Bakan Tunç: Kanunlardan kaynaklanan birçok hususu değerlendiriyoruz

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara Dikmen Hakimevi’nde gerçekleştirilen 300’ü açıktan atama, 100’ü görevde yükselme sınavı ile olmak üzere toplam 400 icra müdürü ve icra müdür yardımcısının görev yerlerinin kura ile belirlendiği törene katıldı. Bakan Tunç, "Açıktan atanan 300 icra müdür ve müdür yardımcısı adayımızdan 292’sinin hukuk fakültesi mezunu olması bizler için ayrıca memnuniyet vericidir. Bu önemli veri, icra teşkilatımızın sadece nicelik olarak değil, nitelik olarak da güçlendiğini gösteriyor. Ayrıca adaylarımızdan 195’inin kadın olması kadınların kamu hizmetlerinde üstlendiği rolün ve temsil gücünün artması bakımından da son derece kıymetlidir. Atananların yaş ortalamasının 26 olması, teşkilatımızın ne kadar dinamik bir yapıya kavuştuğunu da göstermektedir. Genç ve dinamik yapısıyla icra alanında görev yapacak personelimizin aynı zamanda güçlü bir hukuki donanımla mesleğe başlamasını, hukuk devletinin bir gereği olan adil, şeffaf ve güven veren bir icra sisteminin tesisi açısından çok değerli buluyoruz" ifadelerini kullandı.

‘700 KİŞİNİN TAHLİYE EDİLDİĞİ İDDİASI DOĞRU DEĞİL’

Bakan Tunç, programın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tunç, Anayasa Mahkemesi’nin 'Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyenlere verilen cezaların iptali' kararının çarpıtıldığını ve kamuoyuna yansıyan tahliye rakamlarının gerçek dışı olduğunu ifade etti. Bakan Tunç, "Anayasa Mahkememizin bir kararı doğrultusunda yapılan bir düzenleme. Türk Ceza Kanunu'muzun 220’ncu ve 314’ncü maddelerinde örgüt üyesi olmamakla beraber örgüt adına suç işleyen kişilerin hem işledikleri suçlardan ceza almaları, hem de örgüt üyesi gibi cezalandırılmaları ile ilgili bir hüküm vardı. Bu hüküm Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Suç ve ceza dengesi açısından işlediği suç bakımından ceza alıp, örgüt üyesi olmadığı halde örgüt üyesi gibi cezalandırılmanın kanun ilkesi açısından ve suç ve ceza dengesi açısından doğru olmayacağı gerekçesiyle Anayasa Mahkememiz bir iptal kararı vermişti. Bu iptal kararı Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından değerlendirildi ve yeni bir düzenleme yapılmadı. Bu iptal kararı doğrultusunda tabii meclisimizde yeni bir düzenleme yapılmayınca burada kişilerin bu şahısların işledikleri suçlardan ceza alacağı; ama örgüt üyesi olmadıkları için örgüt üyesi gibi cezalandırılamayacağı gibi bir sonuç ortaya çıktı. Burada basına intikal eden rakamlar da doğru değil. Burada 200 kişinin tahliye edildiği, 700 kişinin talihe edileceği şeklinde birtakım afaki rakamlar veriliyor. Bunlar doğru değil” diye konuştu.

‘GEREKLİ GÖRÜŞMELER DEVAM EDİYOR’

Terörsüz Türkiye sürecinin ülke için çok önemli bir konu olduğunu belirten Tunç, “41 yıldan bu yana ülkemizin gelişmesinin, kalkınmasının önündeki en büyük engellerden biri olan terör örgütü ve binlerce şehit vermemize neden olan büyük acılar yaşadığımız terör örgütünün kendini fes etmesi, silahları bırakması çok önemliydi. Türkiye Yüzyılı’na başladığımız şu anlamlı dönemde çok önemli bir dönemeci aştı Türkiye. Ve şu anda terör örgütünün silah bırakması ile ilgili süreç takip ediliyor. Devletimizin ilgili kurumları tam bir koordinasyon içerisinde bu süreç takip ediliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde de bu konuda bir komisyon kurulması çalışmaları da başladı ve gerekli görüşmeler partiler arasında diyaloglar da devam ediyor. Bu aşamada Dem Parti ile Adalet Bakanlığı'nda yaptığımız görüşmeler oldu. Orada dile getirilen bir takım hususlar özellikle yargı uygulamaları ile ilgili kanunlardan kaynaklanan, uygulamadan kaynaklanan birçok hususu değerlendiriyoruz. Tabii yasal konularla ilgili takdir elbette ki Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin; bu noktada yapılması gerekenler milletvekillerimiz tarafından elbette ki değerlendirilecektir” dedi.

‘ADLİ TIP'IN TAHRİF YAPMASI SÖZ KONUSU DEĞİL'

İYİ Parti Milletvekili Turhan Çömez’in, tutuklu Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık hakkındaki adli tıp raporunun tahrif edildiği iddiasıyla ilgili, "Adli Tıp Kurumu'nun bu şekilde bir tahrif yapması kesinlikle söz konusu değil. Böyle bir konuşma külliyen yalan. Bazı kişiler maalesef yalancılık hastalığına tutulmuş diyebiliriz. Bunun tıptaki karşılığını da onlar biliyor kendileri. Burada Adli Tıp Kurumu’muz bizim 200 yıllık bir teşkilatımız. Ve adli konularda, adli bilimlerde bilirkişilik yapan, devletin güvenliği kuruluşu ve uluslararası anlamda da akredite olmuş ve her yıl gerçekleştirdiği uluslararası adli tıp konferanslarıyla dünyanın ve Avrupa'nın birçok ülkesinden adli tıp uzmanlarının uygulamalarını ibretle ve özellikle ilgiyle izlediği bir kuruluşumuz" dedi.

‘YENİDEN DEĞERLENDİRİLEBİLECEK KONULAR'

Ahmet Minguzzi’nin öldürülmesine ilişkin dava sürecine de değinen Tunç, failler hakkında açılan davaların sürdüğünü, ayrıca tehdit mesajları gönderen kişilere yönelik cezaların da verildiğini belirtti. Tunç, "Ahmet Minguzzi’yi o şekilde katledenler ile ilgili olarak yargımız gerekli soruşturmayı başlattı. Şu anda 18'den küçük yaşları olan 4 kişi ile ilgili İstanbul Anadolu Adliyesi'nde dava devam ediyor. 2’nci Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde yaşları 14 ile 18 arası 4 kişinin yargılanmasına dair dava sürüyor. Bunu hep beraber takip ediyoruz. Çocukların ceza adaleti sistemi bakımından hem caydırıcılık bakımından, hem de suç mağduru çocukların özellikle suça maruz kaldıklarında bu maruz bırakanların etkin bir soruşturmaya tabi tutulması bakımından soruşturma aşamasında ve kovuşturma aşamasında ve infaz aşamasında yapılabileceklerle ilgili değerlendirmelerimiz oldu. Biliyorsunuz ceza kanunumuza göre 12 yaşın altında ceza sorumluluğu yok. 12-15 arası adli tıp raporuyla beraber sorumluluk oluyor. Cezada indirim söz konusu oluyor. 15-18 arası yine rapor ve cezada belli bir indirim var. Bunların hepsi yeniden değerlendirilebilecek konular. Çocuklarımızın suçtan korunması çok önemli” ifadelerini kullandı.

'HAKETTİKLERİ CEZAYA ÇARPTIRILACAKLAR'

Kadına yönelik şiddetin kırmızı çizgileri olduğunu ifade eden Tunç, Ayşe Tokyaz cinayetiyle ilgili soruşturmanın titizlikle yürütüldüğünü belirti. Olayla ilgili 7 kişinin tutuklandığını ve 1 kişinin firari olduğunu bildiren Tunç, “Kadınlarımızın bu şekilde şiddete maruz kalması ve hunharca katledilmesi hepimizin yüreğini yaralıyor. Maalesef bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bu noktada üzücü hadiselerle karşı karşıya kalıyoruz. Orada soruşturma devam ediyor ve etkin bir şekilde devam edecek ve bu cinayetin sorumluları yargımız tarafından hak ettikleri cezaya çarptırılacaklar” dedi.