkate yönelik icraatları; din işlerinden sorumlu birimlerimizin sorunun (sözde) inanç alanını ikame etme gayretleri; her seviyedeki yöneticilerimizin imdat bekleyenlere yönelik maddi yardımları ve manevi destekleri her türlü övgüye layıktır. Giderek yaygınlaşan şiddet sorununun öncelikle dört ayaklı çözüm boyutu olduğu herkesin az veya çok malumudur. Bunlardan birincisi, suçluyu caydıracak, suçu ve suçluyu ortaya koyacak çalışkan ve fedakar kolluk boyutu, ikincisi, işlenen suçları değerlendirip muhataplarını hak ettikleri cezalara çarptıracak olan adalet boyutu, üçüncüsü, suç işledikleri kesinleşmiş olanların cezalarını terbiye olduklarından mutmain oluncaya kadar toplumdan tecrit edilecekleri infaz boyutu, ve nihayet, suçu tanımlayan; suç, kabahat veya kusurun sınırlarını, hangi suça hangi cezaların nasıl verileceğini belirleyen yasama boyutudur" açıklamasında bulundu.
'ÇOCUKLAR İÇİN CEZA İNDİRİMLERİ YENİDEN DEĞERLENDİRİLMELİ'
Güvenlik, huzur ve adaletin sağlanmasında kolluğun, adalet makamlarının ve infaz kurumlarının görevlerini özveriyle yaptığını belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Sayıları artan ve türleri çeşitlenen suç ve suçlulukla mücadelede, bütün mesailerini insanımızın güvenlik ve esenliğini sağlamak üzerine harcayan her insanımıza, bilhassa Adalet ve İçişleri Bakanlığı personeline müteşekkir olmak lazımdır. Bunların devletin kendilerine verdikleri yetki, sorumluluk ve yükümlülükleri özveriyle, bir milli vazife sayarak ifa ettikleri yalın gerçektir. Eğer kolluğumuzun canı pahasına evlerden, yollardan, hücrelerden birer birer topladıkları eşkıya ve caniler adliye koridorlarında bir vesileyle serbest bırakılacaksa, bunu, 'Masumiyet karinesi', 'Delil yetersizliği', 'Şahit eksikliği', 'Kanunlardaki boşluk', 'Adli kontrol şartı' gibi gerekçelerle açıklamak doğal olarak mümkün olmayacaktır. Üstelik tekrar yakaladığımızı, bir kez daha salacak, bunu 10 kere, 15 kere, 25 kere tekrarlayacaksak, durum son derece kuşku uyandırıcı hal almaya başlayacaktır. Bu çerçevede bahsettiğimiz konu hakkında kapsamlı bir hukuki düzenlemeyi acilen öneriyoruz. Önleyici kolluk ve caydırıcı adalet felsefesinin tam işler hale gelmesi, av silahları dahil, yasa dışı ve yasal silah tanımı, kullanımı, taşınması, teminiyle ilgili süreçlerin iyice netleştirilip sınırlandırılması, internet mecrasında, görsel medya, yazılı medya ve sosyal medya sahalarında suç ve suçluyu özendiren, kışkırtan, tahrik ve motive eden bütün fiil veya provokatif söz, eylem ve düşüncelerin tanım, tasnif ve tespitinin yapılması, çocukların suça sürüklenmesini önlemek maksadıyla soruşturma, kovuşturma ve infaz aşamalarıyla ilgili yeni yasal tedbirlerin alınması, 15-18 yaş grubundaki çocuklar için öngörülen ceza indirimlerinin yeni baştan değerlendirilmesi, çocukları suç işlemeye yönlendiren sokak çeteleriyle amansız mücadelenin biteviye sürdürülmesi, suçluların suç delilleriyle birlikte ele geçirilmesi, adil, hakkaniyete bağlı, vicdanları kanatmayacak yargılamaların hukukun temel ilkelerine müzahir ölçüde süratle tamamlanması, kamuoyuna yerleşen 'cezasızlık algısı'nın bütünüyle kaldırılması, yapanın yanına kar kalacağına dair yerleşmiş kanaatlerin mutlaka yıkılması, devletin adalet dağıtmadığına ilişkin ezberlerin yayılmasıyla yasa dışı bireysel hak arama yollarına başvurulmasının engellenmesi önerimizin ana başlıklarıdır."
'SEFERBERLİK RUHUYLA HAREKETE GEÇMEK BOYNUMUZUN BORCU'
Milleti ve devleti buhrana sürüklemek, geleceğe ipotek koymak isteyen FETÖ terör örgütünün en mahrem alanlara kadar sirayet ettiğini söyleyen Bahçeli, "Bu itibarla suç, suçlu, suçluluk ve cezalandırma karmaşasını kaos üretmek maksadıyla istismar eden yeni bir paralel yapının milli bünyemize sızmış olup olmadığını derhal sorgulamak gerekmektedir. Bunun yanında istihbarat saldırısıyla birlikte çok boyutlu psikolojik harekat kapsamında olup olmadığımız mutlaka değerlendirilmelidir. Geldiğimiz bu aşamada ahlaksızlığın, suçluluğun, hıyanetin, vicdansızlığın, namussuzluğun artışını, bizi bir arada tutan değerlere musallat olan vaki tehditleri hukuken, sosyal/psikolojik/sosyolojik/ahlaki reformlarla etkisiz hale getirmek tarihe ve millete karşı kaçınılmayacak görevdir. 10, 20, 30 suç kaydı olan mücrim ve müptezel zihniyetlerin ortalarda at koşturamayacağı, bu kategoride yer alanların hapisteyken aldığı izinle yarım kalan cinayetleri tamamlayamayacağı, attığı kurşun sıyırdığı için katil olmaktan kurtulup haftada bir imza ile gezemeyeceği, her gün bir yere saldırıp, kolluk güçlerinin sorumluluk sahasının hitamında çıktığı mahkemeden elin kolunu sallayarak gidemeyeceği, 'ayrılmak istedi' diye karısını, ayağında elektronik kelepçe ile gelerek öldüremeyeceği, öldüresiye dövüp kaçamayacağı, masumların korkularından evlerde saklanmayacağı; serserilerin sokaklarda fütursuzca gezemeyeceği, kimsenin ava gitmediği yerde, binlerce pompalı av tüfeğinin nasıl temin edildiğinin, hangi izinle taşındığının, neden ulu orta patlatıldığının yeniden ele alınacağı bir hukuk düzeni mutlaka kurulmalıdır. Düşman, nasıl toprağımıza ve varlığımıza göz dikeni tanımlıyorsa, canice ve canavar hislerle suç işleyenlerin, terörizmin ve dış düşmanların tetikçisi olanların milli kültürümüze, milli seciyemize, milli varlığımıza saldıranların iç düşman kümesinde toplanacakları unutulmamalıdır. Kadınlarımızın, kız çocuklarımızın cinayetlerinin yanında İstanbul'da Ahmet Minguzzi, Mersin'de Hira Aygar, Balıkesir'de Ata Emre Akman, Ankara'da Hakan Çakır ve Fatih Acacı isimli evlatlarımızın sönen ve söndürülen hayatlarına yenilerinin eklenmemesi için seferberlik ruhuyla harekete geçmek hepimizin boynunun borcudur. Yeni yüzyılın umutlarını ve istikbalimizin güvencelerini riske atamayız. Gelecek nesillerimizin çaresizliğine ve korkuyla ihata edilmiş bir hayata sıkışıp kalmalarına göz yumamayız, asla da yummayacağız."


